Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
Benim bir huyum var; üstüme vazife olmayan işlere karışmak gibi. Bu huyum yüzünden başıma gelmedik kalmıyor. Herşeye burnumu sokmakla, her davulun önünde oynamakla, herşeye maydanoz olmakla, çizmeyi aşmakla, eski köye yeni adet getirmekle suçlanıyorum. Olsun! Ne diyor T.Fikret: “ Hak bildiğin yolda yalnız gideceksin.” Bir lokantaya gittim diyelim. Yemeğimi yedikten sonra, lokanta hakkındaki görüşümü mutlaka söylerim. Memnun kaldıysam teşekkür ederim. Memnun kalmadıysam, şikâyetimi söylemezsem çatlarım. Bir gün çok modern bir tesiste, yemek üstüne kahve istediğimde. ”Türk kahvemiz yok hanımefendi,” yanıtını aldım. Dedim ki görevliye: ” Milyarlar yatırıp bu tesisi yapmışsınız. Üç- beş kuruş verip bir cezve, altı fincan, bir paket kahve alamadınız mı? ” ....Söylemesem bana dert olacak. En iyisi söyley’im de onlara dert olsun.Yolda yürürken sokağa tüküren birini mi gördüm, hemen kendisini uyarırım. Gazetede okuduğum köşe yazarlarına, ikide bir ileti gönderirim. Yazıları hakkındaki düşüncemi söylerim. Kısacası; adına ister duyarlılık deyin bu huyumun, ister üstüne vazife olmayan işlere karışmak deyin. Ben yaptıklarımın doğru olduğuna inanıyorum . Çünkü bu davranışları göstermekteki amacım, bazı yanlışların düzelmesine katkı bulunmak. Sayın Demirel’in dediği gibi ,“ Kendim için bir şey istiyorsam, namerdim.” İzedebiyat Yıllığının ilgi görmediğini öğrenince, bu konuda yapmam gereken birşeyler olmalı diye düşündüm.Yıllığı okuyan, tadına varan, çok beğenen biri olarak; yıllıkla ilgili bir yazı yazmaya, okuyuculara ve özellikle izedebiyat yazarlarına, yıllıktan almak için çağrı yapmaya karar verdim. Sevgili izedebiyat yazarları! Yüzlerce şair ve yazarın eserlerinden oluşan bu yıllığı hiç merak etmiyor musunuz? Sitede beğenerek izlediğiniz yazarların eserlerinin her an elinizin altında bulunmasını istemiyor musunuz? Yok pahasına satılan yıllığa verilen emeğe sahip çıkmayı, yıllığa emek verenlere destek olmayı istemiyor musunuz? Yok pahasına diyorum ya, gerçekten yok pahasına satılıyor. Bakın bunu bir örnekle ispatlayayım size: Elimde bir şiir kitabı var. Her biri en fazla sekiz - on satırlık altmış şiirden oluşmuş bir kitap...Sayfalarının yarısı boş bir kitap...Hatta bazı sayfaları tamamen boş bir kitap.... Yıllığın kapasitesinin – kaçta biri desem ki - yirmide biri bile değil. Bu kitap 5 milyon lira.........Gerisini siz düşünün. Tüm izedebiyat yazarlarını bu yıllıktan almaya davet ediyorum. Hangi hak ve hangi sıfatla mı? Üç yıldır izedebiyatı izleyen, buradaki yazarları okuyarak kendini geliştirmeye çalışan, emeğe saygı duyan bir kişi olarak. Bunlar yetmez mi? Zaten söylemiştim yazımın başında. Üstüme vazife olmayan işlere karışmasam duramam. Bu benim huyum. Sevgili izedebiyat yazarları! Bir yıllık alır mıydınız? Tavsiye ederim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |