Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Hava kararmak üzere idi Fırat ve arkadaşları bilmedikleri bir yerde ve bilmedikleri bir sokakta dolaşıyorlardı hava çok soğuktu ve lapa lapa kar yağıyordu elleri üşümüş burunları kıpkırmızı olmuştu. Pantolonları ve ayakkabıları ıslak ve çamurluydu sokak sokak dolaşıyorlar ve tanıdık birilerini görmek umuduyla bakınıyorlardı. Anneleri onlara evin önün den uzaklaşmamalarını tembihlemişti ama onların oyun oynayabilecek bir bahçeleri ve ya oyun sahaları yoktu ki sokakta oynadıkları zaman da büyük çocuklar onları kenara itiyor kendileri oynuyorlardı onlar olmasa da Mehmet amca ikide bir, çok gürültü yapıyorsunuz diye kızıyordu. Onlarda evlerinin uzağın da kalan parka oynamaya gitmişlerdi ve o kadar eğlenmişlerdi ki giderken yollara hiç dikkat etmemişlerdi. Parkta saatlerce eğlenmişler ve akşam karınları acıkmaya başladığın da saatin ne kadar geç olduğunu anlamışlar ve annelerinin onları o zaman merak edecekleri akıllarına gelmişti. Tan - ben çok üşüdüm neredeyiz uzun zamandır yürüyoruz gelirken biz bu sokaktan geçtik mi ben hatırlamıyorum. Gökçe -bende hatırlamıyorum Ali ağlamaklı- bende hatırlamıyorum galiba biz kaybolduk ha çocuklar” dedi. Arkadaşları Fırat a baktı esasın da Fırat ta kaybolduklarını düşünüyordu ama onların moralini bozmak istemiyordu gelirken nasıl yola dikkat etmezlerdi ne büyük hataydı. -Ali ağlamaya başlama istersen biraz dan evimiz de olacağımızı ve karnımızı doyuracağımızı düşün dedi Fırat. Gökçe neyse ki tomişina yanımız da dedi. Diğerleri soru sorar gibi gökçe ye baktılar Ali -Nasıl yani? Diye sordu. Gökçe - bir keresin de babaannem demişti. “Kedileri nereye bırakırsan bırak evlerinin yolunu yıldızlara bakarak bulurlarmış. Bu sözden sonra hepsi başlarını gökyüzüne kaldırdı ve hepsi bir ağız dan ağlamaya başladı çünkü kar yağıyordu ve havada bulutlar dan,kardan başka hiçbir şey gözükmüyordu gelirken bir tane bile kar yoktu ama maalesef son umutları tomişina bile kurtaramayacaktı onları. Bu arada bizim dört kafadarın anneleri ve babaları iyice meraklanmaya başlamışlar ve onları aramaya çıkmışlardı Ali’nin annesi o kadar üzülmüştü ki keşke ona bu kadar çok kızmasaydım diyordu çocuklara devamlı kızan Mehmet amca benim yüzüm den oldu onlara gidin başka yerde oynayın demeseydim belki de kaybolmayacaklardı diyordu Fırat’ın abisi ağladı ağlayacak onlara oyun oynamaları için hiç izin vermedik diye kendine kızıyordu muhtar kerem bey ise - ee susun bakalım dedi. — bu senin, benim suçum değil hepimizin Suçu dedi çocuklarımıza güvenle oynayabilecekleri oyun sahaları parklar yapmadık ve bu yüzden hep beraber arayıp bulacağız onların da büyüdüklerin de bu akıllarına gelirde kendilerin den sonra gelecek çocuklar için bir şeyler yaparlar belki dedi. Bizimkilerin ise ağlamaları bitmiş oturdukları merdivenlerden kalkıp gene evin yolunu aramaya başlamışlardı bir ara birilerine soralım mı diye konuştular belki tanıdıkları çıkardı sonra annelerinin ve babaların gene tembihleri geldi akıllarına tanımadığınız kimse ile konuşmayın ve bir şey almayın bundan da vazgeçtiler Hava nereyse tamamen kararmak üzere idi ve iyice yorulmuş ve burunları akmaya başlamıştı ama kendilerini bekleyen daha kötü bir tehlikeden de haberleri yoktu Ali bir daha annemin sözünden çıkarsam dedi. Tan ben de adresimizi iyice ezberleyeceğim diye söylendi. Bu arada kendilerini bekleyen diğer tehlikeden haberleri yoktu tomişinayı gören köpek kediye havlamaya başlamıştı tomişina gökçenin elinden korkup kaçmış tı Fırat ve ali köpeği korkutup kaçırmaya dikkatini başka yere çekmeye çalışıyorlardı Gökçe ve Tan tomişina nın peşinden gitmişlerdi köpek kediyi bırakıp kendisini kızdıran Fırat ve alinin peşine düşmüştü başı boş gezen bazı köpeklerin tehlikeli olabileceklerini biliyorlardı ve hızla kaçmaya başlamışlardı artık hangi sokağa ve nereye gittiklerinin bir önemi yoktu çünkü köpek çok kızmıştı. Kötü köpek onları tam bir köşede sıkıştırmıştı ki kocaman kafası ve iri vücudu ile başka bir köpek çocukların önüne geçti ikisi de birbirlerine bakıp hırlıyorlar ve birbirlerine üstünlük taslamaya çalışıyorlardı. Kötü köpek sanki onlar beni çok kızdırdı bırak der gibiydi diğeri de çek git buradan onlar benim arkadaşım esas sen ne yapmışındır kim bilir onlara diyordu. Birbirlerine uzun süre havlayıp dişlerini gösterdiler ve en sonun da kötü köpek pes etti ve çocukları bırakıp gitti. Fırat ve Ali çok korkmuşlardı Ali -bir daha annemin sözün de çıkarsam dedi yine Fırat - bende diye onayladı arkadaşını ama diğer arkadaşları da kaybolmuştu şimdi Âli’nin ağlama sesleri arasın da kendilerini kurtaran köpek havlamaya başladı Fırat ben bu köpeği tanıyorum dedi sevinç ile bu cano dedi ali –nasıl yani dedi gene bu bizim polis Ferit amcanın köpeği oda bir polis köpeği dedi Fırat - hadi cano bizi Ferit amcaya götür diye bağırdı. köpek havlayarak sanki onlara peşinden gelmeleri gerektiğini zaten anlatıyordu. Cano onları ilk başta gitmeleri gereken yere götürüyordu zaten polis Ferit amcalarına Fırat sevinç ile bak Ali - Gökçe ile tan da orada dedi. Fırat siz nasıl buldunuz Ferit amcayı diye sordu heyecan la gökçeye gökçe tomişinanın elinde kaçtıktık tan sonra doğru caddeye gittiğini Ferit amcanın da o sırada tesadüfen onları gördüğünü ve olayları ona anlatınca canoyu bıraktığını anlattı oda bizi buldu demek dedi Fırat Polis Ferit amca hadi binin bakalım dedi arabaya sizleri merak eden biri sürü kişi var Fırat büyük bir Hayranlıkla hep polis arabasına binmek isterdim dedi şansa bak Hep birlikte gülüştüler En sonun da mahallelerine gelmişlerdi herkes merakla onları bekliyordu bir daha sizi dinlememezlik etmeyeceğim diye sarıldı Fırat annesine âli özür dilerim anne dedi tan anne çok acıktım diye gene hayıflanıyordu. Gökçe ise çoktan babasının kucağın da uyuya kalmıştı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ERDİNÇ YİĞİTALP, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |