Mutlu insanlar tatlı şeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
Hey dertler! Hey hüzünler, durmayın sessizce... Duyun beni! Karşınızdayım işte! Daha gelemeyen varsa, gelsin üzerime... Öyle tek, tek değil; öyle sırayla değil, Gelin haydi, gelin hepiniz birlikte.... Çocuk ruhlu, çocuk gibi bakım isteyen biriydim. Yaşam yolunun çok uzun bir bölümünü yan yana yürürken, benim gibi bir delinin kahrını çok çekmiştin.. Sarhoş gecelerimde başımı beklerdin sabahlara dek... Hasta zamanlarımda, anamın bile yapmadığı bakımı yapardın bilmeden bana... Bu yetmez gibi, bir de yakınlarımla uğraşırdın günlerce, hatta yıllarca... İlk zamanlar sana gülerdim... Sen, senin bilmediğin bir gariptin.. Etrafını sarmıştı ikiyüzlüler, çıkarcılar... Senin yanında, seninle olan sadece bir Tanrı'n vardı, bir de ben... Tanrı'nın işi o kadar çoktu ki, seninle ne ilgilendi, ne de seni gördü hüzüngüneşi.. Geriye kalan bense; hiç düşünmeden, sigaramdan çıkan duman gibi, hep sana üfler, seninle paylaşırdırdım kızgınlıklarımı... Senin, sana yetecek; artanı da başka birkaç kişiye bile, fazlaca gelecek dertlerin varken... Terslik üzerine gelse de terslikler, sen şükrederdin hala, 'beterin beterinden koru' diye Yaradan'a. Şaşkınlıkla bakar, burukça gülümserdim; 'Şu halimize bak' derdim, 'bundan da mı beteri? ? ? ' Ben böyle dünyanın tam ortasına..... Yaşayıp, yaşayacağım ne kadar pislik varsa tüm öfkemle, isyanımla; bir, bir bağıra, çağıra dökmek istiyorum! ! ! Başımı dizlerine koyup, saçlarımı okşamaya başlardın bu hallerimde... Bilirdin; bir türlü büyüyemeyen, büyümeyi göze alamayan benim, kalmadığını bu alemde, senden başka sığınacak bir yerimin... Senin o kuştüyü gönlünden başka, bir mekanım olmadığını bilirdin... 'Bekleyelim' derdin, 'bekleyelim tomurcuk gülüm... Hala yolda olup da, bize ulaşmak için yırtınan daha neler, neler var, bekleyelim... Belki şimdi sıra gelmesindedir, yeni sevinçlerin, yeni umutların, yeni huzurların; bekleyelim'... Bense anlamaz, anlamlandıramazdım; hayali pembe camların ardından bu gördüğün düşleri... 'Sen öyle san, sen öyle düşün! ! ! Toplanıp gelecek daha, ne kadar bilmediğim, görmediğim dert varsa... Hepsinin de canı cehenneme....' diye bağırırdım tüm gücümle... Biliyorum caneşim, biliyorum sırdaşım, biliyorum biriciğim... Biliyorum bana diyeceklerini.... Ancak artık ben, inanmak istesem de, inanamıyorum işte.... Onun için sen de sus, sen de birşey söyleme... Sen söyleme..... . (sen söyleme-22) . 27/10/2004 Nesrin Göçmen
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |