Yalnýzca hava, ýþýk ve arkadaþýn varsa hiç üzülme. -Goethe |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Anaokulunda altý yaþ grubuna ait sýnýfýn öðretmeni Müzeyyen Haným sýnýfýna BALARILARI adýný vermiþti. Bu sýnýftaki öðrencilerle geçen öðretim yýlýndan bu yana haþýr neþirdi. Çocuklar öðretmenleriyle ilk günden itibaren kaynaþmýþlardý. Müzeyyen haným, yeni öðretmen olmasýna karþýn mesleðini sevmenin verdiði güçle, kendini yetiþtirmeye çabalýyordu. En büyük amacý, kendisine emanet edilen çocuklarý örgün eðitime her yönüyle hazýr duruma getirmekti. Bunun için de elinden ne gelirse yapýyordu. Havalarýn ýsýnmaya baþladýðý bir gün, çok sevdiði dondurma yeme isteði depreþti. Bu isteðini öðrencileriyle birlikte gerçekleþtirirse bir anlam taþýyacaðýna karar verdi. Sýnýfta kendisini can kulaðýyla dinleyen 20 çiçeði vardý. Bir anda: - Çocuklar, havalar iyice ýsýndýðýnda, size söz veriyorum, dondurma alacaðým, dedi. Çocuklar da sevinçle, öðretmenlerini el çýrparak teþekkür ettiler. *** Öðretmenlerinin dondurma alma sözü verdiðinin üzerinden altý hafta geçmiþti. Bu arada havalar da iyice ýsýnmýþ, güneþin etkisi özellikle sokaklarda kendisini fazlasýyla hissettiriyordu. Çocuklar öðleden sonra okuldan çýktýklarýnda sokakta dondurma yiyenleri görmeye baþlamýþlardý. Sýnýfýn en afacan oðlaný Ferhat ilk dondurmasýný annesine zorla da olsa aldýrmýþ, siftahý yapmýþtý. Müzeyyen öðretmense, yoðun programý nedeniyle verdiði sözü çoktan unutmuþtu. Ferhat dondurma yediðinin sabahýnda arkadaþý Özcan’a: - Özcan, annem dün bana dondurma aldý amaaa, deyince, Özcan’da þafak attý. Onun caný da dondurma çekiyordu. Birden aklýna öðretmeninin verdiði söz geldi. - Hey, baksana, öðretmenimiz bize dondurma almayacak mýydý? - Evettttttt, diye haykýrdý, Ferhat. Hemen o sýrada arkadaþlarýna dondurma konusunu anlattýlar. Onlar sýnýfta kaynaþýrken öðretmenleri de gelmiþti. Hep bir aðýzdan, hoþ geldiniz öðretmenim, diyerek onu selamladýlar. O gün kendi aralarýnda dondurma iþini konuþtular. Öðretmenlerinin söz verdiði halde, niye onlara dondurma almadýðýný anlamaya çalýþýyorlardý. Daðýlma zamaný geldiði halde, kimse öðretmene dondurma konusunda bir þey söylemeden evlerinin yolunu tuttular. *** Aradan bir hafta geçmiþti. Havalar iyice ýsýnmýþ; ancak, öðretmenlerinin aðzýndan bir türlü dondurma sözü çýkmamýþtý. Bu durum, çocuklarýn canýný sýkmaya baþlamýþtý. Sonunda bir kýyýda sessizce duran Ayþenur, kendisinden hiç beklenmeyen bir þekilde: - Öðretmenim, hani siz bize dondurma alacaktýnýz?diye sorunca, sýnýf bir anda çözülmüþ, aðýz birliði edercesine; - Evetttt öðretmenim, diye haykýrmaz mý? Bu tepkiyi hiç beklemeyen öðretmenleri: - Çocuklar çok haklýsýnýz, ben size dondurma sözü vermiþtim. Bana hatýrlattýðýnýz için teþekkür ederim. Söz, hepinize en kýsa zamanda alacaðým, deyip, uyumalarýný saðladý. Böylece o günü de atlatmýþtý Müzeyyen öðretmen. *** Çocuklar evlerinde dondurma konusunu annelerine, babalarýna anlatmaya baþlamýþtý. Sabahleyin okula geldiklerinde Balarýlarý sýnýfýnda gözle görülecek ölçüde kaynaþma vardý. Herkes, söz veren ama hep unutan ve söylediklerinde de sözünü yerine getirmeyen öðretmenlerine iyi bir ders vereceklerdi. Aralarýnda toplanýp, Zehra’yý sözcü seçtiler. Sabah uykusuna yatmadan önce konuyu çözme kararý almýþlardý. Sabah öðretmenlerinin verdiði boyamalarý yapýp, ardýndan ara kahvaltý yapmýþlardý. Herkesin neþesi yerindeydi. Pýrýl pýrýl bir güneþ, sýnýflarýnýn penceresinde perde aralýðýndan yüzlerine vuruyordu. Öðretmen; - Hadi bakalým çocuklar, kahvaltýnýzý yaptýnýz, þimdi mýþýl mýþýl bir uykuyu hak ettiniz, dedi, gülümseyerek. Bunun üzerine, önceden sözleþmiþ olduklarý gibi Zehra, ayaða kalktý: - Öðretmenim, bize ne zaman dondurma alacaksýnýz?dedi. Müzeyyen Haným çocuklardan ses gelmeyince, konuyu unutturduðunu sanmýþtý. Oysa onun amacý, çocuklara verdiði dondurma alma sözünü yerine getirmeyecekti. Ýddiasý da þuydu: Ben bunlara bir þeyler verebilmiþsem, onlar böyle bir durumda mutlaka tepki koyarlar. Bu düþünceyle, çocuklarý iyice tahrik etmenin dozunu artýrmaya karar verdi. - Ben size dondurma almaktan vazgeçtim, size dondurma falan alamam, dedi. Benim o kadar param yok!deyince, sýnýf ayaklandý. Ýçlerinden Aydýn; - Öðretmenim siz sözünde durmayan birisiniz. Arkadaþlarýna dönüp; - Öðretmenimizi cezalandýralým mý arkadaþlar? dedi. Hep bir aðýzdan, evettt, sesi çýktý. Karar verilmiþti. Müzeyyen öðretmen sözünü tutmamýþ ve cezayý hak etmiþti. Müzeyyen haným o güne dek, sýnýfta ceza sözünü hiç aðzýna almamýþtý. Hiç birine de en ufak bir ceza vermemiþti. Buna karþýn, öðrencilerinin kendisini cezalandýracak olmasýný anlamakta güçlük çekiyordu. Üzgün bir yüzle; - Peki kabul ediyorum. Ben cezamý çekmeye hazýrým, diyebildi. - *** Çocuklara, güzel bir uykuyu hak ettiklerini hatýrlatan sözleri tekrarladý. Ancak çocuklar ýsrarcýydý. Bu kez, Beyza; - Öðretmenim, biz arkadaþlarla karar aldýk, sizi bugün cezalandýracaðýz. Çünkü siz, sürekli bizi atlatýyorsunuz. Cezanýzý hemen þimdi çekeceksiniz. Biz uyurken siz de koltuðunuzdan hiç kalkmayacaksýnýz, dedi. Müzeyyen Haným; - Ama siz uyurken ya ben kalkýp gidersem ne olacak?deyince, çocuklar, kafalarýný sallayýp; - Haklýsýnýz, dediler. Aralarýnda tekrar toplanýp, durum deðerlendirmesi yaptýlar. Bu kez sözü Ferhat aldý; - Öðretmenim, bizim artýk size güvenimiz kalmadý. Belgin arkadaþýmýz biz uyurken sizi gözetleyecek, dedi. Öðretmenleri; - Ya onun da uykusu gelirse, dedi. O zaman, hep birlikte; - Öyleyse, biz de uyumayýz, dediler. Çocuklar kararlýydýlar. O gün öðretmenlerine mutlaka dondurma aldýracaklardý. Fatma; - Arkadaþlar bizim paramýz var. Madem öðretmenimiz almýyor, biz de kendi paramýzla alýrýz, dedi. O güne dek para kimsenin aklýna gelmemiþti. Herkes bu öneriyi alkýþladý. Hemen para torbasý ortaya çýktý. Özcan elinde gururla para torbasýný tutuyordu. Bu kez, parayý kime vereceklerini düþünmeye baþladýlar. Ayþenur; - Para torbasýný size veremeyiz öðretmenim. Sonra bize gene dondurma almazsýnýz, dedi. Müzeyyen Haným, gülerek; - Haklýsýnýz çocuklar, peki, o zaman, hizmetli Hatice Hanýmý çaðýrýp, onun almasýný isteyelim mi? deyince, öneri tümünün aklýna yatmýþtý. Hatice Haným, oflaya puflaya sýnýfa girdi. Olanlardan habersizdi. Sözcü Zehra; - Hatice Teyze bu bizim paramýz, bununla bize dondurma alýr mýsýn?dedi. Paralarý çok azdý. Herkese yetmiyordu. Müzeyyen öðretmen çocuklarýn anlamasýna fýrsat vermeden hizmetli kadýna göz kýrptý. O da öðretmenin demek istediðini anlamýþtý. Özcan; - Peki, öðretmenimiz de dondurma yesin mi?diye, ortaya bir soru attý. Sözünde durmayan öðretmenlerini cezalandýramamýþlardý henüz. Bu soru kafalarýný karýþtýrmýþtý. Hemen bir araya geldiler. Hep birlikte öðretmenlerinin çevresinde halka oluþturdular. Zehra arkadaþlarý adýna; - Biz sizi çok seviyoruz, siz olmadan biz nasýl dondurma yeriz, deyince; Müzeyyen Haným’ýn gözlerinden iki damla yaþ süzüldü. Eðildi, kollarýný açýp, tümünü kucaklamaya çalýþtý. Hedefine ulaþmýþ bir öðretmenin gururunu yaþýyordu. Öðrencileriyse onu yanaklarýndan öpmeye çalýþýyordu. Bu sahneye bir anlam veremeyen Hatice Hanýmsa, baþýný sallaya sallaya dondurmacýnýn yolunu tutmuþtu çoktan.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © ömer akþahan, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |