Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
trenler, özlediğimiz kişiyi getirir bize, bakarız!..trenler, sevdiğimiz kişiyi gurbete iletir, bakarız...tren sesi hoşumuza gider, bakarız...trenin nasıl bir taşıma aracı olduğunu merak eder, bakarız...işleyen trenlerimiz olduğu için mutluluk duyar, bakarız...trenler içinde yolculuk yapanlara el sallamak ister canımız, bakarız...trene bakanları benzettiğiniz şey bile yapsanız bizi, yine bakarız!..lakin, bakacak trenleri devirdiniz siz!.. bakacak tren kalmadı bayım, bakacak tren kalmadı!..siz bizi bakacak trenlerden bile mahrum ettiniz!.. tren dedim de, bir zamanlar Allah’ı unutup, şu meşhur Süleymancılar cemaatine tapan bir kadıncağız geldi aklıma!.ben o sıralar yeni emekli olmuş, özel bir kütüphanede çalışıyordum. öğrenciler okulda olduğu için, henüz gelen giden yoktu kütüphaneye derken bir ayak ayak sesi, kapıda söz ettiğim kadın. selamlaştık, oradan buradan konuşmaya başladık. hah dedim, şimdi tam zamanı, bu Süleymancı meselesini sormalıyım ona, bakalım neymiş!. sanki kadın bu soruyu bekliyormuş gibi, açtı ağzını kapatmak bilmedi.bendeki sabır da çokmuş valla, dinledim de dinledim...ne dinledim derseniz, asla inanmadığım, her kelimesi, her cümlesi bana ters gelen sözler!.. neymiş, vakti zamanında Süleyman adında bir iş adamı varmış...bu adam her sabah bir trenle işine gidip gelirmiş. aynı trende iki tane de annesini, babasını kaybetmiş çocuk varmış. bu çocukları, Süleyman efendi sürekli olarak trende olduklarını görünce, yanına çağırmış. çocuklar annesiz, babasız olduklarını, bu yüzden trende yaşadıklarını, yolcuların verdiği yiyeceklerle yaşadıklarını söylemişler. o tarihten sonra, çocuklar Süleyman efendinin koruması altında yaşamaya başlamışlar. buraya kadar, iyi ve hayırlı bir iş!..ya sonrası!. yaşamak, bazen, birileri tarafından yontulan bir şeydir, biliyor musunuz? Süleyman efendi de çocukları yontmaya başlamış!.onlara demiş ki: size, kendi inancımı öğreteceğim, siz de benim öğrettiklerimi onar kişiye öğreteceksiniz!.öğrettiğiniz o on kişiler de onar kişiye öğretecekler!. işte böyle!..”on on” diye diye, Süleymancılar çıkmış ortaya!. nasıl ama!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |