Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Özellikle nimet işin içinde olduğu zaman ben kafayı yiyorum, canım sıkılıyor, kızıyorum, hatta sövüyorum sebep olanlara... Herhangi bir yiyecek maddesi ki en nihayetinde Allah’ın nimetidir, böyle sululuklarda kullanılmaması lazım asla ve kata... Unutulmamalı ki o nimeti alabilmek için günlerce alın teri döken insanlar var. Yolda sakin bir şekilde yürüyen adamın suratına elinde tuttuğu yaş pastayı şlappp diye yapıştırıp birde pişmiş kelle gibi sırıtıyor. O pastayı babası alsın eve getirsin diye dua eden bir dolu gariban fakir çocuk var. Bir başka şaka, ağaca adamın birisi vuruyor ağaçtan para dökülüyor başka biri geliyor üstüne hemen faşşşş suyu boca ediyorlar. Bu da bence iğrenç, ağır bir şaka... Geçmişte vardı yine oyuncular mafya taklidi yapıyor ve bir kuryeyi şaka kıskacına alıyorlar... Tabi çocuk neredeyse korkudan ruhunu teslim edecek duruma geliyor... Birde ramazan ayında ki bir şakada taksicinin birini delirtmişti şakacı... Sonrada dayağı yedi tabi... Şaka olduğu anlaşıldı ama dayak yiyenin yanına kâr kaldı. Özellikle Müslümanların mübarek bildiği böyle özel günlerde insanları rencide edici şakalardan uzak durmak lazım diye düşünüyorum. Tamam belki şakadan sonra özür dileniyor filan ama, o insanın düştüğü durum gülünç olmaktan öte hüzün verici oluyor... Bir arada radyoda vardı sesli şakalar. Telefon açıyorlar ve eski Türk filmlerinin konuşmalarını, repliklerini dinletiyorlardı bağlananlara. ’’Oğlumu bulana bir milyon lira vereceğim.’’ filan gibi konuşmalar oluyordu. Karşıda ki adamda sonunda kafayı yiyordu, aynı şeyler tekrarlanınca... Balon satan amcanın balonlarını patlatıp yaşlı amcayı sinir etmişti geçmiş tarihte bir şakacı... Daha sonra zarar ziyanı karşılıyorlar belki ama ne gerek var, adam helal yoldan rızkını kazanmak için çıkmış yola, balon satıyor. Şakayı sevmem demiyoruz ama biraz da düzeyli insan onurunu incitmeden yapılsın yapılacaksa şaka ve benzeri olaylar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |