Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Nereden başlarsak başlayalım toplusal bir sarsıntı yaşadığımız aşikârdır. Hadiseleri değerlendirmek ancak sağlam bilgiler ve kâmil tecrübeler ile kaim olsa da topluma yön verenler açısından durumumuz oldukça vahimdir aslında. Dikkat ederseniz haber kaynaklarımız açısından rey tik uğruna yazılan senaryolar, transfer ücretleriyle haber spikerlerine ödenen paralar ve yetmiyormuş gibi çok ilginç reklâmlar yapılarak nelerin zihinlere pompalandığını fark edeceksinizdir. Güven mevhumu ne kadar değerli olmasına rağmen, vazgeçilmemiz bulunmasına karşın elimizde ne kadar kalmış bir düşünelim birlikte. Egemen güçlerin nerelerden beslendikleri ve devleti hangi maksatları uğruna hortumladıklarını herhalde unutmadık. Unutanlar adına hakikaten çok yazık. Görsel ve yazılı haber kaynakları tarafsızlığın ve haber için tutarlılığın farkında olsalar her halde nüfuza oranla bu kadar az satılmazdı gazeteler. Televizyon haberciliği ise çok daha cazip olduğundan ve her eve rahatça girdiğinden çok farklı maslahatlar göz ardı edilemiyor. Nede olsa aşağı yukarı tüm gazeteler devletin âli menfaati(!) için çalışıyor. Her gün haber kayaklarını sırf vatandaşların bilgileri olsun diye değişik formatlarda sunuyorlar. Hiçbir konu yoktur ki bunlar için fikirlerini dikta ettirmeden ve aba altından sopa göstermeden asla rahat edemezler. Asgari ücret çığırtkanlı yapanlar, o insanları en az düşünenlerdir. Dikkat edilecek olursa şayet tebaanın yani muhterem halkın ve bir anlamda bağımlılığını beyan eden ve destekleyen halkın yıllardır dinmeyen çilesi ve nüfusa oranla hizmetin darlığı doğal olarak bir takım daralmalara sebep oluyor. Bu zamanda istismarın önü açılarak, güven unsuru tahrip ediliyor, güç oranda hizmetler tahsis ediliyor. Bir anlamda sistem kendi kendini tekzip ediyor. Yasamanın, yürütmenin ve yargının vatandaşın indinde ne kadar güveni bulunuyorsa, insani ilişkilerin hepsinde özellikle tahrip edilen sevgi ve güvenin tesisi konusunda gerekli önlemler alınmazsa gerilimler kaçınılmaz olacaktır. Devlet, kendini aklamak adına illegal faaliyetlere asla bulaşmamalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |