Dokunamadıklarım

sadece dokunamadıklarımız acı veriri avuçlarımıza,dokunduklarımızda ise acı biz oluruz...

yazı resim

Herşey taa en başa dönüyor.susturamadığım anıların arasından mazıye yaslı arzular birer birer çocukça oyunlarla bana koşuyorlar.zaman değişiyor evet,ama değişmeyen,zamanın dokunamadığı şeyler saklandıkları küşe başlarından birer birer gösteriyorlar kendilerini.kaçamıyorum,kaçamadığım gibisaklanamıyorumda.kendimden iğrendiğim zamanlar ise işte hep bu bastırmaya yada inkar etmeye çalıştığım duygularla,onlara duygu bile diyemem, savaştığım zamanlar.
aslında kendimi bukadar aşağılamamam lazım,sonuçta onlarda bana ait,benden birer parça.ama hep kaçtığım,kendimiaslaiçinde görmek istemediğim duygu ve hayallerdebuluyorum.basitleşiyormuyum acaba yada hayatım olması gerekenden dahamı basıt zaten.buna kendimde dahil olmak üzere hep hapis kalmış bazı şeyler.o odadan çıkmasına engel parmaklıklar varmış,ve açolan her kapının ardında gardiyanlar.Yavaş yavaş kendimi gölgelerin koynuna bırakıyorum.Oradakiler kollarıma snki hiç dokunmadan tutuyorlar.Sakin bi rüzgar geçiyor tenimden.Garip,gözlerim kapalı olduğu halde herşeyi görebiliyorum.Filozofışıklar geçiyor şimdi ofoktan ve zarif bi bakış atıyorlar sanki bana değilde öylesine boşluğa bakar gibiler.Tuhaf sıcaklıklar kaplamaya başilıyor busefer içimi ve içim daha önce hiç bukadar tatlı esnememişti.Gerindikçe açılıyor,genişliyor rüyalarım.yorgan tenimden daha hassas soğuga.ne ilginçüstümden atmaya çalışyokça dolanıyor bedenime ve bu o kadar doğal geliyorki tıpkı sonbaharda yaprakların intaharı gibi,hanidallara küsen,tek aşkı tarafından aldatıan.bu odada da aldatıyor beni,yastığımın sahte şevkati bibi,diğerleri gibi.üşüyorum hala.dur bekle annemi çağırdım,dayanamaz babamda gelir yanında.uyandırmasalar bari ufaklığı.bak ,duydun mu ayak seslerini.buraya, beni uyutmaya ama daha önce sakinleştirmeye yani kandırmaya geliyorlar.'Herşey düzelecek!'dimi. Herşey dümdüz oluyor sonra,sabaha kimse sağ cıkmıyor ve yalnız bırakılıyor bu ufak yaratık.Sırt çantasında bi ton yalan,ve hayal parçacıkları.Bişeyleri yapıştırmak için artık çok geç.onlar gidiyor yerlerini yeni yalancılar alıyor.defalarca uyanıyor sonra,hersabah tekrar ve tekrar uyanıyor yalanlara.Ekmek-su gibi oluyor zamanla doğrular mide bulandırıyor ve bu yuzden bilinmek istenmiyor,söyleyenler de lanetlenerek uzaklaştırılıyor yada bidaha doğru söyliyemiyecek hale getiriliyor.acımıyor anlıcan sefalet,pabuçsuz bırakıyor çocukları,kızdıkça bağırıyor bağırdıkça vuruyor ellerine.dokunduğu heryere pisliğini bulaştırıyor.
ne gerek vardı anlamıyorum ve anlatamıyor gece bu çığlıkların nedenini.sadece bi an güvenmiştik,zamanın oğlundan bir an ödünç alabildik.anlar ve anlatırız sandık ama kurumamış boyası daha sözcüklerinin.bu nasıl bir dildir ki ebedi gerçeklere tasnif dışı damgasını atabiliyor, ve bakkalı bukadar kolay kandırarak torba torba zehir alabiliyor tüm renkler için.gözgöregöre bir yıkımın başroloyncusu odum hemde kendi yazdığım senaryonun.Neoldu değişen veya değiştirilen neydi bende.Aynı veya yolunda gitmeyen ne varsa kustum,önce acıdım sora kin duydum,arzuladıkçainkar ettim,en büyük itirafımdıama yanlış duvarlarda yankılandı.Evet geç kalındı busefer,ağlamak içinde kaçmak içinde geçkalındı.suçunu bastıramayanlar için son bir perde oynansın istiyorum şimdi,tüm sahne kıyafetleri,dekor,ışık,senaryo,yardımcı ve köstek oyuncularadına kendimiçin ama sadece kendim için son bir sahne oynamak istiyorum.sonra oyunculuğason verebilirim.mezarım böylece rutubetten ve böceklerden arınır .ama o son perdeden sonra............! ]

Başa Dön