Kime yazıldığını hiç bilmeden okuyacaksın bu yazıları; dağlarının ardında sevdaya kanayan bir yüreğin sesini duyacaksın.
Dokunamadığı yerlere ellerimin, sözcüklerle dokunmaya çaba harcamasının kırılgan yanlarının; sana doğru yürürken, bir bakışla anlatabileceğime inandığım bir çok duygunun her birine isimler aramanın beni nasıl yaraladığını, yorduğunu da bilmeyeceksin. Şu anda yüreğime saplamak için elimde tuttuğum keskin bir kama gibi; onların üstünü örten sözcükleri altından çıkarıp çıkarmamakta duyduğum kararsızlığı da...
Sözcüklerimle sana ulaşmaya çalışıyorum, yüreğine bir kez olsun dokunabilmeyi... Ulaşamazsam sana, sözcüklerim değmezse yüreğine...
İşte o zaman hazandır mevsim...