..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İyileşme > Guvercin




4 Mayıs 2003
kesik  
Guvercin
Sorunu çözmek için sorunu anlamak ilk adım olabilir


:CJIF:
El ayasından parmağına süzüldü kan ve oradanda temiz fayansın üzerinde bir nokta olarak belirdi. Gözleri elindeki bıçakta sabitlendi. Dışarıdan bir çığlık ilişti kulağına ve ardından bir köpek havlaması duyuldu. Kedi ile köpekler, her gördüğü yerde birbirinden kaçan bu iki düşmanın mücadelesi kulağında çarpıştı. Son bir çığlık daha duyuldu ve bu amansız düşmanlığa bu gecelik bir nokta kondu. Bu son çığlıkta gözleri bıçaktan yere düşen damlaya ve ardından düşen iki damlayı takip etti. Bıçağı tezgaha bıraktı. Arkasındaki ecza dolabından pamuk aldı ve bileğine bastırdı. Kanı dindirdikten sonra flasterle yarayı sardı. Dalgın oldu zamanlar çok sakar olduğu için mutfakta yara bandı pamuk gibi malzemeleride eksik etmiyordu. Soğanıda olduğu yere bıraktı. Işığı kapatıp mutfaktan yatak odasına ilerledi. Sessizlik evin her köşesine yerleşmişti. Artık adımlarını bile duyamıyordu. Işığı yaktı ve yatağına uzandı. Yanlızlığın en kırıcı olduğu zaman umutsuzluktu. Aslında tüm duyguların en kırıcı olduğu zamandı umutsuzluk.

Yatağından kalktı. Eline ne geçtiyse üstüne giydi. Işığı kapattı yatak odasından çıktı. Bulunduğu dairenin dış kapısını ardından çekip hızla apartmanın beton merdivenlerinden indi. İçi çok daralmıştı ve apartman sanki ruhunu boğmaya başlıyordu. Sokağa dar attı kendini. Az önce ki muharebede kaybeden kaybeden taraf yerde cansız yatıyordu. Artık onun için yarın atılacak çöplerin hiçbir önemi yoktu. Kimin tavuk yediğinin kimin balık yediğininde. Bu dünyanın kuralları kediyede kendine göre kurallar koydurmuştu ve artık hangi çöpten karnını daha iyi doyurabilceğini anlamıştı. Kuşların her sabah günü nereden karşıladıklarını gayet iyi biliyordu. Ama elinde içini doldurabileceği yaşam yoksa bunların ne önemi vardı. Yavaş adımla kedinin yanından geçti. Havada hafif bir esinti dolaştı. Yürüdüğü ara sokaktan anayolun bulunduğu tarafta çıktı. Tam yolun ortasında bir arabanın başındaki iki kişi dikkatini çekti. Yerden birşeyi kaldırıp yolun kenarına attılar. Sonra arabaya bindiler. Arabaya binerken homurtularını duydu.

"Gitti arabanın farı. Nereden çıktı bu aptal hayvan gelde işin yoksa birde bununla uğraş!"

Araba oradan hızla uzaklaşırken kenara attıkları hayvanın yanına koştu. Burnunda ve gözündeki pençe izleri az önceki savaşın galibinin şimdi yaşamın mağduru olduğunu haber veriyordu. Yanına geldiğinde köpek artık yaşamıyordu. Gazetelerdede okuyordu bırak bu sokak köpeğini insana bile çarptıktan sonra hızlıca oradan kaçan arabalar vardı. Köpeği yerden kucaklayarak kaldırdı. Yine çıktığı ara sokağa girdi. Köpeği, kedinin yanına bıraktı. Apartmanın bodrumundan küreği aldı. Sonrada evden büyükçe bir çul aldı. Kedi ile köpeği bu çula yerleştirdi. Çulu bohça haline getirip bir elinede küreği alarak yürümeye başladı. Yürüdü yürüdü...Apartmanların uzağında çorak ve boş bir arazinin bir köşesine yöneldi. Elindeki kürekle iki tane derin çukur açtı. Sonra bu iki düşmanı yan yana gömdü. Yorulmuştu artık. Biraz uzaklaştı, bir taşın üstüne oturdu sigara yaktı. Dumanın helezonları geceye karışırken yanlızlığın sersemliği dudağında umutsuzlukla birleşti. Artık çok geç olmuştu yorğunluğuda tepesinden aşıyordu. Küreği yerden kavradı. Yerinden doğruldu. Evine doğru yöneldi.

Bugün o çok sevdiği sevgilisinden ayrılmasının ilk haftasını doldurmuştu. Ve bugün tekrar konuşmak için tam yanına giderken elinden tutan diğer insan tüm duygularını hayata karşı dikmişti. O eski sevgili ne çabuk karartmıştı gündüzü.Tekrar tüm duyguları hayata karşı dikleşti, hesaplaştı. Eski günler aklından bir kuğu misali süzülürken birden yolunu kaybettiğini anladı. Zaten çelimsiz vücudu ile o iki varlığı taşımış ve çok yorulmuştu. Sağına soluna bakındı. Buraları tanımıyordu. Kaybolmuştu. Sıkıntı, huzursuzluk umutsuzluk içinde birikti birden. Sokak lambasıda yoktu. Heryer karanlıktı. Umutsuzluk içinde başını gökyüzüne kaldırdı. Gece o kadar koyuydu ki hiçbir yıldız parlamıyordu. Taradı gökyüzünü titrek bir ışık süzüldü geceye. Neydi bu? Çoban yıldızı mı evet evet çoban yıldızı en koyu gecede bile parlayabiliyordu. damarlarındaki kan biraz daha hızlandı. Güçlü bir nefes aldı ve ağır ağır yaşama bıraktı. Güçlü bir nefes daha aldı ve hatırları, anıları, başarıları ve başarısızlıkları, umutsuzlukları ve umutları, hüzün ve mutlulukları....geçmişin olan herşeyi gemişe bıraktı yavaşça. İşte en koyu gede parlıyordu bu yıldız. Biraz daha güçlü, daha hızlı, daha canlı, diri yıldıza doğru adımını attı. Ne vardı düne dair hepsi artık geride ne gelecekti gelecekten hepsi ileride. Elinde halen varolan bir yaşam vardı ve yaşam yeni güzel veya kötü şeyleri ekleyecekti hayata. İşte şimdi yelken açmalı bilinmeyen denizlere ve adım atmalı cesurca geleceğe. Attığı her adımı saydı bir........iki....üç..dört.beş.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İyileşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tatilde Terapi

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gerçek?
Sohbet
Atık Hücre
Reyhan
Hüzün Geceye Takıldı, Gözlerimdeki Gülümseme Sabahtı
Beni Sevebilir misin?
Rigor Mortis
Baston
Dün Gece
Değerliymiş aslında..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sana Dair [Şiir]
Akasya [Şiir]
Ahiretlik - 23 [Şiir]
Hep Yek! [Şiir]
Empati [Şiir]
Kayıp Ada [Şiir]
Unutulmuş [Şiir]
Mutluluk [Şiir]
şehir ve gece [Şiir]
Ahiretlik - 14 [Şiir]


Guvercin kimdir?




yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Guvercin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.