En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe |
|
||||||||||
|
Parmak uçlarım üşüyor yokluğunda. Karanlığı üzerime örtüyorum battaniye misali..Oysa senin varlığında üşür müydüm ben? Göğsüne saçlarımı yaslar, senin varlığının huzurunda dalardım mavi düşlere.Yine yokluğun düşünce bir sigara yaktım lanet olası bitmeyen paketlerden.Sanma ki sigara yanıyor dudaklarımda.Hayır, hayır .Ben, senin hasretini sarıp dudaklarıma yüreğimin ateşiyle yakıyorum yokluğunun sancılarını...Her bayram sabahı ağabeylerim namazdan geldi mi ilk ben karşılardım onları..Ellerini hızlı hızlı öper, senin gelmeni beklerdim kapı eşiğinde..Gözlerim hep sokak başındaki dönemeçte kalırdı...Daha sen gelecektin, senin ellerini öpecektim....Gelecektin, kızının yeni örülmüş saçlarına dokunacaktın...Dudaklarımı dişlerimle kanata kanata komşu kızı Naile’nin babasına sarılışlarını izlerdim ...Bir kez olsun ellerini öpemedim diye isyan ettim.Öfkelendim...Patlamaya hazır bir hırcın dalga gibi yokluğunun sahillerine yürüdüm..Oysa senin hasretinde, duvarlar tek sırdaşım ve gözyaşlarım ise tek arkadaşım oldu..Okul dönüşlerinde ödevlerimi yapıp seni bekledim hep...Herkesin babası, iş dönüşlerinde ellerinde taze fırından çıkmış ekmekle yuvalarına dönerken sen hiç gelmedin baba... Mürekkep olup adını yazmadım mi yüreğimin kurak toprağa ? Öğretmen, veli toplantı icin babalarını çağırırken sen hiç gelmedin..Gelseydin kırmızı kurdeleli kızının ne kadar başarılı bir öğrenci olduğunu görüp koltuk altların kabarırdı..Ah gelemedin işte...Bana " Küçüğüm" demeni isterdim sen olsaydın yanımda..Kollarına alıp bana bebek resimleri yapmanı isterdim..Delicesine yağmurun altında seninle koşmayı, dudaklarından dökülen her kelimeyi ezberlemeyi isterdim.. Gülümsüyorum hayata ve umuda..Sanma ki seni unuttum. İcimde kanayan bir yarasın sen..Kapanmayacak bir hasret işte benimkisi.Yüreğim sana gelmeye prangalı...Sanma ki gülümsüyorum...Bilir misin çınar ağacının yaprakları her bahar yeniden açsa da toprağın altındaki köklerinin delice üşüdüğünü ?...Güneşi gören ağaca inat köklerinin güneşe hasret kalıp her gün ağladığını..Kim bilebilir ki ? İşte baba, benim yüzümde gülüşler olsa da içimde sana ağlayışlarımı kim bilebilir ki Yaradan’dan öte..Oysa kaç kez tırnaklarımla mezarında gelip toprağını kazmak istedim..Kaç kez hançerlerle adını mezar taşlarından silmek istedim..Ama her defasında yüreğim bu hasrete dayanamadı..Her defasında bedenim çınar ağacının yanına düştü..Gözyaşlarım ise toprağa...Her geldiğimde toprağının üstündeki dikenleri ayıkladım ellerimle..Ne olur üzülme sen, avuç içlerim kanıyor diye..Aksın Allah aşkına, hasretim birikmişken bırak toprağını ıslatsın damarlarım..Bir kez olsun tutamadığım ellerini, bırak ta kanım ısıtsın...Üşüyorsun biliyorum.Varlığında sarılamadım sana..Bırak ta toprağını kazıp kemiklerini doyasıya öpeyim baba... Sen olsaydın diz çöker miydim fırtınalara.? Varlığında duvarlara yaslanıp başım iki elimin arasında alıp çocuklar gibi ağlar mıydım ? Sen olsaydın - küçüğün- acılara boyun eğer miydi ? Biliyor musun bu yazıyı mezarın başında okumak isterdim.Ama biliyorum, okurken ya ben Azrail'in avuçlarından ölüm şerbetini kana kana içip kemiklerine sarılırdım ya da sen toprağı ellerinle yırtıp yüreğinle gözyaşlarımı silerdin.Of yapamam bunu..Dayanamam bu satırları sana okumaya..Kıyamam ki okurken ki toprağın altında delice ağlayışlarına...Bırak ben buralarda sensizlikte hasretinle yaşayayım. Küllense de dudaklarımda hasretin, yansa da yüreğim yokluğunda bırak ta ben senin hep küçük kızın olayım.. Seni çok özledim babacığım... 17.05.2006 - 14.48
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ismail sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |