"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Gecenin sonsuzluğuna sesleniyorum, ben Karanlığın sonsuzluğundan Ben gecenin sonsuzluğundan sesleniyorum Gelirsen benim evime ey sevgilim bir lamba getir bana Ve küçücük bir pencere Seyredeyim oradan kalabalığın mutlu sokağını Füruğ Onunla ilgili yeterince bilgiyi bulup buraya aktarabilirdim. Ama ben kısa başlıklarla onu tanımayanlara tanıtıp, kapıyı aralamak istiyorum. Onunla ilgili ”şiirin cinsiyeti var mı?” başlıklı Nevzat Tekin’e ait yazı mail adresime geldiğinde çok heyecanlanmıştım. Bu zamana kadar tanımama şanssızlığına eriştiğim Füruğ Ferruhzad’ı karşımda bulmak beni heyecanlandırmıştı. Onunla ilgili bilgilere erişmek istediğinizde şunlar karşınıza ilk çıkanlar olacak. İranlı şair, yazar,yönetmen,oyuncu, ressam.Ve aldığı ödüller. İlk kitabının on altı yaşında yayınlanmış olması belki hayatındaki kısa yolculuğa erken başlamasının bir sebebi olabilir mi, acaba. Füruğ Ferruhzad , 5 Ocak 1935 tarihinde Tahran’da doğup, 13 Şubat 1967 ‘de bir trafik kazasında hayatını kaybeder.33 yıllık yaşamına bir sürü başarı sığdırır.On altı yaşında İran’ın tanınan simalarından biriyle evlenir.Bir oğlu olur.Oğlunun doğumundan bir sene sonra oğlunu bir daha görememe ihtimaline rağmen eşinden boşanır.Beni en çok etkileyen bu kararına karşın bir film çekimi için gittiği Tebriz Cüzamlılar Evi’nde tanıdığı küçük Hüseyin’i evlat edinir. Yirmi iki yaşında tanıştığı bir yazar ve yönetmen ile tanışır ve bu alanda çalışmaya başlar. Senaristlik, oyunculuk, yönetmenlik yardımcılığı, kameramanlık yaptığı işlerden bir kaçıdır.1962 ve 1964 yıllarında film festivallerinde ödül alır. “Dünya Sevmek İçin Çok Küçük” adlı kitapta anıları, mektupları ve söyleşileri ülkemizde yayınlanır. Duvar, Tutsak, İsyan, Yeniden Doğuş yayınlanan kitapları. Ve “ İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına" adlı kitabı yayınlanmadan Füruğ hayata veda eder. “Bahçeye dikeceğim ellerimi Çiçekleneceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum Ve bembeyaz yumurtalarını bırakacak kırlangıçlar Avuçlarımın mürekkep lekeli çukurlarına" “bir lamba getir bana” dediği şiirindeki gibi mezarının yanı başında bir lambanın asılı olduğu ve yukarıdaki dizelerinde mezar taşında olduğu onunla ilgili okuduğumuz bilgiler arasında. O geniş yüreğine bu dünyayı sığdırabilmiş ama kendisi dünyaya sığamamıştı. Ve o eşsiz anlatımıyla 20. yüzyılın vazgeçilmez kadın şairlerinden olmuştur. “Kalbimi bir meyve gibi yetiştirip ağaçların bütün dallarına asmak istiyorum.” Der, mektubunun bir tanesinde Füruğ. Ve kardeşine yazdığı mektuplardan sonuncusu olan bu mektupta ölüme merhaba demiştir, bile şair. "Furuğun kardeşi Feri,ye yazdığı son mektup - tarihsiz- tahran Bilmiyorsun ne denli kederliyim, ne denli canım sıkılıyor... Siz gelinceye dek boğulacağım sanki-Ne yararı var? Tüm bu işlerin yararı ne? Şimdiye kadar senin başarın ve orda olman ve hayatının iyi gidişatı ile kendimi avutuyordum, şimdi dönmek niyetindesin ve tüm nasihatlerim boşa gitti... Yazık! Burada sen öyle insanların arasında yaşayacaksın ki, benim tüm hayatımı mahv ettiler. Bunların hepisi bir hiç, hiç... Hiç. Bu senin resmini dergilerinde basanlar, yarın sadece seni çekiştirecekler, sadece ardından konuşacaklar, kötüleyecekler seni... Bilmiyorum nedenli dayanabileceksin bu duruma? Ben bunların arasında yaşadım,bunların arasında" öldüm" ve nihayet kendimi buldum....ama sen?... Bende senin gibi sokağımızın tozuna, toprağına "emiriyye" caddesinin dilencilerine, güvercinlerine, köpeklerine ve ayçiçeklerine aşığım, ama tüm bunları kime anlatmak niyetindesin? Sen naif ve saf duygularınla yaşıyorsun ve burada seni tiye alarak hayatlarını sürdürenler olacak. Ben böyle şeylere alışkınım ve bu "sihirbaz"ları iyi tanıyorum. Sen,de gel ve yakından tanı onları ,seni ve aynayı bekliyorum.ailemizde ilk ölen insan ben olacağım,sonra sıra sende,bunu biliyorum...*" Furuğ Füruğ'dan bir şiir…. Yeniden Merhaba Diyeceğim Güneşe Yeniden merhaba diyeceğim güneşe Gövdemde akan nehirlere Bulutlar gibi uzayıp giden düşünceme Benimle birlikte kuru mevsimlerden gecen Bahçemdeki ağaçların hüzünlü büyümesine Gecenin kokusunu hediye eden kargalara Yaşlılık biçimim olan ve aynada yaşayan anneme Tekrarlanan şehvetimle döllenen yeryüzüne Yeniden merhaba diyeceğim Geliyorum, geliyorum, geliyorum, Saçlarımla: Yeraltı kokularının devamı Gözlerimle: Karanlık tecrübesiyle Duvarların ötesinden kopardım dallarımla, Geliyorum, geliyorum, geliyorum, Ve aşkla dolu avluda bekleyen kıza Yeniden merhaba diyeceğim. Furuğ Ferruhzad ÇEVİREN: Cavit Mukaddes ----------------------------------------------------------------------------------------- Kaynak:ferruhzad.sitemynet.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Melika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |