..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Türk Şad Köktürk




20 Haziran 2004
Ümmetçi - Kürtçü Dayanışması  
Türk Şad Köktürk
"Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat medeniyet tarikatıdır." Son Başbuğ Atatürk


:CBFG:
Türkiye'de ümmetçi kafa yapısına sahip olanlar karşılarında en büyük düşman olarak Türkçülüğü görmüşlerdir. Zaten, bir dine mensup olan insanların, hangi ırktan olurlarsa olsunlar, birlikteliğini savunan ümmetçilerle; hangi dine mensup olursa olsun bütün Türklerin birliğini savunan Türkçülerin anlaşması beklenemezdi. Burada ilginç olan, ümmetçilerin yalnızca Türk milliyetçiliğini düşman görmeleri, buna karşılık kürt, arap gibi toplulukların milliyetçiliklerine ses çıkarmamaları hatta bunları desteklemeleridir. Biz de bu yazıda, bahsettiğimiz ümmetçi – kürtçü dayanışmasının görünümlerini, sebeplerini ve sonuçlarını incelemeye çalışacağız.

Türkiye tarihine göz gezdirenler, ümmetçi – kürtçü dayanışması ile ilgili birçok örnek bulabilirler. 13 Şubat 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk milletine karşı isyan eden ve Musul'u kaybetmemize yol açan Şeyh Sait buna bir örnektir. Aslında, vatan haini olduğu için idam edilen Şeyh Sait'le aynı yoldan fakat farklı yöntemlerle ilerleyen bir başka hareket de kendisini "zamanın harikası (=bediüzzaman)" olarak nitelendiren Said-i Kürdî'nin "nurculuk" hareketidir. Cahil ve yarı deli bir kürt olan Said-i Kürdî (yahut başka bir adıyla Said-i Nursî) hareketi, ümmetçilik ile kürtçülüğün nasıl yanyana geldiğini göstermesi bakımından bir şaheserdir. Kürtlere övgüler düzen Kürt Sait, bir kürt milliyetçisi olduğu hâlde İslâmcılıktan dem vurarak ümmetçileri etrafında toplamış, Türk milletine maddî-manevî darbeler vurmuştur. Türklerin millî duygularını köreltmekten başka hiçbir işe yaramayan nurculuk, ne acıdır ki bünyesine kürtlerle birlikte tertemiz Türk çocuklarını da katmakta, yarın Türk ordusunun yiğit bir askeri yahut Türk devletinin şerefli bir çalışanı olması muhtemel Türk gençlerinin geleceğini ümmetçilik ve gericilik zehiri ile karartmaktadır. Nurculuğun, dolayısıyla Kürt Said-i Nursî'nin ardına takılanlar, aslında kürt milliyetçiliğine hizmet ettiklerini bilmeden tatmin olmaya çalışmaktadırlar. Ümmetçiliğin ve kürtçülüğün iç içe geçtiği en geniş kapsamlı ve en tehlikeli hareket, işte bu "nurculuk" hareketidir.

Günümüzde ümmetçi - kürtçü ittifakı ile ilgili olarak gözlemlenmesi çok kolay örneklere rastlamak mümkündür. Eğer İslâmcı-ümmetçi televizyon kanallarını beş dakika izleyebilmek eziyetine katlanabilirseniz, bu televizyon kanallarının nasıl ve ne derece kürt propagandası yaptıklarına şahit olursunuz. Kürtler ve onları yönlendiren güçler bir hareketin gelişiminde propagandanın ve buna bağlı olarak basın-yayın organlarının öneminin farkındadırlar. Israrla kurmak istedikleri kürt televizyon ve radyo kanallarıyla ulaşmak istedikleri gaye de kürtlüğün ve kürtçülüğün propagandasını yapabilmektir. Fakat elbette ki bu kanalları kuruncaya kadar boş durmayacaklardır. Bu süreç içerisinde ümmetçi televizyon kanalları kürtçülerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Amerikancı takımın da bu konuda ümmetçilerden geri kalmamaya gayret ettiğini söylemeliyiz.

Ümmetçilerin kürtçülere destek olduğu apaçık ortadadır. Peki, sözde İslâm Birliği'ni savunan ümmetçiler milliyetçiliğe karşı oldukları hâlde neden çifte standart uygulayıp Türkçülüğe düşman kesilirken kürtçülüğü desteklemektedir? Bir kere din olgusunun milliyet kavramını yok edemediği, esasen dinin özünde böyle bir gâye de olmadığı, bu sebepten dolayı bütün müslümanların tek çatı altında toplanamayacağı bütün aklı başında insanlar tarafından bilinmektedir. Hatta, ümmetçiler de söylemek istemeseler dahi bu gerçeğin farkındadırlar. Bu yüzden onların kürtçülüğe destek vermek istemelerinde başka sebepler aramak gerekir. Bu sebepler siyasî ve ırki sebeplerdir. Ümmetçilerin içindeki yoğun kürt nüfus ve nüfûzu onları böyle davranmaya zorlamaktadır. Bunun dışında, ülkeyi kargaşa ortamına sürüklemek, böylece yeni bir rejimin, "şeriat düzeni"nin ülkede egemen olması için uygun bir ortam yaratmak düşüncesi de ümmetçilerin Kürtçülerle ortak hareket etmesindeki nedenlerden biridir.

Ümmetçi - kürtçü dayanışmasının nedenlerini anlamak kolay olduğu gibi ümmetçilerin Türkçülük düşmanlığını anlamak da kolaydır. Ümmetçiler bu ülkeyi "şeriat düzeni" içerisine sokmak, Arap yazısını geri getirmek ve yeniden ümmet düzenine geçişi sağlamak niyetindedirler. Oysa Türkçüler, "Son Başbuğ" olarak kabûl ettikleri Ulu Önder Atatürk'ün getirdiği düzenin yılmaz koruyucularıdırlar. Türkçülük, Atatürk'ün laiklik anlayışının hırpalanmasını engellemek için bir kale gibi durmakta ve bu yüzden laiklik düşmanı ümmetçi yobazların saldırılarına hedef olmaktadır. Yobazlar bu devleti yeniden Arap dünyasına yakınlaştırıp karanlıklara boğmak isterken, Türkçüler, Atatürk'ün fikirleri doğrultusunda medenî bir Türk dünyası yaratmak amacı güderler. İşte bütün bu sebeplerden ötürü ümmetçiler de kürtçüler de Türkçülüğe düşmandırlar ve bu düşmanlık onları yanyana getirmektedir. Asil Türk milletine düşen görev ise bu tehlikelerin farkında olarak kendi ırkını korumaya çalışmaktır. Türkler, bu yolda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kanından olmayana güvenme" sözünü kürtçülere karşı parola edineceklerdir. İslâmcılara ise yine Son Başbuğ Atatürk'ün şu sözünü haykıracaklardır:

"Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat medeniyet tarikatıdır."

Tanrı, Türk'ü Korusun!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Oktay Sinanoğlu'nda Yanlışlar Zinciri
Maddecilik - Şeriatçılık ve Millî Güç
Millî Meselelerde Çözüm
Ab Yeryüzü Cenneti mi
Seçim Sonuçlarının Düşündürdükleri
Laikliğe Saldırılar ve Yanıtlarımız

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Türk Duası [Şiir]
Atayurtta Sabahlamak [Şiir]
Çanakkale'de Erler [Şiir]
Mavi Ejder [Şiir]
Tarihin En Büyük Kahramanına [Şiir]
Sır [Şiir]
Türk'ün Kaderi [Şiir]
Vurun Beni [Şiir]
O Günleri Özlemek [Şiir]
Üç Mayıs'ın Altmışıncı Senesi [Şiir]


Türk Şad Köktürk kimdir?

Türk'üm Türkçüyüm Atatürkçüyüm

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Türk Şad Köktürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.