Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
“işte …geldik gidiyoruz…şen olasın halep şehri” sevgili ; işte geldim gidiyorum toplayıp kendimi senden…gidiyorum dönülmeze… artık yok bilesin beni… artık bağırıp çağırmak yok…kapı pervazlarına yaslanıp beklemek…irkilmek yok artık her telefon sesinde …her yokta kırılması sevincin…yarım kalmış gülüşler ve o heyecan yok artık…çöküp olduğun yere sigara yakmak…yok … hoşça kal sevgili… hoşça kal diyorum sana…ki seni hoş tutmaya çalıştım hep…sana asla yalan söylemedim bilirsin…cevapsız soruların oldu…sorma dedim…sordun…sordun sustum…yalana tercih ettim susmayı…sen bende bir kelebektin saçlarıma konan… nefes alsam ürküp kaçacak…tuttum nefesimi… susmalarımı ona say… geç mi kaldın?? yoksa ben mi erken??.. ama buluşmuştuk bir yerinde…bir zamanında sevdanın…hangi sevda geç ki..??.. hangi sevgi yıllandı…hangi sevgi yaşlandı sevgili.??.. baksana sevgili…Leyla her dem güzel…mecnun her dem genç ve biliyormusun hiç ölmez babası aslının…ha bire taş yağdırır çalındıkça dağlara ferhat’ın gürzü… baksana daha sıcacık cesetleri romeo ve juliet’in……hangi zaman öldürebilmiş sevgiyi??..sevginin yaşı kaç sevgili??..bilemedin sevgili bilemedin...sevgi her zaman gençtir dolanır durur zaman içinde… öğretmen olmaya heves salmıştım bir ara…benden öğretmen olmazmış baksana öğretemiyorum yazık olacakmış çocuklara nede şanslılarmış… sevginin zaman ve mekan tanımazlığını ben sana anlatamadıysam…öğretemediysem eğer bağışla beni sevgili… ama sende anlamak istemedin…istemedin… bir yol üstü handım ben sen hercai bir yolcu ve ben yalnızlıktan korkumdan yalvarışlarım…belki sevdada yalandı…belki doğruydu bilemiyorum artık… unuttum desem yalan…mavi koymuştum sevdanın adını ve ben maviyi halen… döngellerin oldu kararsızlıkların yada… bir siluet gibi geçtin önünden gönül gözümün ben umudumu yaraladım her gelecek oluşunda…sonra karalar bağlayıp yazgıma gidiverdin sevgili…sonra bir daha kara ekleyip karalarıma…ne gittin…ne geldin…git artık sevgili… git artık sevgili…merhem kabul etmiyor artık yaralarım ve bilirsin sızar her dem inceden ince… sızlar bir yandan…yoruldum artık…dilim yoruldu… gözlerim…ayaklarım…sen yorulmadın mı git gellerde sevgili??.. anlamını yitirmiş... artık sadece yanyana dizilmiş üç harflik şey aşk dediğin ... efsunu bozulmuş ürpermiyorum sen sevgiden…sevginden bahsederken titretmiyor artık içimi…içim yorgun… son demi beklide çarpıntıların… biliyor musun?? artık çekip gideceklerinin korkusu hafakanlar salmıyor üstüme sırılsıklam suya kesmiyor yastığım… ilk kez bu kadar çocuk… ilk kez bu kadar temiz… ilk kez bu kadar cesur… alıştırdın beni…bir yokluğun var bende onuda al... ve git…bir daha gelme … ...ELVEDA SEVGİLİ…HOŞÇA KAL… asi ve mavi
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |