Bilmemen gerekenleri ben kendime gecelerce tekrarladım.
Zaman zaman ruhum, yıkılmaya yüz tutmuş, ahşap bir binanın tozlu merdivenlerinde düşünüyor; yokluğunun sancısının, varlığının başkalara sunacağı acıyla kıyasını.
Bencil dürtülerimin yalan, kalbimin bağlılığının, ardından özlemle baktığım kadar dürüst olmasını kabullenmek istiyorum.
Aksi olsa da ve yine olmasa da biliyorum;
Biz boğulduk düşlerimizin içinde...
Kollarından çekip bir başkasının, bedenlerimizi kurtaramayız.
Başımı duvara dayadım. Yağmur sakin yağıyor. Avuçlarımı göğe açıp damlalara dileniyorum ve artık ağlamıyorum.
Geceye saklanıp, pencere altında, yağmurdan daha sessiz,ağlamak isterdim. Hayaline sarılıp uykuya dalmayı...
Kalbimi hayalinden uzak tutuyorum!
Sen güne sorarsan; 'kim? ' diye. Bu aciz ayrılıktan kimdir dimdik kalan? ...
Gün sana adımı, sabah rüzgarıyla hatırlatmasın! Sömürülmüş rüyalarında adım; 'gözyaşı' ve ben güçlüyüm her hüzün sonrası.
Sen mutlu kalmalısın!
Sakındığım yolculuklarda çekindiğim geçtiğin yollar değil, geçip giden zaman.
Zaman aldatılamayacak!
Ateşlere verecek tüm o yolları, düşünüldüğün her yan aslında düşünülmemiş olman gerektiğinden var olmamalı!
Sen beni beklemekten yorulup tutunursan bir bedene, o senin değil sen onun parçası olursun. Düşlerime giremeyecek kadar büyürsün. Tüm bir sessizliğinde susmalı!
Sana anladıklarımı anlatıyorum, gözlerin yorgun sevdiğim. Sana nasıl üzülme diyebilirim., biz iki ayrı kıtadayız kader dilememişse..
Aramızda ne devasa çöller ne de denizler var.Herşeye yeter oysa aşkın bulabileceği çareler.
Dipsiz uçurumlarla ayrıyız, adım atamayız ne yazık! Yetmeli kendimize rağmen sunulan hayatımız.
Hayatımda yoksun!
Lütfen sevgilim anla tüm sessizliğin de susmalı
son kez sormalısın 'kim? ' diye... Kim bu aldatmacalardan isyanını sakınan? ..
Ben de susarım ve bu defa sen kimseye kim diye soramazsın.
Kim, kimse değil
Ben ise senin için Hiç kimseyim.
Üzgünüm...