]
Bir çorbalık hatırın olsun gönüllerde!..
Daha ne istersin bre!
Bir çorbalık hatırın bile yoksa , yaşama zaten!
Boş yere kandırma kendini…
Baktığın gözlerde göremiyorsan ışık saçan yansımalar,
Ruhunun dili tutulup kelimeler kifayetsiz kalıyorsa,
Bileklerinde kelepçe , yapayalnız yol alıyorsan bu alemde…
Uzatıp ellerini yıldızlara dokunabilecekken,
Yüreğinde deli dalgalarının coşkusunu yaşatacakken,
Çölde esen kum fırtınaları içinde savruluyorsan,
Başka dünyalarda ve kendi bencil diyarları içinde uyukluyorsa onlar…
Bırak gitsinler!..
Boşa kandırma kendini!..
Üç günlük dünyayı uyuklamayla geçireceksen,
Ve uyuklamasını izleyecek kadar çoksa zamanın,
Lafım yok bre!...
Göm başını kuma!..
Hayat böyle iyi be kuzum de,
Yorma nefesimi boşuna…
Söyle hadi!..
Gidiyor bu hayat böyle ,
Dümende ben varıp usta , rotamı kendim çizdim de!..
Bak mavi ufuklarım var benim,
Az sonra kanat çırpar martılar,
Karanın yaklaştığını haber verir de!...
Söyle hadi!..
Birazdan çıkarım karaya,
Toprağın yağmur kokan, çağıran sesini duyarım de!..
Tazelenirim yine.
Söyle hadi!..
Kaptanı benim bu geminin
Dümeni ellerimde deyiver ,
Söyle de irkileyim ve rahatlayayım!...
Öğretilerimle , gerçeklerimle yüzleştim
Ve yendim bu hayatı de!..
Yaparım kendi binamı,
Kurarım kendi çadırımı,
Ateşlerim kendi ateşimi,
Şimdi birkaç odun daha attım mıydı ,
Isınıverir soğumuş yüreğim de bana!..
Çözülür buzlarım,
Bir sıcak çorba kaynatır yudumlarım kendi kendime,
Kuşlarımı yemler yalnızlığıma bir kadeh kaldırırım de !..
De be yüreğim!..
Söyle de kurtulayım derdinden.
Ya göm başını sus!..
Ya da göğüsle şu bayrağı da taşınalım bu diyarlardan..