Köyün en yakışıklı genci
Kaptırmıştı gönlünü bana
İstediler verilmedim
Kaçıralım dediler serilmedim
‘Olmaz’ dedim, ‘Ata bir söz bir’
Anam dedi ‘Kızım gönlün nerdedir?’
Dedim anam gönlüm gönlündedir
Anam durdu, baktı baktı
Gözlerimin dibine
Ve o an tanıdı
Gönlümün sahibini
Gitti, konuştu babamla
‘Askere gitmemiş bir gence
Verilir mi hiç bir taze’
Anam kırık anam mahzun
Baktı gözüm içine
‘Kaç kızım, var git sevdiğine
Adettir, töredir elbet verecek
Baban seni gittiğinde’
Uçurdum haberin en güzelini
Yüreği pare yarime
Kuşluk vakti geldi
Penceremin dibine
Atıverdim bohçamı
Kendimle birlikte
Sonrası düğün dernek
Koymadılar boynu bükük,
Babamla anam geldiler düğünüme
Gözlerim gök gök
‘Allah mesut etsin’ dedi babam
Yevmiyeden artırdığı üç kuruşu takarken
Sarılıverdim boynuna
Hıçkırıktan boğum boğum
‘Göreceksin babam
Mutlu olacağım hep
Anam gibi, sen gibi
Sevdiğimle birlikte’
Geçti aylar aradan
Geldi vakti ayrılığın
Yarim askere gidecek
Günler karardı
Gecelerse aydınlık mum ışığında
Nameler dökülürken tel tel
Cevaben yarimin mektubuna
Gözlerimde yağıyordu
Her satırın üstüne
‘Gel artık erim, yetti gayri hasretlik’
‘Geleceğim’ diyordu
‘Az kaldı, vatan borcu bitecek
Güzel günler gelecek’
Avunurken erim kokan mektuplarla
Geçip gidiyordu günler
Tam 20 gün kalmıştı gelişine
Bir gün çeşme dönüşü
Köyün meydanında
Toplanmıştı ahali
Meraklanıp vardım
Komşuların yanına
Neden öyle bakıyorlar bana
Her kişi ağlamaklı
İşte o an düştü bir ateş bağrıma
Yıkılıverdim oracıkta köyün meydanına
Beklerken güzel günleri
Acı bir haber geldi
Künyesiyle birlikte
Bir de en son çekilen resmi
Notu vardı ardında;

Bakmaya kıyamadığım, koklamaya doyamadığım,
20 gün sonra yanındayım kısmetse
Son kez çıkıyorum bugün, Cudi’nin dağına,
Olur da dönemezsem...
Ne olur, ne olur hakkını helal eyle...