En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl |
|
||||||||||
|
zigana dağına ilk kırağı düştüğünde mi özgür |bir| polen toprağı öptüğünde mi başladı tarih… …. hiç savaşmadı o günden bu yana arılarla ağaçlar... sûmela’da tanrı yakarmaları yokken de uzatıp boynunu göğe şakırdı aynı şarkıları kuşlar kurutulmuş karayemiş ganzilis fındıkla saklanmadan daha seranderlere ve zağana deresinde ve solaklı’da ve yoroz’da balıklar yüzerken ıssızlığa gece karanlığına binip sadece karatavuklara öykü yazan kaful yüzlü bir semtti… milet’ler |belki de millet olmak için| üstünde tarih yazacakları adına “trapezus” dedikleri kentti… ……./ karın yeşile yığdığı uğultuyla koşup ksenefon’un “yenilmek ölüm değil ya” dediği kumandan kurus’a ve kaçarken cunaxa’dan binlerce at döşlerinde tekme yarası hohlayıp avuçlarına bozgunun kan kokan faciasını nal izlerine yol sordular ağlayarak... misafirleri karşılar bir ayağı denizde bir eli göğde dağlar ve limanda soğutup aklın gemilerini döndüler kaderleriyle ölmek için kendi yurtlarına sağlar bu defa yalınayak! …../ pontus romalı’ları bekler tarih kendini söktürür kendinden kalın bir damar daha kesilir gırtlağın boyuna değdiği yerden -….. hadi tarih; ayır şu kanı terden- ….. ve romalı hadrianus siler günlerce |çocuklar ve ışık görmesin diye| kanı karanlıktan toplayıp t/onbinlerce taş çevirir etrafını incir ve dut ağaçlarının ve zeytin ege’den bir seyyahın sırtında gelin olur karadenize savaşa aldırmadan ….. bizans başını uzatır soluk soluğa insan yumuk elli çocuklar doğuran yumuk elli çocukları katlin adı: sefer o zamanın diliyle öldüreni kahraman yapıp her sefer... devralır “zulmün” nöbetini erkten kommen’ler ve onlara da aynı kemençeyle öğretir ölmeyi fatih’ler… ….. ekimdir yeni yekimdir/yıkımdır duvarlar ve kaleler yirmidir üstüne altıdır bin dört yüz altmış birdir |yavuz sultan selim vali süleyman daha bebek| hiç durmadan sökülür geçmiş hiç durmadan yamanır gelecek ……/ iki dere bileklerini keser trapezus’un ve dağlar kopup akar oluk oluk denize yalın bir tahrif!.. |gizli geçmişin bitmez sanılan gelecek yanılsamasıydı anlattığım tevâtür| şu meşrû (!) tarih… Bürran SAKA Trapezus; masa… "Haldun Hakman''''a sonsuz teşekkürlerimle"
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bürran, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |