|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
8 Aralýk 2003
Nasýl Uyutulduk - 1 -
Tayyibe Atay
"Dokunulmazlýðýnla dokundun bana" |
|
Ýnsanýn var oluþ özellikleri içinde, bence en önemli yeri uyku tutar. Ta ana rahminden baþlayýp mezarda biten bu serüven sayesinde dinlenir, düþ görür, göz kapaklarýmýzý kapatabilir, dünya ile iliþkilerimizi durdurabilir, yataða olan özlemimizi giderebilir; dahasý düþünmekten uzaklaþabiliriz. Tam anlamýyla bedenimizin yaptýðý bir tatildir uyumak!..24 saatlik zaman diliminde durmadan tekrarlarýz bu tatil süresini...her tatil dönüþünde ise bir de bakarýz ki, her þey býraktýðýmýz yerde...Bir biz deðiþmiþiz, bir de azalmýþ takvim yapraðý sayýsý...Çocuklar büyümüþ, mevsimler deðiþmiþ...Daha ne olsun ki deðiþen? Benim anlatmak istediðim bu uyku deðil, mecaz uykular!..Yani birilerinin birilerini uyutmasý! Bu meyanda anne rahmine düþürülmek üzere, annemizin uyutulduðunu biliyor muydunuz? Tabii babamýz tarafýndan! Ne beceriklidir þu babalarýmýz valla!..Düðün dernek, takýlar, yeni bir ev, ev düzeni, araba, meslek sayesinde önce görsel olarak kandýrýrlar kadýnlarýmýzý...Sonra kaçýnýn doðru olduðu tartýþýlabilir olan komplimanlar, aþk sözcükleri...Aeni seviyorumlar, ne kadar güzelsin, çok da beceriklisin, yaptýðýn yemeklere bayýlýyorum, ne giyersen giy sana yakýþýyor, sen benim tanýdýðým en tapýlasý kadýnsýn (demek baþkasý da varmýþ ha!), seninle evleneceðim için mutluyum..vs...Bunlarý bir erkeðin aðzýndan duymak bile, “süt yemiþ kediye” çevirir kadýnlarýmýzý...’olur’ deyiverirler hemen!..doðru nikah masasýna!..Oradan da annemizin uyutulduðu yere(!)Bir bakmýþýz ki, bu uyku sonu anne rahminde ceniniz... Ýkinci aþamada tam dokuz ay annemizin karnýnda uyutuluruz. Bizi uyutma iþi annemizdedir artýk. Onu üzmeyelim diye ne sesimiz çýkar, ne soluðumuz...Arada bir kýpýrdanýrýz sadece...Gün geçtikçe büyüyen bedenimiz, sýðmaz olur fanusuna ve kýrýp çýkarýz dünya yüzüne...Tek bir silahýmýz vardýr artýk: SES! Onu hep kendi lehimize kullanarak bizi yaþatmaya zorlarýz çevremizdekileri...Karnýmýz acýksa viyak, altýmýz ýslansa viyak, bir yerimiz acýsa viyak...Ýþte bu viyaklar sayesinde karþýlayabiliriz ihtiyaçlarýmýzý...Oysa viyaklarýmýzdan býktýklarý için uyutmaya zorlarlar bizi... Beþikler, salýncaklar, yalancý memeler, biberonlar, ana kucaklarý kullanýrlar bu kötü emellerini gerçekleþtirmek için...Ninniler söylerler uyuyalým diye!...Bir kere olsun ”uyuma yavrum” demezler..Ýþte bu yüzden mezara kadar uyuruz biz de... Çocukken uyutuluruz!..Düþünsenize bir; onca oyuncaklar boþuna mý yapýlýyor? Barbi bebeðin sihrine kapýlýp saatlerce evcilik oynayan bir kýz çocuktan kime zarar gelebilir ki!? Yada Fenerbahçe,Galatasaray,Beþiktaþ formasý giydirilip top oynayan erkek çocuktan...Renk renk, çeþit çeþit oyuncak arabalar, sakýzlar, balonlar, uçurtmalar, ne güne yapýlmýþ!? Çocuklar uyusun, büyükler rahat etsin diye deðil mi? Okullarda uyutuluruz!Yýllar öncesinin deðiþmeyen sýnýflarý, okulun tozlu havasý, kitaplarýn karmakarýþ bilgileri, öðretmenlerin nutuklarý sayesinde gerçekleþir bu uyuma türümüz. Daha fiþ öðrenme günlerinde iþaretini verir. ”Uyu Ufuk uyu. Yat yat uyu. ”Ýlkinde (u) sesini, ikincisinde (y) sesini öðretmek için verilir bu fiþler...Bence ikisi bir arada daha güzel bir cümle ile verilebilirdi. Nasýl mý? Ýþte böyle: ”Uyu uyu, ye; ye ye uyu!” Nasýl ama! Tüketici toplum oluþumuz boþuna deðil beyler, bayanlar!Taaaa o günlere dayanýyor kökü. Bir bakýn çevrenize lütfen; kahveler bu yüzden dolu deðil midir gündüz gece!..Üretime katkýda bulunabilecek yaþta emekli olan ve devletin kasasýndan yiyip içip yan yatan insanlarýmýzýn çokluðu bunun için deðil midir? Hadi, bu kiþilerin hakkýdýr diyelim ama, genç nüfusun anne baba eline bakarak yan gelip yatmasýna ne demeli!? Üretici toplumlarýn çaðý yakaladýðýný bilsek de, devam ederiz ayný uykuyu uyumaya...Var ya, acýyorum çocuklarýmýza, inanýn! Daha beþ yaþlarýnda baþlayan okul hayatlarý yirmi yýl sonrasýna ihtiyarlatarak býrakýr onlarý...Doyasýya oyun oynayamayan, sokaklarýn tadýný çýkaramayan, insanlarla haþýr neþir olamayan, aþký yaþayamayan bu çocuklar; bu hazýrcý çocuklar “sudan çýkmýþ balýða dönerler” uykularýndan uyandýrýldýklarýnda...Gerçek hayatýn kitaplarda okuduklarý gibi olmadýðýný, düþlerinde gördükleriyle çakýþmadýðýný anlarlar. Anlarlar ve delirirler sonunda. Kim ne derse desin, hak veriyorum onlara!... Ama dur!Bitmedi daha uyumalarýmýz... Seçimlerde uyutuluruz en çok! Toplumsal beklentilerimiz arttýkça, siyasi duygumuz da geliþir. Taraf tutmak gibi bir yanýlgýya düþeriz.O parti benim, þu parti senin derken siyasi çekiþmelerle uyutuluruz. Öyle çok vaatler dinleriz ki mensubu olduðumuz, oy verdiðimiz partiden; listele listele tüketemezsin!..”Vay be!..deriz, her þey düzelecek benim partim baþa geldiði zaman...”Bir de bakarýz ki hepsi yalanmýþ! Nedense, o binadan içeri giren kiþi, deðiþiverir birden! Kýrmýzý koltuðuna sýðmaz olur...”Bana mýsýn” demez artýk! ‘Meclise giren bu kiþiler, benim tanýdýðým kiþiler deðil’ demekten baþka çaremiz kalmaz ne yazýk ki!..Bir kez daha piþman oluruz onlara oy verdiðimiz için! Beþ yýl sonrasýnda kimin tarafýný tutacaðýmýzý düþünmeye, hatta oyumuzu kimselere reva görmeyeceðimizi söylemeye baþlarýz...Söyleriz söylemesine ama, o beþ yýl geldiðinde kuzu kuzu gidip oyumuzu gene veririz..Ýnsan olmanýn bir gereði olduðunu savunarak hem de!..Kime yarar peki bu oylar! Memleketin en doruklarýnda oturup, halký küçümseyen, fýrsat bulduðunda hortumculuk yapan, halktan koparak bir baþka dünyanýn insaný oluveren burjuvalara!..Ne yazýk ki, halkýn, devlet için çalýþtýðý bir toplumun bireyleri olduðumuz sürece bu döngü böyle devam edecek...Oysa ben devletin toplumlar için, halk için, insan için var olmasý gerektiðine inananlardaným!.. “DOKUNULMAZLIÐINLA DOKUNDUN BANA!” Ne zaman yazý yazmaya baþlasam, siyasetten söz etmeyeceðime dair söz veriyorum kendime...Lakin iþ öyle bir noktaya geliyor ki, önüne geçemiyorum bu pisliði kurcalamanýn...’Kötü bir alýþkanlýk yaptý bu bende’ desem yalan olduðunu biliyorum. Demek ki yenice insan, yenice vatandaþ oluyorum demekten de kendimi alamýyorum...Neyse ya!.En iyisi biz uyumaya devam edelim!..Nerede mi? Þarkýlarda!.. (Devam edecek)
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
Yeni þiirin,uzun yýllar yazmama raðmen yeni þairiyim. Ýnternet ortamý sayesinde okuyucu önüne çýktým henüz. Ne kadar þair olduðumun yanýtýný ise okuyucuya býrakýyorum. Bayan yazarlarýn çok az olduðu bir ülkede,duygu ve düþüncelerimi,þiirin ruhu okþayan ,elleyen tarafýyla anlatmaya çalýþýyorum.
Etkilendiði Yazarlar:
Ahmet Arif,Behçet Necatigil,Nihat Behram...
|
|
|