Sessiz ve derinden devam eden bir hayat. Boşluğun en revaçtaki dibinde geçen ömür. Kendine dahi itiraf edemediği mahiyetlerini görmezden gelerek sürüp giden yalancı yıllara meydan okurcasına inatla tutunma çabaları. Bir taraftan sessiz ve bir o kadar derin kuyunun dibinden kurtulma, hızla yukarı tırmanma girişimleri. Diğer bir tarafta ise dokunaklı bir yetersizlik. Ama yine de umudun varlığı. Zira hayat uzun ve sakin bir nehir değil. İçinde bulunduğun zihniyetin anonim yargılarına sığınarak daha ne kadar sürdürebilirsin. Roma’nın bilge imparatorlarından Marcus Aurelius’un dediği gibi; ‘İnsan kendi ruhundan daha sakin ve huzurlu bir sığınak bulamaz’
Kendinden geriye dönüp baktığında bir daha hatırlamak istemediğin kareler görüyorsan, oradan kendini tamamen soyutlamanın vakti gelmiş demektir. Zaman kabuğunu kırıp, dünyaya açılma zamanıdır. Ruhunu özgür bırakma zamanıdır.
Modern diye tabir ettiğimiz bu dünyanın bol çıkmazlı, komple dolu gerçek yüzüne katlanmak kaydıyla tabi. En kışkırtıcı hatalara kapılıp gitmeden, tahmin edemeyeceğin çekicilikte karşına çıkacak yanlışlara inanmadan onlarla savaşmayı göze alarak. Hayatı fazla irdelemeden, karşına çıkan her pürüzü kafana hapsetmeden, ancak münzevi tavırlar içerisinde yaşadığın takdirde mutlu olabileceğini gördüğünde, bunu kabulleniyorsan hayata hazırsın demektir. Evet, ‘Ama bu haksızlık’ diyebilirsin. Maalesef hayatın makyajlı yüzü bir yere kadar. Temizlendikten sonra ortaya çıkan daimi esas surat seni pek müsterih etmeyecektir.
Elbette burada güzellikler de var. Fakat biraz zor ulaşabileceğin yerde ve tatmin edecek boyutta değil. Bir anda kendini bu yalancı dünyanın ortasında bulacaksın. Fanusun içinden okyanusa açılmak gibidir bu. Seni bir çağlayan gibi sürükleyip bu blöf kralı hayatın içine atan da o fanusun sana yetersiz gelmesiydi zaten. Ama sen bunlara kendi seçimin olduğu için göz yummak durumdasın. Şikayet etmeye hakkın yok senin.
Yapılması gerekeni yaptın, hayata açıldın. Ve ağzının payını aldın. Bundan sonra geri adım atmak ya da işleri yoluna koymak senin elinde. Sana destek olan başlangıç noktasını bulup, ona lanet etmek istiyorsun belki de. Fakat hala dağılan dünyanı toplamak için vaktin var. Şayet gücün de varsa.
Yok olmuş hayallerin içinde kendini görmek ne acı değil mi?
Hayal Olan Hayal
Düşlerimizi süsleyen dünyanın gerçek yüzüyle karşılaştıktan sonra gelen hayal kırıklığı...