..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden sonra yeni birþeylerin olduðu konusunda umutluyum. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Arzu Menteþeoðlu




11 Temmuz 2003
Ölüden Mektup Var  
Arzu Menteþeoðlu
Yýl 1978. Anarþik hareketlerin alevlendiði bir dönem. Ben henüz ilkokul ikinci sýnýfa gidiyordum.... Bekir; köyden gelmiþ son derece fakir bir ailenin çocuðuydu. Babasý çocuklarýnýn gözü önünde annelerini býçaklamýþ. Annesi ölmüþ, babasý da hapisteydi. .


:CBDC:
                    ÖLÜDEN MEKTUP VAR

     Yýl 1978. Anarþik hareketlerin alevlendiði bir dönem. Ben henüz ilkokul ikinci sýnýfa gidiyordum. O yýllarla ilgili anýlarým oldukça silik. Ancak, ortamdaki gerginliði, basýndan ve televizyondan eksilmeyen çatýþma haberlerini, ölümleri, bombalamalarý ve büyüklerdeki gerginliði nasýl unutabilirim. Ortalýkta bir sað-sol lafýdýr gidiyordu. Ya saðcý olacaktýnýz ya da solcu. Ailemde fanatik bir taraftarlýk görmemiþtim ancak, bizlere her zaman öz benliðimize saygý duymayý, dinimize, milletimize sahip çýkmayý ve her zaman için düþünen insan olmayý aþýlamaya çalýþtýklarý için hayatým boyunca onlara minnettar kalacaðým.

     Annem edebiyat öðretmenidir. Çocuklarýný bakýcýlar elinde büyütmek istemediði için meslek hayatýna ara vermeyi uygun bulmuþtu. On iki yýl aradan sonra gençliðin elden gidiþine gönlü razý olmamýþ, "bir kiþiyi bile kurtarsam kardýr" düþüncesiyle tekrar göreve baþlamak istemiþti. Tayini de sol görüþlü idare yönetimindeki, sol görüþlü öðretmenlerin aðýrlýkta olduðu bir liseye oldu.

                              ***

     Bekir'i bu vesileyle tanýdýk. Lise son sýnýfta annemin öðrencisiydi. Onu bulut perdesi arkasýnda gibi hatýrlýyorum. Hafýzam beni yanýltmýyorsa esmer, uzun boylu, kara kaþlý kara gözlü tam bir Türk genciydi. O zamanlar sekiz yaþýnda olan benim için gözlem kaabiliyetimin geliþmiþliðinden pek söz edilemez, buna raðmen yýllar sonra bile onu hep hüzünlü olarak hatýrlýyorum. Hala, onun hayatýmda gör-düðüm en mutsuz insan olduðunu düþünüyorum. Arada bir annemin okuluna gitmem gerektiðinde onu bahçe duvarýnýn dibinde tek baþýna oturur görürdüm. Evimize geliþi rüya gibi.

     Bekir; köyden gelmiþ son derece fakir bir ailenin çocuðuydu. Babasý çocuklarýnýn gözü önünde annelerini býçaklamýþ. Annesi ölmüþ, babasý da hapisteydi. Kardeþleri ayrý ailelere evlatlýk verilmiþler, kendisi de parasýz yatýlý okuyordu. Amacý doktor olmaktý. Son derece zeki ve gelecek vaad eden biri olduðu için doktor olup, kardeþlerini sahiplenme hayaline 'mutlak' gözüyle bakýyorduk. Ailecek onu çok sevmiþtik. Anne babamý nasýl ana baba bellediyse onlar da ona evlat muamelesi yapýyorlardý.

     Bazý gruplarýn içine itilmiþ, bilinçli olarak beyni yýkanmaya çalýþýlmýþ. Sol bir örgütün hücre evinde eðitime alýnmýþ, üst düzeyde olduðu ve birçok þey bildiði için ayrýlmak istediðinde salýverilmemiþ, güçlükle kaçabilmiþ. Onu tanýdýðýmýzda doðrularýn onlarýn söylediði yolda olmadýðýna karar vermiþ, kendini kurtarmaya çalýþýr durumdaydý.
                              ***

     Birgün babamýn adeti olmadýðý bir saatte eve geldiðini hatýrlýyorum. Periþan haldeydi. Halinden uzun bir süre aðladýðý anlaþýlýyordu. Fevkalade birþeyler olduðu belliydi. Annem de bizler de meraklanmýþtýk. Ancak o konuþamayacak kadar kötü durumdaydý. Sonunda gözyaþlarý içinde zorlanarak, biraz önce emniyetten polislerin geldiðini, Bekir'in okulun yemekhanesinde hortumla tavana asýlý bulunduðunu haber verdiklerini söyledi. Ýntihar etmiþ olmasý bir fikirdi ancak öldürüldüðünü gösteren ipuçlarý daha aðýrlýklýydý. Polisler ölmeyi çok isteyen birinin bile kendini astýktan sonra, son anda kurtulmak için refleks hareketlerde bulunup, çýrpýndýðýný söylediler. Oysa "Bekir olayý"ýnda, herhangi bir çýrpýnmada mutlak devrilmesi gereken kazanlar, cesedin yanýnda gayet düzenli duruyorlardý. Bu nedenle yatakhanede yastýkla boðulup, yemekhaneye taþýnarak intihar süsü verilmeye çalýþýldýðý ihtimali üzerinde duruluyordu. Bunun için çok geçerli bir neden de vardý. Herþeyi günü gününe not ettiði hatýra defteri. Daha önce kaldýðý hücre evinde üst düzeyde olduðu için bilinmesinin kendilerine zarar vereceði bilgileri de kapsýyordu. Ölümünden sonra bu defterin bulunamamasý þüpheleri doðruluyordu ancak bu olay da kesin olarak gerçek anlaþýlamadan, birçok bilinmez gibi kapanýp gitti.

      Bizler ise, hiçbir zaman onun intihar ettiðine inanmadýk. Söyleyin bana, öldüðü günün sabahý babama üniversite imtihaný için son hýzla çalýþtýðýný söyleyen, gelecek için idealler besleyen, kardeþlerinin sorumluluðunu duyan ve onlar için de iyi bir gelecek isteyen biri intihar etmiþ olabilir mi?

     Bana bu anýyý tekrar hatýrlatan, yýllardýr ellenmeyen bir hatýra defterinin arasýnda Bekir'den sevgili öðrekmenine yazýlmýþ iki mektupla tekrar karþýlaþmamdýr. Ne yazýk ki hakkýnda daha fazla birþey bilmiyorum. O mektuplarý her okuyuþumda onu þimdi ve daha derin tanýmýþ olmayý isterim. Bu mektuplar bir öðretmenin insan hayatýnda ne büyük önemi olabileceðini, insanlar hakkýnda edindiðimiz ilk izlenimlerin bizi yanýltabileceðini...göstermesi ve sonsuzluktan gelen bir ses olmalarý açýsýndan dikkate deðerler bence. Her okuduðumda onun sonsuz hüznünü hissederim ve içim titrer. Zaten gerçekten samimi olan herþey insanýn içini titretmez mi?

     Onun mektuplarýnýn daha iyi anlaþýlabilmesi için, hatýrasýna böyle bir yazý yazmaya karar verdiðimde annemin anlattýðý kafamda 'böyle eðiticiler de var mý?" sorusunu uyandýran bir olayý aktarmak istiyorum.

     Ayný okulda öðretmen bir Bayan X vardý. Ben bile henüz çocuk olmama raðmen bu Bayan X'in hile hurdalarýný sýk sýk duyuyordum. Bayan X'in ahlaki deðenleri o kadar yozlaþmýþtý ki, Bir gün kahra-manýmýzý -ki yatýlý bir öðrencidir- evine, odunlarý taþýmaya yardým etmesi için çaðýrýr. Evde kocasý yokken bu þekilde çaðýrýlmasý mert ve ahlaki deðerlere son derece düþkün bir Anadolu çocuðu olan kahramanýmýzý çok þaþýrtmakla birlikte, ne de olsa öðretmeni olduðu için isteðini geri çeviremez. Kan ter içinde odunlarý taþýrken, bizim ahlaki çöküntü içindeki Bayan X'imiz bir de banyo yapmaya kalkýþmasýn mý? Kahramanýmýz bir kat daha þaþýrýr ancak Bayan X'in banyodan "Bekir! bana havlu uzatýr mýsýn..." diye seslenmesi bardaðý taþýrýr. Sinirle okula döner. Tüm camlarý ve çerçeveleri indirir. Tüm ahlaksýz ve faziletsizlikleri taþlar gibi okulu taþlar, etrafa saldýrýr. Sonuçta da disiplin kurulu hakkýnda soruþturma açar.

     Bekir idare ve sol grüþlü öðretmenlerin yakýn takibi altýndaydý ve her þart ve durumda ideallerinden ve doðrularýndan ödün vermeyen anneme bir dal bulmuþçasýna sarýlmasý diðerlerince iyi karþýlanmýyordu. Anýlarýný tazeleyen annem bana Bekir'in bu konuda uyarýldýðýný bile söyledi.

     Herþeye raðmen, bu olayda disiplin kurulu konuþmayý kesinlikle reddeden Bekir'den neden böyle davrandýðýnýn soruþturulmasý için annemi görevlendirdi.

     Disiplin kurulunun kararýný öðrenemedim. Ancak Bekir'in anneme belki de gayri resmi yoldan anlattýðý olay buydu.

     Yýllar sonra bu mektuplarý bulup okuduðumda, onun yalnýzlýðýný, erdeme olan baðlýlýðýný ve bu baðlýlýðýný öðretmenine yansýtýþýný gördüm. Mektuplarda gizli olarak, öðretmeniyle bir öðretmen dýþýnda, insan olarak da ilgileniyor olabileceðine dair bazý satýrlar dikkatimi çekmiþti. Yukarýdaki olayý duyduðumda insanlýðýn yüz karalarýyla karþýlaþmýþ gencin bu baðlýlýðýnýn özlediði güzellikleri öðretmenine yansýtýp, onda görmesi olduðunu daha iyi anladým.

     Muktuplarý kelimesini deðiþtirmeden aynen alýyorum.

                              ***

     Sevgili, biricik ve özcanciðercik öðretmenciðim; diye baþlýyor mektup.

     Sizi tertemiz, iyi niyetli ve bunun yanýsýra oldukça yüksek duygulu bir insan olarak tanýdým. Orjinal deðerli yeteneklerinizden belli oluyor ki; çocukluðunuzdan beri insanlýðýn, sevginin, iyiliðin meyvalý dalýndasýnýz. Özünüzdeki tarlada baþaklar olgunlaþmýþ, çiçekler açmýþ...

     Ýyilik kurallarýna karþý beslediðiniz baðlýlýk duygusuyla düþmüþlerin elinden tutmanýz ciddi bir faziletkarlýk örneðidir.

     Bana öylesine yalýn, öylesine kývrýmsýz bir yol açtýnýz ki; bulaþýcý ve hastalýklý düþüncelerden, fikirlerden arýnmam için hiçbir engel kalmadý.

     Sizdeki iyi, herkeste var olanýn en fazla deðeridir. Bu iyinin ýþýðýnda insan ruhunun en zor köþe bucaklarý ve en karanlýk görüngüleri aydýnlýða çýkmaya zorunludur.

     Öðretmenim olduðunuz ilk günden beri sizi en az öz annem kadar sevdim. Bana þen bir yaþama sevinci veren ilginizi de buna ekleyince, size olan sevgim daha derin boyutlara ulaþtý.

     Dersimize girmeseniz edebiyat dersine kendimi veremem...Ona kýzarým...Kendimle de tutamam...

     Çocuklarýnýz öylesine temiz, öylesine iyi ve sevimli ki; onlarýn ruhen yüceliðine ve terbiyesine hayranlýk duymamak elde deðil. Onlarýn çiçeklerinden demet yapmak büyülü bir mutluluk.

     Öðretmenciðim;

     Siz ve siz olanlarý, bir uygarlýk, bir barýþ, bir tedavi ve bir ahlaki özgürlük merdiveni yaparken görüyorum. Hiç kuþkum yok ki; bu merdivenden çýkma ve hedefe ulaþma sanatýný da yine siz ve siz olanlar öðretecektir.

     Baþka öðretmenlerimi de sevdim. Ama onlarýn ilgileri kötü amaçlý olduðumdan, bana yarar yerine zarar getirdi. Ruh düzenimi zedeleyip kan kokan virane yýðýnlar arasýnda býrakmak uðruna, bütün namert niyetlerini kullanmayý esirgemediler.

     Kendi özbenliklerine yabanlaþmýþ bu salyangoz kabuklu düzenbazlarýn tutkularýný býrakan herkes, Allah'ýn en güzel nimetlerinden faydalanma hakkýný elde etmiþ olur.

     Orhan aðabeyi biraz yakýndan tanýyýnca "büyük adam"ý deðerlendirme ölçülerini unutmak üzere olduðumu hemen hatýrladým.

     Ben bunca uzun yoldan sonra sizleri tanýmak için yaratýldým. Kendimi öðretmenime borçluyum. Bana beni veren sizsiniz.

     Kabul ederseniz tabii.

     Her türlü maddi yarar, çýkar, mübalaða ve övgü benim için bir önem taþýmaz. Bu tür görüþ ve düþüncelere de asla ciddi bir anlam vermem. Bu yakýn geçmiþimde kazandýðým bir meziyettir. Kendimce çok soyludur.

     Ýnsanýn, "ben vatanýmý seviyorum" demekten korktuðu bir ortamda kendimi özgür ve mutlu hissedemiyorum. Geçenlerde Kur'an kursuna gitmem gerekiyordu. Yerini bilmiyordum. Soracak birini aradým, ihtiyar ve ak bir yüz aradým...Nur yüzlü vatandaþlar o kadar az ki...Rastgele birine, "Kur'an kursu nerde" diye sorsan, alaylý bir tavýrla yüzüne gülme ihtimali yüzde çoðunluktadýr. Belki de hiç utanmadan otuz iki diþini göstererek sýrýtýp durur. Yüzlerinde de "zavallý, bu çaðda, bu yaþta þunun örümcek kafasýna bak" der gibi bir ifade belirir.

     Size sözcükleri sýralamýyorum. Gönlümden geçenleri yazýyorum.

     Geleceðin milli ve sosyal Türkiye'sini kuranlar arasýnda bulunmanýzý caný gönülden dilerim.

     Mutlu ve baþarýlý yaþantýlar dileðiyle sonsuz teþekkürlerimi sunarým.

                              Eksilmez sevgi ve saygýlarýmla
                                   Öðrenciniz

Diye bitiyor mektup. Altýnda da tarih var, 2 Mart 3 / 1978 olarak yazýlmýþ.

                              ***               

     Ýkinci muktupta tarih yok. Ýlk mektuptan önce mi sonra mý yazýldýðýný bilemiyorum. O da þöyle;

     Herþeyde gerçeðin, güzelin, iyinin yolcusu olan sevgili öðretmenciðim.

     Hayatta herdaim, ruhen olgun, ahlaken güzel, manen yüce insanlarla tanýþmanýn özlemini duydum. Hep ve hep bunun alýþkanlýðýnda, sýkýntýsýnda, bilincinde kalarak yaþadým. Daha iyiyi umut ettiren bir beklemeydi bu özlem. Mutlu bir geleceðin sabýrsýzlýðýydý.

     Þanssýz bir insan olmama raðmen, sizi de tanýdýðým için þanslý olduðumu söyleyebilirim. Her alandaki derin ve geniþ kapsamlý beðenileriniz, tutkularýnýz, özlemleriniz ve kiþiliðinizi bulma savaþýndaki çabalarýnýz, gerçekten hayranlýk vericidir.

     Doðal yüceliklerinize karþý sevgi ve saygý sýnýrýnýn dýþýna çýkmama titizliðinin, dikkati içinde davranmaya yer vermeyi üstünlük bilirim.

     Birbirini tamamlayan, ortalama iki insandan biri deðilsiniz. Sizi gerçek kendinize kavuþmuþ, yeterli bir kendiniz olarak tanýdým. Bu benim iyi görüþüm olmaktan ziyade gerçektir.

     Ýnsanlardan gelen gönül yelleri, her türlü hikmet ve felsefeden üstündür. Yozlaþmýþ, çürümüþ, kokuþmuþ, görüþ ve eðilimlerin egemen olduðu sevgisiz bir ortamda; dürüst bir ortam yaratýr...

     Bu fani dünyada, hepimiz yalnýz. yabancý ve misafiriz. Hiç bir insan yoktur ki ilgiye ihtiyacý olmayacak kadar güçlü olsun.

     Her türlü maddi yarar ve çýkardan arýnmýþ, karþýlýksýz bir duygu ile sizinle yakýndan ilgilenme ve ilginizi yakýndan görme düþünü içime býrakan kapýlarýn bulunduðu anlar çoktur.

     Size tanýdýðým öncülük, gönlümün maddi zenginliklerle ölçülmez baðlarýna sunduðum önceliktir. Bu sýnýrsýz evrende, göz açýp kapamý geçiveren insan ömrünü, çalýþmakla, okumakla ve yine okumakla geçirdiðinize hiç þüphem yoktur. Bu aþamaya gelmiþ bir insan umutlarý kýrmaz, onlarý susuz çeþmeye göndermez sanýrým.

     Size doðan sevim, insanlara insanca yönelmenin yoludur. Aklýmýn iyilik doðrultusundaki sürekli geliþimidir.

     Uðradýðým zararlar, kazandýðým yararlar ne olursa olsun; ben, siz ve siz olanlarý sevdim. Kim ne derse desin, toplum içindeki yerim, durumum ve düzecim budur.

     Sözlerimdeki derinlik bir aldanýþ eseri deðildir. Kalpten gelen duygulardýr. Çünkü derinlik ancak içten gelen parçalara özgü bir prensiptir. Ýçten gelmeyen bir þey, deney ve gözleme ne kadar dayanýrsa dayansýn derinlikten yoksundur.

     Þimdilik, görüntünüz ve sesinizle beraber, benliðimdeki merdivenin en üst basamaðýnda siz varsýnýz. Öz be öz olarak, sizi unutayým mý konusunda evet demekte çekeceðim güçlülük ölçüsünde, hayýr demekte kolaylýk çekeceðim.

     Öðretmenciðim; ben isli mertekli, tezekli ve yýrtýk gömlekli bir köyde doðdum. Günlük yaþamýn geniþ sahnelerindeki yýrtýcý, yýpratýcý ve yýkýcý olaylarýn baskýsý altýnda kalarak ezildim. Açlýðýn, yoksulluðun ve sefaletin kýzgýn diþlerine yalýnayak basarak yürüdüm. Ýþsizliðin, parasýzlýðýn, sahipsizliðin ve yalnýzlýðýn anlatýlmaz acýlarýný çektim.

     Bunun sonucu olarak, yanlýþ ve olumsuz yönlere giriþim, yersiz ve gereksiz eylemlere yöneliþ yaparak, kendimi karanlýk ve karamsar özlemlere teslim olma yýlgýnlýðýna uðrattým. Aþýlmasý imkan dýþý olan engellerle karþýlaþtým. Zorlu bir özyaþam aðýrlýðý üzerimde karabaskýya dayanan bir iz býraktý.

     Ýnsanýn düþünce derbederliðinin, alýþýlmadýk ölçüleri korkunç boyutlara ulaþtýmý, insan açmazlar ve çýkmazlar felaketinin, yok olma tehlikesi içinde kalýyor...

     Çoðu kez, önemsiz, deðersiz ve yetersiz görüldüm. Beðenilmeyen, sevilmeyen, arzu edilmeyin bir varlýk oldum. Böylece dýþ dünya benim için bir ýzdýrap kaynaðý oldu. Geleceðe dönük umutlarým kör ve karanlýk hedeflere dönüþtü. Temelinin var olmakla yok olmaya dayandýðý bir mücadele verdim.

     Kendilerine bilimsellik etiketi yapýþtýran dýþ büyüklerin, gizli küçüklerin, aldatmak için yoksulluk lügati parçalayan nutukçularýn, yalanlayýp reddedenlerin, inanýp kabullenenlerin acýsýný çektim.

     Öfkeli babanýn, gözü yaþlý baðrý yanýk ananýn, kalbi kýrýk öðretmenin sýkýntýsýný yaþadým...

     Gördüm...Bedenin ruhsuzunu, yüreðin saðýrýný, kulaklarýn terbiyesizini gördüm...Eridim...Damla damla, aðlayarak, kýrýlarak, inleyerek ve gülümseyerek...Alacalý, bulacalý cafcaflý, karmakarýþýk kabuslu günleri çok yaþadým. Ýçimde üreyen bir umusuzlukla, ýstýraplý bir geleceðin ebediliðinden ruhumun seziþ ve duyuþuyla korkuyorumdur. Çünkü, yatacak yerim, yiyecek ekmeðim, çalýþacak iþim yoktur.

     Hep, varlýklaþan sevgiyi, sevgileþen varlýðý, insan olan genci, genç olan insaný, evrenleþen kiþiyi, kiþi olan evreni arýyorum...

     Durgun, yorgun, kýzgýn, alýngan, çekingen ve utangaç bir insaným. Yalnýz iç dünyam çok ayrýdýr. Beni dýþtan görenler, hemen gaddarlýk, ruhsuzluk, sevgisizlik damgasýný basýyorlar. Yargýlarýndaki sefkat eksikliði davranýþlarýmýn oluþ nedenini bilmemelerindendir. Tavýrlarýmýn ilgisiz olmasýnýn nedenleri vardýr. Zaten ben, görünümdeki ben deðilim. Görünen ben sadece bir kýlýf, bir kabuktur. Onu üstümden çýkarýp atamýyorum. Ne yapsam bu kabuktan dýþarý çýkamýyorum.

     Çocuklarý çok seviyorum. Onlarý görünce bedenimde ve yüzümde yorgunluk izi taþýyan, zindeliðimi yitiren ifade yerine,sessizlik kadar derin bir sevinç belirir. Anneleri çok seviyorum. Onlar kelebekler kadar narin, çiçekler kadar güzel ve kendisi kadar sýcaktýrlar. (Cennet analarýn ayaðý altýndadýr.") Hz. Muhammed.

     Saðlam karekterli her insaný severim. Bitkileri de...Hayvanlarý da... Ama ahlaksýzlýða tahammül edemem. Evrensel ve erdemli olmayan herþeye sabrým YOK.

     Herkes gülmedikçe, mutlu olmadýkça, hür olmadýkça, ben nasýl olayým ki?...

     Düþünmediðim ne var ki...Çayým soðumuþ, düðmelerim de kopuk, hele ayakkabýlarým bugün çok kýzgýn. Yol uzun, ömür kýsa, belli deðil nereye gittiðimiz. Hep ayný nokta etrafýnda dönüp duruyoruz. Bir gelen ve bir de geçen gün... Gidenlerden de dönen olmadý. Bihaberiz öte yandan. Hergün binlerce varlýk ölüyor. Ama biz hiç ölmeyecekmiþ gibi davranýyoruz.

     Bu kadar da bencillik olmaz ki... Böyle de yaþanmaz ki... Doðaya bile layýk bir oðul saygýnlýðýyla davranamýyoruz. Onu delik deþik, bölük pörçük, kirli paslý hale sokuyoruz. Tanrý bizi affetse bile, doða bizi affetmez. Neslimizi çabuk tüketir. Güneþ dargýn, hava aðýr, içim aðýr, içim dolu...Ders bitmiyor...Yine daldým kendi iç dünyamýn karmaþýk ormanýna.

     Biricik öðretmenciðim;

     Eðer bunuyazmakta hata yaptýysam, sizi üzdüysem özür dilerim. Büyükler, özellikle yüksekte iken alçak gönüllü olan büyükler, affedicidirler. Bu onlarýn olgunluk ölçüsüdür.

     Tasadan ýrak günler dileðiyle. Gönlünüz þen, geleceðiniz aydýn ve yuvanýz mutlu olsun.                         
          
                    Eksilmez sevgi ve saygýlarýmla.
                                        Öðrenciniz.

Problem insanlar çözüm gerektiren ilginç birer bilmecedir. Çünkü onlar toplumun ortak ýstýrabýdýr.
                         ***

     Mektup bu notla sona eriyor. Mektuplarýn üzerine birþey söylemek istemiyorum. Þu kadar ki; O, düþünebildiði günden beri, iyi güzel, doðru, fazilet ve ahlak peþinde koþan birisiymiþ. Hedefinde kesin kararlý olmasýnýn, çektiði tüm acýlara, zorlanmalara raðmen varlýðýna asla ihane etmemesinin bedelini canýyla ödedi o.                    



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Resme Hapsolan Adam
Özlem
Dön Mehmet
Melek Ýnsanlar
Gerçek Miydi? Rüya Sanmýþtým
Hayran
Labirent - Kayboldum! -
Sadece Bir Gazete Ýlaný
Gidelim Köyümüze Hüseyin!
Iþýk Adam

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayatýn Anlamý [Þiir]
Günlük - 9 [Roman]
Günlük - 5 [Roman]
Günlük12 [Roman]
Günlük - 7 [Roman]
Zara'nýn Dünyasý [Roman]
Günlük - 6 [Roman]
Günlük 11 [Roman]
Günlük - 8 [Roman]
Günlük - 10 [Roman]


Arzu Menteþeoðlu kimdir?

YAÞADIKLARIMDAN ÖÐRENDÝÐÝM BÝR ÞEY VAR Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var: Yaþadýn mý, yoðunluðuna yaþayacaksýn bir þeyi Sevgilin býtkýn kalmalý öpülmekten Sen bitkin düþmelisin koklamaktan bir çiçeði Ýnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuþa, bir çocuða Yaþamak yeryüzünde, onunla karýþmaktýr Kopmaz kökler salmaktýr oraya Kucakladýn mý sýmsýký kucaklayacaksýn arkadaþýný Kavgaya tüm kaslarýnla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandýn mý bir kez sýmsýcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taþ gibi dinleneceksin Ýnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiðine Hem de tüm benliði seslerle, ezgilerle dolarcasýna Ýnsan balýklama dalmalý içine hayatýn Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasýna Uzak ülkeler çekmeli seni, tanýmadýðýn insanlar Bütün kitaplarý okumak, bütün hayatlarý tanýmak arzusuyla yanmalýsýn Deðiþmemelisin hiç bir þeyle bir bardak su içmenin mutluluðunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaþamak özlemiyle dolmalýsýn Ve kederi de yaþamalýsýn, namusluca, bütün benliðinle Çünkü acýlar da, sevincler gibi olgunlaþtýrýr insaný Kanýn karýþmalý hayatýn büyük dolaþýmýna Dolaþmalý damarlarýnda hayatýn sonsuz taze kaný Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var: Yaþadýn mý büyük yaþayacaksýn, ýrmaklara, göðe, bütün evrene karýþýrcasýna Çünkü ömür dediðimiz þey, hayata sunulmuþ bir armaðandýr Ve hayat, sunulmuþ bir armaðandýr insana ATAOL BEHRAMOGLU

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Arzu Menteþeoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.