Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Basmakalýp literatürler, iþte, sonunda býrakýyor gözlerindeki eþkýyayý Toplu firarlara mahal vermeden, tuhaf, cam, aplik bir yansýmanýn kemiklerinden Aþaðýlarda silahlý saldýrýlar, fuhuþ masallarý, soruþturmalar, kaçýþlar, Gecenin içinde gizlenen bir define haritasýnda saklýyor eþkýyalar biletlerini maceranýn Öfkeyle ve tuhaf bir yüz çekimserliði gibi yanýk deriler, avangard kuþaklar çarpýþýyorlar, karýþýyor gece, keskin bir býçaktan cam damlýyor usul usul, bir opera baþlýyor, maskeli markizler geçiyor salonlardan, Schubert anlatýyor, Boþ býrakmýyor Vivaldi, Dýþarýda gürültü, kan gövdenin içinde, parça parça cinayetler iþleniyor, iþte, sonunda baþlýyorlar yeniden gözlerindeki eþkýyalar içimdeki gecelere hükmetmeye. Ýþte, sonunda macera yenileniyor ikimizin nebzinde de. Toprak benim çarmýhým, çamurdan iki melek dualarým... Ürkek bir yýlan gibi içime sokuluþun, bir býçak kadar keskin, Camý sývýlaþtýran bir yangýn gibi boðazýmda düðümleniyor lanetin. Denizde baþka masallar okunuyor, hýrlayan itler görünüyor, kaçýyorsun þiirlerden, neden? Kimsenin bilmediði bir tarih: ellerinde içli bir hastalýk yatýyor, Ellerinde maceralar için biletler, biz bizle karýþýyoruz bir tek, harmanlanýyoruz Camevlerinden itaatsiz melekler giriyor gökkubbemizin. Adýn aklýmda aranýyor, Tüm zabýtalar, kervanlar, haramiler peþinde, arýyorlar, Adýn aranýyor, adýn, konaklarda, eski bahçelerde, kavak aðaçlarýnda, Tarih akýyor saçlarýndan, derin bir su kanalý gibi geçiyor tarih Gözlerinde ela gözlü eþkýyalar, titreyiþler, paþalar, nazýrlar, Aðýrlýk merkezindeki hüzün ve gönül yaþý, sanki bir rimbaud ihtiþamý Gözlerindeki ela gözlü eþkýyalar her daim sana yepyeni adlar koyuyorlar. Bir kaçýþ baþlýyor, yüzün yokoluyor, sanki benden bir þeyler gizliyor tarih. Ayakuçlarýnda bir sýr taþýyor camdan bir sýr, isimsiz bir sevgili olarak kalýyorsun Yokoluyorsun yokolunca yüzün. Balo bitmiþ, operada tüm maskeler yere inmiþ, Sokaktaki maceralarda þiddet ilerlemiþ kaný görmüþ. Býçaktan hâlâ cam damlýyor, Adýn konmuyor, sokuluyorsun bir yerlerde saklanýyorsun. Gizli bir yüzün karanlýk Laneti gibi çok seviyorum, aþkýmla arýyorum seni! Ýþte, sonunda ismine karþýlýk Bir tarih taþ bir plaktan gramafonun iðnesine deðdiriliyor besbelli!!! Müzik Yükseliyor, Çamur banyolarýnda dansediyor dualarým. Gramafonun iðnesinden, burgulu duygusundan tuhaf, karýþýk, Gothik bir esinti dikdörtgen görüntüleriyle sertçe beliriyor. Yüzüne doðru döndürüyorum sesi, titreþimler karýncalandýrýyor maskeni, Yüzün beliriyor, yitmiyor tarih. Konuþacaksýn artýk, konuþacaksýn Biliyorum, bekliyorum, adýný arýyorum gardolabýn yaþlý ve vurdumduymaz çekmecelerinde, Gömme banyolarda, masa takvimlerinde, saatli maarif takvimlerinde, Zamanýn eczasýnda, eczanýn yalancýlýðýnda... Yüzün görünüyor, tanrým ne kuþku, sorgulamadan bir laneti içiyorum. Ýþte, sonunda aðzýn da görünüyor, görünüyorsun. Ýþte, sonunda tüm çaðlarý devirmiþ bir kutsal devlet gibi adýný söylüyorsun. Dýþarýdan bir çýðlýk, derinden bir son bölüm, ikilemler, barok tanrý, Ölüm, geçiyor içimden: En çaresiz kalanlarýn akýttýðý boþuna zaman... Ölüm: iklimi kuru bir mevsimin yaz akþamýna sýðýnan kervan. Ölüm ihtiþamlý geçmiþi bir darbeyle, anlýk bir delikanlý narasýyla yýkan sünepe oðlan!!! Ýsteklere bileniyorum, taþ plaklara, dudaklarýna bileniyorum, eþkýyalar geri dönüyorlar beni çevirmeye, Zaman’a izmarit bakýyorum. Zaman’ý eczalaþtýran hiçbir þeyi anlayamýyorum bir anda. Topraktan ince filizler yeþerip büyüyorlar, çamuru eritiyor yaðmurlar Biliyorum, Zaman’a karþý gelen bir tek þey var yalnýzca ölünüp dualarýnda büyücülerle oynaþan: -adýnýn ilk harfindeki ölümüm- ...lydia... Panzehrini arýyorum gardolabýn yaþlý, vurdumduymaz çekmecelerinde sonra vücudumun en mahrem yerlerinde, cebimde, paralarýn tura yüzlerinde. tüm organizmalarýmda sesin, antika bir gramofondan yýllanmýþ bir tango oluyorsun birden ben zaten kronoloji özürlü bir tarihte yaþýyorum ve tarihin en ucube sýnavýnda en zor soruyu duyuyorum sesinden: lanete bile bile düþüyorum, bir tahta atý ipotek ederek içine düþüyorum panzehri olmayan lanetli bir sevdanýn. O sevdanýn içinde puslu hayaller, hayalperest düþünceler, kongreler, Münakaþalar, senatolar bekliyorlar yollarýný kýrmýzý halýlarla Dünya deðiþiyor, puslanýyor, yine eski yollar yapýlýyor, eski köprüler, Eski mimarlar yeniden baþlýyorlar yaþlanmaya, tarih yeniden yazýlýyor Sýfýrdan ve son kez, son hýzla, son gaz... Bir kervan usul usul ilerliyor, Bekleniyor, gelmiyor, rötar yapýyor kervan, kýlavuzlar intihar ediyor. Entrika içinde yeni bizanslýlar doðuyorlar böylece. Huzur, bir mevsim kadar gerçek, bir peygamber gibi uluysa da deðiþiyor, heyecanlanýyor dünya. Haramiler saklandýklarý yerden yavaþ yavaþ çýkýyorlar, gözlerindeki eþkýyalarda görüyorum, Ellerinde olan dünyanýn kaderinde, haramiler saltanatýný istiyorlar, Laneti, senin lanetli sevdanýn büyüsündeler onlar. Senin için dev yollar, Som altýndan yollar yaptýrýyorlar, bak, gör!!! Bense yalnýz bir kayalýkta bekliyorum gölgeni, gücüm yok, Ýsyanlarda, savaþlarda, kurtuluþlardan baþý dik ayrýldým, yitirdim gücümü. Maðrur, ayakta bir eski savaþçý gibi þimdi lanetli sevdanla raksediyorum. Bir gece, iþte, sonunda basýyor Sard’ý haramiler. Dört kabilenin dört altýn tacý atlarýnýn sýrtýnda, dört kutsal emanet Bir beþinci gerçeði arýyorlar, kýlýçtan geçiriyorlar evleri, Bir beþinci gerçek sensin, biliyorum, tutuyorum kollarýndan kaçýrmak için seni Duymuyor kulaklarýn, antika gramafonun yýllanmýþ tangosundasýn hâlâ, “lydia” diyorum, “gel benimle, bütün isyankârlar gibi yýkýp varolaný yepyeni bir varlýk yaratmak için çabalayalým kökünden dinamitlenmiþ bir taþ ocaðýna benzetip, yeniden yaratalým bu þehri!” duymuyorsun. Evlerden ölüm fýþkýrýyor kýpkýrmýzý rengiyle caddeye, seni arýyorlar haramiler, yaklaþýyor dünyanýn sonu, gücün ibresi kötülüðe, cehalete, ihtirasa dönüyor. Hýnzýr ve fahiþe sokaklar yeniden yapýlanýyorlar. Seni arýyorlar, seni buluyorlar sonunda, ölümüne bir savaþý kazanýyorlar, Dünya duruyor Týlsým tamamlanýyor Dudaklarýn tanýmýyorlar artýk beni! ..kapkara oluyor yüzün, kapkara altýn saçlarýn, kýrýþýklar sarýyor tenini yaþlanýyorsun. Öpüyorlar, kucaklýyorlar, sana güç veriyorlar güya!!! YALAN! Sana güç verdiklerini söyledikleri þey seni senden alýyor, Alyuvarlarýn siyanür doluyor, kanýn altýn, bir imparatoriçe yaratýyorlar akýllarýnca... Seni, kendi dünyalarýný yeniden yaratmak, büyüyü bozmak için kullanýyorlar. Mutluluk büyücüleri dayanamýyorlar, ölüyorlar yavaþ yavaþ lydia! DUR! Kýrýþýklaþan tenin altýnla sývandýðýnda lydia kalacak mý yerinde? Ýçinde, kalp dediðin yeri bir elmas doldurduðunda yine küçük týkýrtýlarla atacak mý kalbin? Gözlerinin içini dev istiridyelerden çýkma inciler doldurduðunda sen, sen olabilecek misin? Durdur dünyayý, durdur, bir tek sen yenebilirsin ihtirasý, durdur onu! Durduramýyorsun, ihtiras herþeyi satýn alýyor... Evrim baþlýyor, altýn heryanýný kaplýyor usul usul, büyüyor içindeki yangýn, Alev alýyor, tutuþuyor, evrim ilerliyor, bitmesi için sýcak yaðmurlar gelmeliler Saklandýklarý yerlerden, bulutlarla anlaþtým fazla mesai için, gelmiyorlar, Gelmeyecekler bir baþka bahara kadar. Sapsarý zerafetin kaybolmuþ, yatýyorsun topraða, yaðmuru bekliyorsun gökyüzünün altýnda Yarýyorum kalabalýðý, zehirli bir öpücükle sarýlýyorum henüz ölmemiþ dudaklarýna Öldürüyorum seni lydia, Ben ki bir asi Ben ki bir isyankâr, seni býrakmýyorum dünyaya, Dünyayý sana býrakmýyorum, dünyayý kurtarýyorum, Týlsýmý bozuyorum. Sabahlarýn göðsünde çiðdemli yapraklar beliriyorlar aniden Ýntiharýn oluyorum, ölümün, genzimde düðümlenmiþ sözcüklerle Bir çöle bereketi getiriyorum, hayatý geri döndürüyorum Kral Yolu’na. Bu masal, bu orman, bu çöl, bu yassý acýlar þimdi sevgilim kalbime enden büyük duran Ölmek zor, biliyorum, çok zor ölmek kullanmadan öldürülmenin adýný Yaþamak zor masallarda, zamanýn yalancý eczasýyla Ýþte, sonunda, kerevetinde masalýn, göðsünde oturuyor artýk topraðým Çamurdan meleklerim daðlarda, baþka çaðlarda Ölmeliyiz lydia, ölümünle yaþamalýsýn bendeki mahrem dualarýnda Durmadan yepyeni bir iklim, gözlerinde acýmasýz eþkýyalar, durmadan yeni ölümün Öpüp dudaklarýmdan beni önce, doðurmalýsýn yeni nesillerini özümün Doðurgan bir masal perisi olmalýsýn gökkuþaðýnýn altýnda. Oysa, Karanlýk bir ormanýn en ite kopuða açýk yerlerinde alýngan bir aðaç gibiyim lydia Al, iþte, sonunda dolu dolu bir yaþam sunuyorum sana benden ardakalanlarla Çanlarý çalýyor kaybolmuþ bedenim, Çanlara vuruyor kurak söylevlerim Ne salonlar, ne localar, ne büyük isyanlar, savaþlar lydia þu an bastýðýn yerdeyim, geçtiðin her topraðýn katman katman altýnda bölme umutsuz þarkýlarla uykusunu yorgun bedeninin mundar ve pahalý bir silüetle seviþ hep nehir kenarlarýnda lydia....seninle.... sýrçadan bir zamanda; bu dünyada ya da öbür dünyada...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Ulaþ ORAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |