Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
I. Yürüyorum yollarında Ankara'nın, yetim kalmış sevdasının hüznünü taşıyarak yüreğimde... Sensiz olduğum her yerde ruhum kanıyor. Yoksun, sesin, sıcaklığın yok... Bir çıkış yolu olabilseydi keşke dağlarının ardında, benim de yollarım kavuşurdu aydınlığa. Saymadım sen gideli kaç ay oldu, takvimim 16 temmuz 2003'de takılı kaldı... Şimdi hasretinle dolu gönlüm, sevmeler uzaktan... II. "Zaman en iyi ilaçtır" derler. Bilmem unutturur mu bana acılarımı ve senin kumral gülüşler arasındaki bakışlarını? Unutturur mu bana seni bilmem, zaman denilen dehliz? III. Zaman şimdi, doyasıya ağlama, iyi-kötü demeden o günleri yad etme zamanı... Senin için anlamsız olan, benim içinse o günleri savurma zamanı... Müziğin sesini açmalı sonuna kadar, gün ışığı engelini kaldırıp kırmalı bütün aynaları... Olmuyor gülüm... Gözlerinin kama gibi saplandığı andan beri kanıyor yüreğimin her bir yanı, onmuyor gülüm... IV. Hiç aldırmadan, "hoşça kal," bile demeden yüreğimin yarısını da yanına alarak ve beni sensizliğe mahkum ederek gittin... Bu şehrin tüm yalnızlığını bırakarak, sensizliğin hüznünü yakama takarak gittin... Gitti seninle beraber tüm güzellikler... Şimdi şarkılar hüsran dolu, mevsimler hazan, ağlıyor şiirler... Kapandı yüreğim, gözlerim... Siyah perdesi çekili yaşamın, ölümüne suskun dudaklarım, sebebi sensin... Şimdi tüm yalnızlığı içimde bu şehrin, içinde senin olmayışının hüznü... Her gün biraz daha yaklaşmak ölüme ve yabancılaşmak biraz daha yaşama... Koca bir şehri masallarla uykuya yatırmak, her sabah yeni bir güne hazırlanmak sensiz... Kolay mı sanıyorsun, kolay mı sensiz olmak, seni anlatmayan dizeleri sıralamak? V. Yalnızca senden kalanları yazıyorum; sessizliğimi, sensizliğimi, bende kalan yarımı... Ama yine de şimdi sana; -gel, demeyeceğim sensiz anlamsız yaşamalar, ne de ben yaşıyorum... Kaç ay geçti saymadım, kaç gün... Kuru-sarı yaprakları savurmak adımlarla, ince ince yağan yağmur altında ıslanmak ve haykırmak hasretini... Her şey seni özlemek gibi... VI. Akşam serinliğinde yürüyorum bazen, yanımda akan onca insan kalabalığına rağmen yalnızlık içinde... Bu şehir ve bu yürek ağır geliyor bana... Yolculuğa çıkmalı veyahut kapanmalı bir yerlere... Ama çare değil bunlar, biliyorum. Her şeye rağmen ayakta kalmak gerek, gülümsemek; umutla yarınlara...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Özkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |