..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > cetinbayatli




18 Mayıs 2006
Türkmen Davası ve Değişim  
cetinbayatli
Türkmen Davasıni inceleyen bir yazı


:BFDH:






Türkmen davası hakkında bir yorumda bulunmayı; hayatım boyunca yapmış olduğum en zor ve en lezzetli spekülatif çalışma olarak tarif edebilirim. Bunun en önemli nedeni ise en çok kullanılan ve en az bilenen bir kavram olmasıdır. Şimdiye dek bilimsel bir teori içinde oturtacak her hangi bir makale veya yazıya rastlamamış olmam bunun kanıtıdır. Yapılan tarif ve açıklamalar genellikle dolaylı yollarla yazılmıştır. Bu tanımlamalar, bahsettiğim kavrama* bir takım “mistik” atıflar da bulunmaktan öteye gitmemiştir. Buna, bir tür yaklaşıma anti-kavram** kültürü denilebilmektedir. Kendime şu soruyu her zaman sormuşumdur: “bir kavram olarak Türkmen davası ne olabilir?”. Bu yazımın ana konusu ise kuşkusuz bu soruya cevap bulmaya çalışmaktır.
     Tümken davası kavramını parçalamakla başlamak istiyorum. Türkmen davası iki kelimeden oluşmaktadır: “Türkmen” ve “Davası”. “Türkmen” kelimesi aslında daha geniş olan Türk kavramının bir parçasıdır. “Türk” kelimsi içinde “Türkmen” vardır ancak “Türkmen” kelimesi “Türk” kelimesini tam anlamıyla içeriyor mu? Bu insandan insana değişir; ancak şu açıktır ki “Türkmen” kelimesi “Türk” kelimesinin bir parçasını temsil etmektedir. Bu tartışma bizi şu noktaya götürmektedir: “Türkmen davası büyük Türk davası içinde ama tamamıyla onu temsil etmemektedir”.Türkmen davasının öncülüğü Irak Türkleri olduğu gibi; Türk davası coğrafi ve nüfus bakımından daha geniş mücadeleyi temsil etmektedir. Burada, Türk davasını savunan birisi ülküsü gereği “Irak Türkleri” ni savunması gerekir ancak; bir Türkmen davası sevdalısı Türk davasını pekala ikinci plana ite bilmektedir. Yani: Türkmen davasının öncelik konusu Irak Türkleri sonra Dünya Türkleri olmalıdır. Bu Türkmen davasının ilk kelimesinin açımıdır.
     İkinci kelime ise “Dava” kelimesi. “Dava” sözcüğünü sözlükte incelediğimizde şu tanıma rastlıyoruz: “Gerçekleşmesi için çalışılan fikir, ülkü”***. Temel soru ise: hangi ülkü? Fikir? Tahminen cevap ise: “Türkçülük ülküsü” dür. Niye? İşte bana göre Türkmen siyasi düşüncesindeki temel zafiyet tam bu noktada düğümlenmektedir. Çünkü “hedef” dediğimiz şey kavramda aramaktansa, günlük politikalara güdümlü hale getirilmiştir.
     Bana göre: Türklük davası bir özgürleşme projesinden öte değildir. Türk halklarının özgürleşmesini temel alan bu mefkureyi varlık kaynağından uzaklaştırdığımız anda, anlamsız hale gelir. Çünkü kutsal kavram yoktur, asıl kutsal olan “İnsandır”. Bunu şu şekilde izah etmemiz mümkün: Türkmen davasının temeli, Türkmen insanını özgürleştirerek yüceltmekten başka bir şey değildir.
     Türkmen halkı içi boşaltılan kavramlara oy vermektense daha günlük sorunlarına çözüm getiren veya öyle ima eden başka ülkülere oy verir durumdadır. Bu sorunun başlıca sorumluları siyasi otoriteden çok, yozlaşmış entelektüel kitledir. Siyasi otoriterin hatası ise; fikri anarşi halindeyken tehlikeli ittifaklara girmesiyle başlamıştır. Böylece bir oy kayma olgusuyla karşı karşıya kalınmıştır. Bunun yanı sırsa entelektüel ve siyasetçilerin olmazsa olmaz aracı olan toplumsal analiz ve istatistik bilgilerinden yoksun olmaları diğer bir hataları ve eksiklikleridir. Bir ülküyü gerçekleştirmek muazzam bir çalışma performansı göstermekle olur. Bu olağan üstü performansı kanaliz eden güçlü müesseseler ve organizasyonlar gerekir. Büyük Atilla’ nın şu anlamlı cümlelerini unutmamamız gerekir: “Yüzeysel amaçlar, yüzeysel sonuçlar doğurur”.
     Türkmen siyasi hareketinin temel sıkıntılarına değinirken sürekli gözden kaçan bir nokta vardır. Bazı iyi niyetli dava arkadaşlarının “Türkmen Davası” nı eski haline döndürme ve geri dönüştürme girişimleri olmuştur; ancak buda bir hatadır! Çünkü hiçbir şey eskisi gibi kalmaz. Toplumsal değişim yavaşta olsa gerçekleşmektedir ve ciddi siyasetçi ve entelektüeller bu değişimi saptamak ve sorunlara patrik çözümler bulmak zorundalar. Bu fenomeni kavramayan veya kavramak istemeyenleri sürekli oy kaybına ve siyasi başarısızlığa mahkumdurlar. Bu bağlamda zaman ve yaratıcılık, toplumsal gelişim açısından önemli yer tutmaktadır. Toparlarsak; değişim olgusunu olağan karşılamakla birlikte, bu değişimin olumsuz taraflarını bertaraf etmek için ciddi çaba göstermemiz gerekir. Günümüze uyarlamamız gerekir. Burada M. Kemal Atatürk’ ün iki altın sözleriyle yazımı noktalamak istiyorum:

“Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asri ve bütün mana ve şekilleri ile medeni bir içtimai heyet haline ulaştırmaktır. İnkılaplarımızın asıl umdesi budur. Bu hakikati kabul etmeyen zihniyetleri tarumar etmek zaruridir. Şimdiye kadar milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Her halde zihniyetlerde mevcut hurafetler kamilen tardolunacaktır. Onlar çıkarılmadıkça dimağa hakikat nurlarını sokmak mümkün değildir.”

“Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülken için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; herkes seni yoldan çevirmeye çalışacaktır, fakat sen buna direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiçe sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse…
bunu söyleyenlere güleceksin.” ****









* Kavram: nesnelerin yada olayların ortak özelliklerini kaplayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım.” Bakınız: ProfDr.Bedia AKARSU, Felsefe Terimler Sözlüğü,İnkilap yayımları, 1998,7.baskı, İstanbul s.114..

** Ayn RAND, Kapitalizm Bilinmeyen İdeal, Plato yayımları,Ekim 2004 İstanbul, s.228-239.

*** D.Mehmet Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, yeni şafak.s.254.

**** Coşkun Can Aktan, yeni Global Gerçekler, İstanbul: TÜGİD yayınları, 2000.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Iraklı Kadınlar ve Pozitif Ayrımcılık* [Eleştiri]
Türkmen Kurum ve Kuruluşlarındaki Sorunlar [Eleştiri]
Gül"ün Irak Politikası! [Eleştiri]
Irak'ın Ekonomik Yapısı [İnceleme]
Modern Irak Tarihi. [Bilimsel]
Türkmen Toplumu, Terör ve Dinî Akımlar [Bilimsel]
Genel Anlamda İstihbarat [Bilimsel]
Türkmeneli"nde Siyasal İslam Tehlikesi [Bilimsel]
Türkmenlere Uygulanan Psikolojik Savaş [Bilimsel]


cetinbayatli kimdir?

“insanlar bilmediklerine karşı düşmanlar. ” sözüne inanan biriyim :)


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © cetinbayatli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.