Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Bir kamyon misali bahsi geçen şarampole yuvarlanmak istemiyorsak, uymamız gereken en önemli kuralların başında gelen güvenilirliği elden bırakmamak gerekmektedir. Güvenilirlik çelişkisiz bir hayat yaşamamızda en büyük paya sahip olacaktır. Ağzımızdan çıkan her sözümüzün hareketlerimizle uyum içinde olmaması, bir ömür kaybetmemizde önemli bir rol oynamakta geç kalmayacaktır. İnsanoğlu hayatında önemli bir yere sahip olan güven duygusunu kaybetmekle dünyasının olumsuz bir şekilde değişeceğinin bilincine varmazsa dönülmez yollara sürüklenerek yönünü bulmayı zorlaştırır. Yazık ki insanların ağızlarından çıkan sözlerle hayata geçirmekte oldukları eylemler farklılıklar göstermekte, şekilde görüldüğü üzere birbiri ile uyum sağlamamaktadır. Konuşulan ile hayata geçirilmek istenen herhangi bir programda araya çelişkiler girdiği anda bilinmelidir ki; yapılması planlanan icraatın yöneticilerine karşı telafisiz bir güvensizliğin meydan bulacağı aşikar. Bahsetmekte olduğum sonucun doğmaması için işimizin temellerini sağlam atıp üzerine ufacık bir sarsıntının bile yıkamayacağı bir bina inşa etmemiz lazım gelmektedir. Bizler hayatımızda çelişkilerin meydan bulmasına müsaade ettiğimiz müddetçe, kazanmanın mümkün olmayacağını göz ardı etmememiz gerekmektedir. Ayrıntılara dikkat etmez, boş verip geçersek bir arpa boyu yol alamaz, bir ömür olduğumuz yerde sayar, hayatımıza yön vermek yerine kendimizi uçsuz bucaksız bir boşluğun içinde buluruz. Güvenilirliği elde tutmak istiyorsak dilimizin söylediğini hareketlerimizin boşa çıkarmasına yahut tam tersi bir durumun gelişmesine izin vermememiz icap etmektedir. Bizler kendimize yön veremezsek yani rotamızı çelişkilerin çizmesine engel olmazsak etrafımızda hiç kimsenin güven duyup iş yapacağı bir kimse olmamız imkansız bir hal alacaktır. Onun için diyorum ki hislerinizle hareket etmekten vazgeçin ,mantığınızı kullanma yolunda yürüyerek çelişkisiz bir yaşam sürme gayretinde bulunun. Bunu neden söylediğime gelince insanoğlu genellikle duygularının götürdüğü yere doğru yol almayı tercih etmektedir, bu yaptığının hayatında geriye dönülmez kayıplara mal olacağını aklına getirmemektedir. İnsanları çelişkiler yüzünden en başta yanlarında yer aldığına inandıkları kimseleri karşılarında görmeleri, yükte hafif fakat pahada ağır kayıplara uğratmaktadır. Bunun sebebi ise plansız, projesiz bir hayat sürmek istemeleri, attıkları temellerin sağlamlığının test edilmemesidir. Dilimizin söylediğini hareketlerimize, hareketlerimizle anlatmak istediklerimizi de dilimize yansıtmamız bizim faydamıza olacaktır. Dünyamızda boşlukların yer bulmasına izin vermemiz hayatımızı çelişkili davranışların yönlendirmesi anlamına gelmektedir. Bu da demek oluyor ki bizim biz olmamızda büyük bir engel teşkil eden tutarsızlıkların boyunduruğu altından çıkmamız mümkün görülmemektedir. Üzerinde yer bulduğumuz dünyada çelişkilerin mutluluklarımıza engel olmasına, duygularımızı yönlendirmesine izin verilmemelidir. Ben her daim güvenilirliğin önemine vurgu yapmakta kurmuş olduğum bütün cümlelerimin boş olmadığına dem vuruyorum. Çünkü insanlar en büyük zararı yine içerisinde bulundukları çelişkilerden kurtulmadığı müddetçe kendilerine vermektedir, bunun da hayatın göz önünde bulundurulması gereken bir gerçek olduğu fikri zihinlerde yer bulmalıdır. Duygular insana yanlış yapmakta öncüdür; fakat mantık hayatımızın yön bulmasında vazgeçilmez bir pusuladır. Bu pusulayı kullanmamız icap ettiği gibi kullanırsak hayatımızda çelişkilerden hiçbir eser kalmayacaktır. Fakat tersi bir durum olduğu anda kalp karanlığını sonlandıran ışıktan mahrum kalacağımız akıllardan çıkarılmamalıdır. Değerli okurlarım ,bu yazımı kaleme alırken her daim insanların tutarsızlıklarını göz önünde bulundurdum ve sizler için satırlara dökmekte bir an olsun tereddüt etmedim. Bilinmelidir ki çelişki, insan yaşamının dipsiz bir kuyu haline gelmesinde ve rotasını kaybetmiş bir kaptan olmamızda hatırı sayılır bir paya sahiptir. Bunların son bulması için içimizi kurt misali kemiren çelişkilerin hayatımızdan sökülmesi için elimizden her ne geliyorsa fazlasını yapmaktan bir an olsun vazgeçilmemelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |