Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Yusuf'un þarkýlarý Radyoda çalan bir þarkýydý bana o çocuðu hatýrlatan. Kendimden utandým. Þarkýlar olmasa hiç mi düþmezdi aklýma diye utandým... Bir yüz, bir isim, Zaman'da bir kesit yaþanmýþlarýn sebebi olup geçmiþin bir yerinde saklanýr ve bir gün, beklenmedikleri bir saatte onlarla yeniden karþýlaþýrýz. Belki bir anlýk yýkanýr içimiz hislerimizin selinde, belki sadece buðulanýr gözler, belki piþmanlýðýn "ah"larý sessizce dökülür dudaklarýmýzýn arasýndan... Sonra, devam eder hayatýn döngüsü, hiç yaþanmamýþ olur o an'lar. Bir sonraki sefere kadar... Bir þarký, bir sokak, bir koku, bir yüz bize dokunana kadar. Þarkýyý dinledim, o çocuðu hatýrladým, içim buruldu. Acýma deðil, çaresizlik yüzünden utandým. Oysa ne güzel, aydýnlýk gülümsemesi vardý... Sýnýfýn en sessiz öðrencisiydi Yusuf. Yabancý dil dersi öðretmeni tayin edildiðinden dönem sonuna kadar yerine derslere girdiðimde onu fark etmem uzun sürmemiþti. Sessizliðine raðmen. Kýsacýk kesilmiþ, baþýnýn tepesinde bir tutamý inadýna dikilen simsiyah saçlarý vardý. Ara sýra sað elinin avucuyla bastýrýp düzelttiðini görmüþtüm. Tek baþýnaydý her zaman. Pencereden dýþarýya bir noktaya adeta kilitlenen bakýþlarýný fark etmiþtim. Sýnýfýn mezuniyetine birkaç ay kalmýþ, çocuklardan her biri kendi heyecanýnýn bir diðerininkinden daha büyük, ödünleri, beklentileri bir diðerininkinden çok daha önemli sandýðý bir dönemin tanýðýydým. Bu bir özür olamazdý, sadece zaman çok hýzlý ilerlemekteydi. Dilara olmasa bu telaþý olduðundan daha da fazla büyütecektim. Dilara okulun idari kýsmýnda çalýþmaktaydý. Ýþe baþladýðým ilk gün tanýmýþtým onu ve dostluðumuz kýsa sürede ilerlemiþti. Evliydi ve henüz bebek olan küçük bir kýzý vardý. Eþi ayný okulda matematik öðretmenliði yapmaktaydý. Dilara bu þehirde doðup büyümüþ, hatta þehirden hiç ayrýlmamýþ birisiydi. Merak etmiþtim, ilginç gelmiþti bana. Hatta onun yerine kendimi koyup, düþünmüþtüm; doðup büyüdüðüm, sokaklarýnda körebe oynadýðým, bisiklet sürdüðüm, okula gittiðim, aþýk olup aile kurduðum bir þehirde yaþadýðýmý hayal etmeye çalýþmýþtým. Yine de nasýl olduðunu, böyle bir durumun nasýl hissettirdiðini anlamayý becerememiþtim. Sonra bunu yapmaktan vazgeçip, sadece onunla güzel bir dostluðu paylaþmanýn hafifliðine býraktým kendimi. Bir gün orta yaþlarda, etine dolgun, yüzünde kýzýlýmsý lekeler olan, baþýna rengarenk bir eþarp baðlamýþ bir kadýnla karþýlaþtým okulun kapýsýnda. Yusuf'un annesi olduðunu söylemiþti okulun hizmetlisi. Saygýlý, içten tavýrlarý, Anadolu þivesi ile konuþmasý, bakýþlarýndaki annelik þefkatinin sessiz izleri beni çok etkilemiþti. Kelimelerinin içine sýðamayan endiþesiyle anlattý Yusuf 'un içine kapanýklýðýný, fýrtýna öncesi sessizliði andýran gergin suskunluðunu. Bir takým yaþanmýþlarýn aðýr psikolojisi kadýný belli ki korkutmuþtu. Yusuf'un evdeki halini sordum; kardeþlerine sevecenliðinden, yumuþak baþlýlýðýndan ve dinlediði þarkýlardan bahsetti. Kadýnýn benden bekledikleri yapabileceklerimden çok fazla olduklarýný anlamýþtým. Hiç tanýmadýðý birisi olmama raðmen bana öyle bir bakýþý vardý ki; elimi kaldýrýp, parmaklarýmý þöyle bir þaklattýðýmda her þey çok güzel olacaktý... Ýçim acýmýþtý, utanmýþtým çaresizliðimden... Eve döndüðümde yazýlý kaðýtlarýn içinden Yusuf'a ait olanýný arayýp buldum. Sorularýn tümünü doðru cevaplandýrmýþtý. Dilara'yý aramak geldi aklýma, þehirdeki herkesi tanýyor fikrine çoktan kapýlmýþ olduðumdan bunu yaptým. Ahizenin diðer ucunda tükenmeyen enerjisini yansýttýðý sesini duyduðumda "hadi bakalým, meþhur muhtarlýk kayýtlarýný açma zamaný" diye aramýzda þakasýný yaptýðýmýz þekilde takýldým ona. Yusuf'un ailesi, bir devlet dairesinde çalýþan babasýnýn buraya atanmasý yüzünden birkaç yýl önce memleketi Sivas'tan bu þehre gelmiþ. Üç kardeþin en büyüðüymüþ Yusuf. Dilara'nýn evine yakýn bir apartman dairesinde oturuyorlarmýþ. Memuriyetten arta kalan zamanlarda küçük bir zücaciye dükkanýný çalýþtýrýyormuþ babasý, Yusuf'un da yardýmýyla. "Anlayacaðýn, sýradan bir aile, sanýrým pek yardýmcý olamadým. Peki sorun nedir? Tanýdýðým kadarýyla Yusuf çok efendi, iyi bir çocuktur" diye konuþmasýný bitirmiþti Dilara. Sonraki haftalarda her þey olduðu gibi devam etmiþti. Yusuf’un sakin, sanki yüzüne ebediyen yerleþmiþ hafif gülümsemesi ile her zil çaldýðýnda derin bir rüyadan uyanýr gibi irkildiðini görmek dahil. Birkaç kez konuþmayý denedim onunla. Denedim. Kocaman siyah gözleriyle bakýp, dudaklarýnýn kenarýna iliþmiþ gülümsemesi ile ürkek bir güvercin gibi görünmüþtü bana. Mezuniyetten sonra Yusuf'u bir daha görmedim. Dilara'nýn söylediðine göre psikiyatrik tedavi görmesi için bir hastaneye yatýrmýþ onu ailesi. Hiç kimseyle konuþmuyormuþ sadece annesinin bana bahsettiði küçük radyosundan þarkýlar dinliyormuþ... Her gün açarým radyomu, onlarca þarký dinlerim belki, neden bugün düþtü aklýma Yusuf'un anýsý?.. Neden yarým kalmýþ bir þeylerin piþmanlýðýný hissettirdi bana bugün dinlediðim þarkýlar?.. Gözlerinde ruhunu gördüðüm o çocuk nerede kayboldu acaba?.. Bunun cevabýný bulabilir miyim?.. Tutabilir miydim o ruhun kanadýndan, tutabilir miydim Yusuf'u yüreðinden?.. Gözümün önünde eriyip kayboldu; göremeden, duyamadan çýðlýklarýný... Zamansýz, beklenmedik, aniden bastýran çaresizliðimin bir rengi Yusuf'a ait. Apansýz bir bakýþýn kuyusuna düþer ya insan, kaybolmuþ bir ruhun karmaþýk labirentinde bulur kendini. Öyle tarifsiz ve dehþetli bir boþluk ki gördüðü, kaçýp gitmek ister, kýpýrdayamaz. Sonra gölgelerin arasýndan ilahi ýþýðý fark eder, bir "hoþçakal" fýsýltýsýyla kayýplara karýþan ruhun ýþýðý. Boþluk darmadaðýn olur... Rüzgarýn ýslýðý duyulur yürekte... Kayboluþun sesi olur. Bir gün, takvimde iþaretlenmemiþ bir gün, görünmez sislerin ardýndan geri gelir... O vakit, hiç kaybolmadýðý anlama vaktidir. Saklanmýþtýr bir yerde, sadece kendisinin bildiði, seçtiði bir yerde. Týpký Yusuf gibi. Þarkýlarda saklanan Yusuf... eylül
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © eylül, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |