Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Büyüyünce gökyüzüne erişir sanırsın ufacık ellerin, hani yıldızları doldurmak için avucuna, dokunmanın hayalini kurarsın ya gökyüzünün tavanına, olmaz artık! Ellerin büyüdükçe, kuyruğunu çekmek için kovaladığın tüm yıldızların söner, sen büyüdükçe, küçülür hayallerin diye doğurmuyorum seni… Affet beni bebeğim! Çünkü şimdi hayal kuranları harcıyorlar, düş kuranlara çelme çakıp, düşürüyorlar! Saklayacak yerin kalmaz, nereye koysan bulurlar, beynini, kalbini bombalarlar, tek parça kalmak için düşleyemezsin bile diye, istemiyorum diye değil, daha tanımadan seviyorum seni diye veda ediyorum sana bebeğim! Şimdi gerçek görünen her şey sahte… Aldanırsın, yaralanırsın diye, seni istemediğimden değil bebeğim! Tavanı yıldızsız gecelerin karanlığına sığınıp sevişiyorlar ya, terleri bile sahte! Sahte gülüşler sahte tırnaklar gibi kolay satın alınıyor. “Sahte sevgi tutuşturdular avucuma köşe başında, bedavaydı anne!” deyip, gelmeyesin bir gün diye doğurmuyorum seni bebeğim! Aşklar bile tek kullanımlık, paketi açınca bozuluyor bebeğim! Son kullanma tarihi geçmiş insanlığın, herkes leş gibi hırs kokuyor! Her sabah yüzünü yıkar gibi pişmanlıklarını yıkıyor insanlar, güneşe asınca çekiyor, ufalıyor sanıyorlar… Mutluluk şırıngalara doldurulmuş, parası olan alıyor bebeğim… Nefret eski gazete fiyatına! Yakıp, onunla ısınıyorlar, is kokuyor artık odalar! Sis kaplıyor şehirleri, her yer gri, düzene ayak uydurmayanları ala buluyorlar, sen onlara şahit olma, ya da onlardan biri olma diye bebeğim! Salgın bir hastalığa yakalanmış gibi insanlar ölüyor bir bir yalnızlıktan! Kendilerine bile güvenmediklerinden, tetiği çeken vuruyor kendini bebeğim! Olur ya yetmezse dayanmaya gücün bir gün ya da canına kıyarsan diye vazgeçiyorum senden! Sevmediğimden değil, bunlara katlanmak zorunda kalmanı istemediğimden! Benim sayısız yıldızım vardı sana sakladığım, başucuna koymayı planladığım… Bir masum ölüyor, bir yıldız sönüyor, kimsenin umurunda değil ki bebeğim! Ya bir insan bile kalmazsa yanında, ya bir yıldız bile kalmazsa gökyüzünün tavanında… “Karanlık her yer, korkuyorum anne!” demeyesin diye, vazgeçiyorum senden. Affet beni bebeğim… Adları yok insanların, hepsi birbirinin aynı zaten… Duygularını aldırıyorlar, aldırmamayı öğreniyorlar, umursamıyorlar! Hepsi etten, kemikten ama hissetmiyorlar ki bebeğim! Kara borsa satılıyor umutlar, yakalananı tutukluyorlar! Aldatıyor herkes birbirini, önce kendilerini sonra başkalarını kandırıyorlar… İnsanların beyni yıkanıyor, savaş ve ölümleri düzmece sanıyorlar, umursamıyor ki kimse bebeğim! Sana da bulaşmasın diye yalanın zehri, seni azat ediyorum, affet anneni bebeğim! Yeşim 04.08.2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yeşim kırlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |