..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kendinden daha uyanýk insanlarý iþe aldýðýn zaman, senin onlardan daha uyanýk olduðunu kanýtlamýþ oluyorsun. -R. H. Grant
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumsal Olaylar > Bülent ÇÝFTGÜMÜÞ




27 Aralýk 2006
Futbolun Kara Lekesi: Holiganizm  
Bülent ÇÝFTGÜMÜÞ
Holiganizm ilk olarak 19. yüzyýlýn son çeyreðinde Büyük Britanya’da ortaya çýktý. 1898 yazýnda “Daily News” gazetesinin, maçlarda kavga çýkartan fanatik gruplara; Londra’da birçok kavgaya karýþmýþ olmasýyla nam salan Ýrlanda göçmeni, belalý bir ailenin sorunlu bireyi Patrick Holigan’ýn adýndan esinlenerek “holigan çeteleri” demesiyle futbol tarihinde þiddet eðilimi yoðun sosyolojik bir olgunun ilk nüveleri atýlmýþ oldu.


:IJDJ:
Futbol fanatizmi ve kulüp taraftarlýðý baðlamýnda; küçük taraftar gruplarýnýn hiçbir mantýklý neden olmadan kiþilere ve mülkiyete zarar veren davranýþlar sergilemesi olarak tanýmlanan holiganizm; psikolojik etkenler, özgüven eksikliði, eðitimsizlik, baþkalarýnýn haklarýna kayýtsýzlýk ve þiddete olan eðilim gibi sosyolojik olgularla açýklanan bir kavram.
Holiganizm ilk olarak 19. yüzyýlýn son çeyreðinde Büyük Britanya’da ortaya çýktý. 1898 yazýnda “Daily News” gazetesinin, maçlarda kavga çýkartan fanatik gruplara; Londra’da birçok kavgaya karýþmýþ olmasýyla nam salan Ýrlanda göçmeni, belalý bir ailenin sorunlu bireyi Patrick Holigan’ýn adýndan esinlenerek “holigan çeteleri” demesiyle futbol tarihinde þiddet eðilimi yoðun sosyolojik bir olgunun ilk nüveleri atýlmýþ oldu. Ýngilizlerle özdeþleþen bu “ünvaný” kazanmak adýna Britanyalý futbol fanatikleri adam dövmekten kadýnlarý taciz etmeye ya da cam çerçeve indirmeye kadar pek çok icraatta bulundular. Fakat onlarý sahneye iten asýl olay, çok uzaklarda, küçük bir adanýn etrafýnda kopan kýyamet oldu.1982’DE Ýngiltere’nin Arjantin’le yaþadýðý Folkland adalar kriziydi. Uzun yýllar sýnýrlarý dýþýnda sýcak çatýþmaya girmemiþ Ýngiltere’de muhafazakar margareth teatcher iktidarýnýn sergilediði provokatif tutumla birlikte alýþýlmadýk bir milliyetçilik rüzgarý estirildi. Hayatlarý boyunca Folkland’ýn adýný bile duymamýþ ancak kronik ekonomik krizlerle epey bunalmýþ mutsuz kitleler, “üzerinde güneþ batmayan Britanya Ýmparatorluðu’nun nostaljik görkemini hatýrlamaya yönlendirilince Ýngiltere’de yabancý düþmanlýðýnýn da yükseldiði, gergin ve hassas bir süreç yaþandý. Kafalarýný kazýtanlar, kollarýna kraliyet armasý dövdürenler çoðaldý bu dönemde. Sokakta dönüp bakýlmayan ve itilmiþlik duygusuyla vakit öldüren, sýradan Ýngiliz erkeði “gururuna sahip çýkma” söylemiyle toplumsal þiddeti körüklemeye baþladý. Böylece isyankarlýðýn yaný sýra güç verici bir aidiyet duygusuna doðru derlenip toparlanan ve hýzla örgütlenen holiganizm denklemi de kuruldu: “þiddet dolu erkek egemen bir dil, öfkeyi kusmanýn kestirme yolu olan ýrkçýlýk ve ikisinin de kedini en rahat ifade edebileceði zemin olarak; Futbol.
AVRUPADA KULÜPÇÜLÜK ANLAYIÞI
Tarihinde birçok kez mezhep savaþlarýna sahne olmuþ olan Büyük Britanya’da mezhep merkezli en büyük rekabet Glasgow Celtic ile Glasgow Rangers arasýndadýr. Protestan mezhebine geçip Büyük Britanya’nýn birliðinden yana olanlarýn kurduðu Rangers’a karþý baðýmsýzlýk yanlýsý Katolikler Glasgow Celtic’i kurmuþlardýr. Rangers 1873 yýlýnda “presbiteryen” (Presbiteryen: Ýhtiyarlar meclisi tarafýndan yönetilen Protestan kilise sistemi gençlik kulübü) olarak kurulmuþtur. Bu günden birkaç yýl öncesine kadar Rangers’ýn bir Katolik oyuncu transfer etmesi bir tartýþma konusu bile olamazdý.
Ýki kulübün taraftarlarý arasýnda öyle bir nefret vardýr ki olayý birbirlerine el bombasý atmaya kadar götürmüþlerdir. Ancak þu anki durum mezhepsel ayrýmdan çýkýp tam anlamýyla siyasal anlamda ulusal baðýmsýzlýk sorununa iliþkilendirilmiþtir. Rangers Ýngiltere’yle birlikteliði savunurken Celtic, Ýskoçya ve Ýrlanda’nýn baðýmsýzlýðýndan yanadýr.

Alman sosyolog Max Weber’in gözlemlerine göre, Protestanlarla Katoliklerin birlikte yaþadýklarý her yerde, Protestanlar daha zengin oluyordur. Bu gözlemde iki kulüp arasýndaki ölümüne rekabetin sadece mezhep ayrýlýðýndan deðil, ekonomik gelir farklýlýðýndan da kaynaklandýðýný, fakir Katoliklerin zengin Protestanlara ekonomik sýkýntýlarýnýn sebebi gözüyle bakmalarýný da açýklamaktadýr. Ayný durum biraz daha farklý bir biçimde ülkemizde de görülmektedir.
Ayrýlýkçý Celtic taraftarlarý 1994 yýlýnda Old Firm stadýnda oynanan maçta açlýk grevi yapan ÝRA militanlarý için þarkýlar söylemiþ, ÝRA’yý öven tezahüratlarda bulunmuþlardýr ayný gün Warrington’da patlayan bir ÝRA bombasý olaylarla ilgisi olmayan iki çocuðun ölmesine neden olmuþtur. Celtic – Rangers örneðinde de gördüðümüz gibi normalde din, siyaset veya ekonomiyle doðrudan alakasý olmayan futbol ve futbol kulüpleri geniþ halk kitlelerini peþinden koþturmakta, toplumu kaynaþtýrmasý gerekirken toplum arasýndaki uçurumu daha da keskinleþtirmektedir.
Öte yandan Ýngiltere’de diðer kulüpler arasýnda da ekonomik sýnýf farklarýndan kaynaklanan rekabetler yaþanmaktadýr. Zengin sýnýfýn takýmý Chelsea taraftarlarý liman ve kömür isçilerinin kurmuþ olduklarý Liverpool, Derby Country ve Nottingham Forest kulüplerini küçümserler. Liverpool, Derby Country ve Nottingham Forest kulüplerinin taraftarlarýysa iþçilikleriyle gurur duyduklarýný belirtip, toplumdaki sosyal statülerini yadýrgamadýklarýný gösterirler. Zaten bir bakýma amaçlarý da ekonomi, hayat standardý, ve çalýþma þartlarý bazýnda asla eþit olamayacaklarý elit tabakanýn insanlarýyla futbol sahasýnda boy ölçüþebilmektir.
Ýngiliz ýrkçýlarý da Leeds United takýmý çevresinde toplanmýþlardýr. Bu da Ýngiltere’de ki futbolun siyasal boyutu olarak gözlenebilir.(Bu noktada Leeds deðilde baþka bir Ýngiliz takýmý Galatasaray’la oynasaydý, Türkiye’deki olaylar büyük ihtimal yaþanmayacaktý)
Kültürel kod olarak etnik milliyetçiliði seçmiþ olan kulüplere Ýspanya’da sýkça rastlanýr: Katalan kimliðini bütün dünyaya duyurmak isteyen Barcelona ve Deportivo la Coruna bulunmaktadýr. Adý geçen kulüpler için sportif alandaki baþarý ikinci plandadýr. Önemli olan, taraftarýn hep birlikte Katalan birlikteliðini simgeleyen “barca” tezahüratýný yapabilmesidir.
Katalan milliyetçiliði öyle bir boyut almýþtýr ki; Barcelona takýmý formasýnýn üstüne reklam logosu almaz giydikleri forma Katalan bayraðý olarak algýlanýr. (Barcelona ilk kez bu yýl Unicef’e yardým amaçlý reklam aldý) Siyasal yollarý týkanan Katalan milliyetçileri kendilerini kulüpleriyle ifade etmeleri sosyolojik açýdan bir tür deþarj sayýlabilir. Eðer böyle bir imkanlarý olmasa daha sert terör eylemlerine baþvurabilme ihtimalinin yüksek olduðu bilinen bir gerçektir (bu haklara sahipken terör yoluna baþ vuran kulüp taraftarlarý da vardýr).

Bask kökenliler dýþýnda oyuncuya yer vermeyen Atletic Bilbao daha deðiþik bir yapýya sahiptir. Eylemci – taraftar olgusu Barcelona ve Deportivo la Corunaya göre farklýdýr. Genel görüþleri: “Atletic konuþunca, ETA susar” yönündedir. Bu kulüplere karþý merkeziyetçilerin takýmý Real Madrid Ýspanyadaki futbol kulüplerinin temel taþlarýný oluþturmaktadýr.

1950’lerden sonra hýzla yayýlan, futbolu sevimsiz kýlan bir virüs olan holiganizmin futbol sahalarýna yansýmasý aslýnda 2. dünya savaþýnýn Avrupa’daki genç kitlelerde yarattýðý ürkek ve tedirgin ruh halinin savaþýn bitmesiyle yerini bireysel þiddete açýk bir anlayýþa býrakmasýyla baþladý Futbolun toplumun birçok kesimini etkileyen bir olgu olarak ortaya çýkmasý da ne garip bir rastlantýdýr ki ayný döneme denk gelir.

Ekonomik açýdan büyük bir rant haline gelerek virüs hýzýyla yayýlan ve þiddeti körükleyen bu sosyal hareketliliðin bir þekilde önüne geçilmesi gerekir mi sorusu ön planda.

Avrupa futbolunun patronu olan UEFA’nýn yaptýðý araþtýrmalar, aralarýnda Türkiye’nin de adýnýn geçtiði pek çok ülkenin risk grubunda olduðunu gösteriyor. Bu ülkeler eðitimsizlik, iþsizlik, gelir daðýlýmýnda eþitsizlik vb. gibi bir çok sosyo-ekonomik faktörden kaynaklanan sorunlar nedeniyle birer holigan fabrikasý olmaya aday gösteriliyor. Ciddi kanýtlarla desteklenen bu iddianýn üstüne bir de milyonlarca dolarlýk futbol endüstrisinin “iþtah kabartan” rantýndan pay almaya çalýþan medyanýn sinirleri germesi ve baþarýsýzlýðýn faturasýný kendi üzerlerinden atmak için saða sola ateþ püsküren kulüp yöneticileri de eklenince holiganizm gerçeði gün geçtikçe içinden çýkýlmaz bir hale bürünüyor.

TÜRKÝYE’NÝN HOLÝGANLARI
Ülkemizdeki durum, Avrupa’dakinden biraz daha farklý geliþmiþtir. Bizde takýmlar arasý rekabet etnik ya da siyasal kökene dayanmaz. Sözgelimi Abdülhamit’in istibdat döneminde kurulan ve bununla beraber semtinin özelliklerini de bünyesinde barýndýran Beþiktaþ, birey olmanýn kendilerine veremediði güven duygusunu kendileriyle özdeþleþtirdikleri büyük bir çatý altýnda arayan ve bulanlarýn kulübü olmuþtur.

Þimdinin Galatasaray Lisesi, devrin Mekteb-i Sultani’sinin geleneði doðrultusunda kurulan Galatasaray kulübü her daim seçkincilerin kalesi olmuþtur. Zaten Osmanlýya bunca vezir, sefir, þeyhülislam, kaptan-ý derya; cumhuriyete hariciyeci ve yüksek bürokrat yetiþtirmiþ olan bir okuldan da baþka türlü bir davranýþ beklenemez. Bu da devlet yönetmiþ bir okuldan çýkýp ta onun çevresinde olgunlaþmýþ bir kulübün yöneticisi ve yandaþýnýn topluma soylu bir temelden geliyor olmanýn verdiði özgüvenle tepeden bakýþýdýr.
Fenerbahçe’nin kurulusunu incelerken de týpký Beþiktaþ’ta olduðu gibi semtini göz önünde bulundurmak gerekir. Yerli burjuvazinin merkezi olan Kadýköy ile hemen yaný baþýnda hýzla fakirleþen ve gecekondulaþan Üsküdar’ýn bir çeþit sentezi olan Fenerbahçe, kurulusundan itibaren yönetiminde zenginliði ve parayý, tribününde ise Anadoluluðu temsil eden bir yapýya sahip olmuþtur.

Büyük þehirlerde durum böyleyken sanayileþme ve sermaye birikiminde geride kalan Anadolu þehirleri Ýstanbul takýmlarýyla rekabet edemiyordu. 1960'lara kadar þehirlerde küçük kulüpçükler vardý. Sonra bunlar birleþip Þehirspor, Kasabaspor vb. kurup güçlerini birleþtirdiler. Her ilin sanayide devletçilikten kalma Demirspor, PTT, Ýdman Yurdu, Ýdman Ocaðý, Sümerspor, Milli Mensucat takýmlarý vardý.
Ýstanbul piyasasý doyunca Anadolu'ya sermaye akýþý kaçýnýlmazdý. Oradaki sermaye de yerel yatýrýmlara yöneldi. Ancak belli bir süre sonra Ýstanbul'la aralarýnda dengesiz de olsa bir rekabet baþladý. Ýstanbul ile Anadolu arasýnda ki bu rekabet komþu iller arsýnda da gözlemlendi. 2. ve 3. lig kurulunca kent takýmlarýnýn oluþmasýyla futbola heyecan geldi. Ancak kýzýþan rekabet yerel þovenliðe döndüðünde kent savaþlarýna mahal verdiðini görüyoruz. Bunun en temel örneklerinden biri meþhur Kayseri-Sivas maçýdýr. Burada Sünnilik-Alevilik boyutu kadar devlet yatýrýmlarýndan pay kapma gibi ekonomik bir boyut ta vardý. Diðer bir rekabet konusu da hangi birimin önce ilçe ya da il olacaðý konusunda yaþanýyordu. Bu konu da spor müsabakalarýnda kendini gösteriyordu.

Futbol Türkiye’de pek çok toplumsal dinamikten çok daha güçlü bir duruma eriþmiþ durumda. Siyasal alanda yýllardýr sað-sol diye süregelen taraftarlýk olgusu futbolda da fener- cim bom kavgasýna dönüþmüþtü. 1960’lý ve 1970’li yýllardaki siyasal içerikli taraftar kavgalarýnýn yerini 1980 sonrasýnda çok daha farklý çatýþmalar ve kavgalar almýþtý. Son dönemde elde edilen baþarýlar ülke içindeki takýmlar arasýndaki rekabeti arttýrdý. Bu durumda, gelmeyen þampiyonluklar ve baþarýlar taraftarda büyük bir gerilim ve stres yaratmaya baþladý. Bu duruma bir de ülkenin içinde bulunduðu ekonomik ve sosyal sorunlar eklenince ortaya ilginç bir vaka olarak futbol ve tribün anarþisi ortaya çýktý. Arkadaþlar arasýnda eskiden derbi maçlarýnýn ardýndan yenilen takým ile ilgili yapýlan espriler de boyut deðiþtirerek kitleselleþti. Ýnternette kurulan taraftar siteleri ve mail zincirleri taraftarlarýn birbirlerine küfür ve tehdit yaðdýrdýklarý alanlara dönüþtü. Televizyonlardaki spor programlarýnda kulüp yöneticilerinin tahrik edici konuþmalarý, stadyumlarda küfür ederek topluca deþarj olan insanlar saflarýn daha da keskinleþmesine neden oldu. Son zamanlarda derbi maçlarýnýn ardýndan çýkan olaylar nedeniyle yapýlan fair play çaðrýlarý ve ‘tribünde þiddet’ konulu sempozyumlar sayýlmazsa kayda deðer bir çalýþma da yoktur. Türkiye’de holiganizmin ilk uluslar arasý kurbanlarý Galatasaray- Leeds United maçý öncesi öldürülen iki Ýngiliz taraftarýdýr. Ayrýca Türk futbolunda acý bir tarih olan 19672de Kayserispor-Sivasspor maçýnda tribünlerdeki taþkýnlýklar nedeniyle yaþamlarýný yitiren 40 kiþi de unutulmamalýdýr.

HOLÝGANI TANIMAK
Tipik bir holigan tuttuðu takýmý simgeleyen renklere boyanmýþ halde tribünde yerini alýr. Adeta bir sara hastasý gibi izler maçý. Oyunu görmez bile. Onun asýl derdi rakip takým taraftarlarýnýn bulunduðu tribünlerdir. Orayý adeta bir savaþ alaný olarak görür. Rakip takým taraftarlarýnýn varlýðý bile onun için kabul edilemezdir. Hiçbir zaman yalnýz deðildir. Vurucu kýrýcý her türlü teçhizata sahiptir. Tuttuðu takýma her koþulda baðlý olduðunu haykýran bir holigan için asýl önemli olan rakip taraftarlarla kavga etmek ve etrafý kýrýp dökmektir. Sýradan bir holiganýn en ürkütücü yaný ise, bir maçýn kazanýlmasý için her yolu meþru görebilmesidir.

SOSYOLOJÝK BOYUT
Seyirci ile taraftar arasýndaki ayrýmý da iyi yapmak gerekmektedir. Seyirci seyir etmek amacýyla müsabakaya gelen kimsedir. Ýyi bir filme ya da tiyatro oyununa gitmekle maça gitmek onun için ayný þeydir. Ama taraftar için bu durum kabul edilemez bir durumdur. Futboldan sadece görsel bir zevk deðil, ayný zamanda psikolojik bir tatmin de bekler. Kendisini takýmýn bir parçasý olarak görür. Taraftar psikolojisi çok farklý bir ruh dünyasý yaratmaktadýr. Bunun sosyal yaþamdaki bazý baþarýsýzlýklarla da ilgisi vardýr. Gündelik hayatta baþarýsýz olan birey, toplum içinde kendisine saðlayamadýðý statüyü tribünde baðýrarak tesis etmeye çalýþýr.
Futbol fanatizmi üzerine yapýlan araþtýrmalarýn bulgularýna göre, taraftar taþkýnlýklarýnýn; eðitim düzeyi, ekonomik göstergeler, sosyo demografik özellikler vb. gibi faktörlerle baðlantýlý olduðu ortaya çýkýyor. Liechester Üniversitesinden bir grup araþtýrmacýnýn 497 kiþi ile görüþülerek yaptýðý bir araþtýrmada holiganizmi yöneliþ üzerinde en önemli etkenler: iþsizlik, gelir daðýlýmýnda eþitsizlik, düþük eðitim düzeyi þeklinde sýralanýyor.
Yine Liechester Üniversitesinden Sosyoloji Bölümü Öðretim Üyeleri Dunning, murphy ve williams tarafýndan yapýlan araþtýrmada ise, olgunun sosyolojik boyutu irdelenmiþtir.

Araþtýrmada 1950’lerden günümüze “futbol fanatizmi” diye tanýmlanan holiganizmin yükseliþinin nedenleri þu þekilde sýralanýyor:
1- Ýþçi sýnýfýnýn “kaba” ve “saygýn” diye tanýmlanan kesimlerinin hem kendi içinde hem de karþýlýklý iliþkilerinde görülen yapýsal deðiþimler.
2- Gençlere yönelik “boþ zaman pazarý”nýn yükseliþi.
3- Genç taraftar gruplarýnýn yurt içi ve yurt dýþý maçlarýna gitme talep ve imkanlarýndaki artýþ.
4- futbolun yapýsal boyutunda ve kulüp – taraftar iliþkilerinde meydana gelen deðiþiklikler.
5- kitle iletiþim araçlarýnýn araçlarýnýn yapý ve iþleyiþindeki hýzlý deðiþim.
6- Tabloid basýnýn yükseliþi.
7- Gençlere yönelik iþgücü pazarýnýn gerçek anlamda çöküþü.

Yine ayný baðlamda, Sir Norman Chester Futbol Araþtýrmalarý Merkezi’nin Ýngiliz holiganizmi üzerine hazýrladýðý raporda ise futbol fanatizminde þiddeti tetikleyen baþlýca unsurlar þöyle sýralanýyor:
1- Gazetelerdeki kýþkýrtýcý haberler
2- Gazeteci ve Kameramanlarýn tutumu
3- Aþýrý alkol kullanýmý
4- Tahrik
5- Taraftarlarý etkileyen bazý politik gruplar
6- Polisin taraftarlara yönelik sert tutumu
7- Bilet satýþ ve daðýtýmýnýn yarattýðý sorunlar
8- Statlardaki düzensiz ve eþitsiz yerleþimin yarattýðý sorunlar.

Sonuç olarak; Temel amacý toplumu gündelik sýkýntýlardan uzaklaþtýrmak ve sosyalleþmesini tamamlamak olan futbol, insanlarý birbirlerine düþürmemeli, toplum yapýsýna zarar verir hale getirmemelidir. Bunu baþarmada en önemli görev kulüplerde ve medyadadýr. Saðduyulu kulüp yöneticileri ve medya üyelerine bilinçli kamu elemanlarýný da ekleyince futbol insanlar arasýnda bir þiddet gösterisi olmaktan çýkýp sportif bir seyir halini alacaktýr.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Rize'de Þapka Ýsyaný
Karadeniz Türkülerinde Kadýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aldat Beni [Þiir]
Yitik Gökkuþaðý Mevsimi [Þiir]
Vesvese [Þiir]
. : Düþ: . [Þiir]
Yitip Giden [Þiir]
Biçare [Þiir]
Sen Gülünce... [Þiir]
Gitme [Þiir]
Duruluðun Þiiri [Þiir]
Yitik Kent [Þiir]


Bülent ÇÝFTGÜMÜÞ kimdir?

_____:)______:(_______. . . 1977 Rize doðumlu. Ýlkokulu ve Liseyi Rize'de üniversiteyi Ýzmir'de tamamladý. Ege Üniversitesi, Ýletiþim Fakültesi Mezunu. . .

Etkilendiði Yazarlar:
jean paul sartre...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bülent ÇÝFTGÜMÜÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.