Özgürlük sevdası insanın başkalarına duyduğu sevgidir; güç sevdası insanın kendine duyduğu sevgidir. -Hazlitt |
|
||||||||||
|
Ayrılmalıyız sevgilim, ayrılmalıyız Ayrılıklar düşürüp yüreğimize, ağlamalıyız. Sabret sevgilim, sabret göreceksin, Göreceksin ellerimin nasıl titrediğini, Anlayacaksın yalnızlığımı, ağlayacaksın Gözlerini güneş çalmış diyeceksin düşüneceksin. Güneşe baktırıp yeşilleşen gözlerimi, Güzelliğini özleyeceksin. Ayrılmalıyız sevgilim, ayrılmalıyız Randevum var işkenceler, kelepçeler, polislerle göreceksin, göreceksin, bir sonbahar sabahı polis kelepçelerken kalemimi , kederimi ve kaderimi anlamsız dualar edeceksin tanrıya. Tüm varoşlarda, İstanbul da kentsiz, evsiz kalacağım Telefon zillerine koşup sen diye açacağım Ve kan kırmızı göllerde dudaklarını arayacağım Saçlarım darmadağın, dar ağacı yakın olacak Beni asacaklar sevgilim, Ellerimden askı yapacaklar Annemi yasta bırakıp, yastığımı yakacaklar. Unutma sevgilim Umut ektiğim ellerimle Umutlarımı biçecekler. Ayrıldık; Hiç beklemediğim, Hiç anlamadığım bir zamandı. Kıştı, soğuktu, titriyordum. Yoktun biliyordum Ve günlerden pazardı, sinema çıkışıydı. ( gece yarısıydı, gece yarısına beş kalaydı hayattı, aşktı yalandı ziyan edilmiş bir andı anıların yoksullaştığı, uzaklaştığı bir zamandı. ) saat yirmi dörde yakındı. Ayrıldık. Bütün ahlak felsefelerine Bütün sevgi oyunlarına Bütün sevgime rağmen ayrıldık. Ayrılıklar düşürüp yüreğimize, ağladık. Yoktun biliyordum. Şarkılara sessiz eşlik ediyordum Kimi zaman şiir yazıyordum, ağlıyordum. İşime gidiyordum Atilla İlhan okuyordum. Yoktun, uzaktaydın. İstanbuldaydım. Konserlerde, sinemalarda, sergilerde Kimi gün pazarda tezgah başında Kimi gün genelev de bir kadının üstünde Kimi gün yıkılmış bir ev, yakılmış b,r köydüm. Kimi gün bir militan bir devrimci Kimi gün ülkemdim Dosttum, Sırdaştım, Sendim. Sevgilim bazen kör bir ateşte Bazen bir namlu ağzında ve bir mum ışığında Hasat zamanı kanunu çiğneyeceğim Öldürmek de isteyeceğim elbette. Öfkemle birlikte sensizlik kuşanırsam belime İnan olsun öldüreceğim, Seni toprağa gömeceğim. Yok sevgili Kumral saçlarına kanla kına yakıp Başında imama okutmam, okutamam Ölümün o en tescilli, En kanıtsal duasını. Nerdesin sevgili ülkem, Sevgili dostum Sevgilim , Nerdesin. İhtilal sıcaklığı dağıldı ülkemin üstünden Şiirlerim hürriyetimi kısıtlamayacak artık Küçük ve sıralı dizelerimde adını bulamayacak kimse, hiç kimse. Sevgilim ; Hazandı, hasat zamanıydı Dön gel demiştim, ağlamıştım Yağmur yağıyordu vurulmuştum. Doktorlar, hastaneler, hemşireler sendeydi, Sendeydi bütün ümidim, sevincim, hasretim Bütün müjdeler sendeydi Sendeydi umudumun pamuk prensesi, ayrıldık. Ayrıldık işte. Bütün şehir şahitken sevgime, İnancıma ve özgürlüğüme, Ayrıldık. Bir şeyler oluyordu içimde İçimde milyarlarca çocuğu öldürürken, Zabıt tutmadılar hakkımda Tutanaklar hep suskundu. Suskundun ayrılık vakti. Daha bitmedi. Bir acayip külhanbeyi Bir acayip acemi Acemi öpüşlerdeki diş değmesi Dert etme sevgilim Böyle hırçın gözüktüğe bakma. Bakma yalnızlığın beni çıldırttığına. Bugün de bekledim seni Bikinili kızları hiç izlemedim. Hiç düşünmedim ayrılımızın haritadan çıkacağını. Sabrettim sabırsızlığımı gizledim. Nazım Hikmet de okudum Hasretin en karanlık gecesinde vedalaştım. Oysa ırmaktım, İnsandım, Topraktım. Hala on altı yaşında tırnaklarını kemiren Ve tarih dersinden kaçan asi bir çocuktum. Ve felsefendim. Bazen tecavüzcün olurum sevgilim Bazen saçlarını okşarken, Ellerinin kahramanı olurum Ve eski bir şiire hapsederim seni Ve seni ilk öptüğüm günü hep hatırımda tutarım. Oysa memleketimdir, saçım hep kısadır İki dudağının arasıdır. Coşkumdur, sevgimdir, hasretimdir. Hoşçakalımdır, Hoşçakal vakitlerinde, Dost kalacağız muhabbetiyimdir. Haritalar çizerim yüreğime yokluğunda. Haritalar sevgilim Bütün ülkeler sınırsız, Bütün şehirler nüfussuz. Haritalar sevgilim Doğuyu ve batıyı Ve ayrılımızı tescilleyen mesafeleri çizerim. Sonra giderim. Gerekirse gerekiyorsa ölürümde Ölümüm mirasyedi bir Şarlo Ölümüm edebiyat öğretmenin olur senin. Ayrıldık sevgilim Elbette ayrılacaktık. Yılbaşı kartlarına sığdırılmış Ve doğum günü tebrikleriyle sınırlandırılmış aşkımızı Ayrılıklara düşürüp de ağladık. Hep seni sevdim, sana yazdım şiirlerimi, Hiç olmadığın zamanlarda şarkılar besteledim senin için Dinlemelisin. Sen bu kentin mevsimini bilmezsin Orospuluklarını tanımaz, sokaklarını gezemezsin, kaybolursun. Alışık olduğun şehrin yolları ağaçlı Yolları düş gezgini aşıkların biracı durakları Dudakları sevgilim, dudakları Titrektir ağlayan çocukların. Sevgilim ağlamıştım, Dostça vedalaşmıştım. Terk ettiğin bu sokaklarda yağmursuz kalmıştım, yağmalanmıştım Yardımına koşmuştum, koşuşturup kavuşturmuştum Kovalamıştım yalnızlığı. İşte polis ve kelepçe Kurşun hep cebimizde, cepkenimizde Dayan sevgilim Dayat zulümlere eğilmeyen hançerini, dik tut kafanı Dayan sevgilim, Şiirlerimin bir nasır gibi acıttığını Ve yalnızlığımın tanrıya mahsus olduğunu unut. Sen kendini güzel tut. Özledim Nergis ölmenizi istedim. Etme sevgilim ağlama deme...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mahmut Uğur Şahinol, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |