İnsanlık nereye gidiyor? Bu soruyu sordunuz mu hiç kendinize, nasıl bir hayat yaşıyoruz?
Sadece kendimize odaklanarak, kendi isteklerimizi öne çıkaran bencilce bir hayat mı sürüyoruz?
Etrafımızda olup bitenleri algılayabiliyor muyuz? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı mı var, içimizde? Hayatın sırrı nedir? O kadar çok sorulması gereken soru var ki…
Peki neden sormuyoruz bu soruları kendimize ya da “Aman boş ver, sorsak ne olacak boşuna kafa patlatmayalım” mı diyoruz?
İnsanlar hırçınca bir arayış içindeler. Şöhret, para, başarı bunlara ulaşmak için elinden gelen
tüm çabayı gayreti, gösteriyorlar.
Peki neden bu arayış?.. Çünkü mutluluğu huzuru, onları her şeye rağmen sevecek birilerini arıyorlar yani gerçek sevgiyi.
Oysaki, aradıkları kendi içlerinde. Gerçek huzur sevgi, insanın kendinde, kendi içinde gizli.
Sizler; hayatınızda kim olursa olsun her şeye rağmen, sevebiliyor musunuz? O nu davranışlarıyla hareketleriyle değil, onu o olduğu için her şeye rağmen seviyorum diyebiliyor musunuz? Eğer her şeye rağmen sevdiğiniz biri veya birileri varsa, sizde o derece sevilirsiniz. Aradığınız sevgi,belki de tam umudu kestiğiniz bir anda, bir gün mutlaka karşınıza çıkacaktır. Nerde, ben neden bulamıyorum dediğinizi duyar gibiyim.
İçinizde…
Bir bakın unuttuğunuz kalbinizin güzelliğine. Sadece orada atmakla, sizin yaşam faaliyetlerinizi sürdürmekle görevli değil kalbiniz. Sadece fiziksel olarak bir organ fakat ruhsal boyutta vicdan iyilik sevgi barış dostluk bunlarında simgesidir kalp.
Hiç, herhangi bir şekilde kötülük yaptıktan sonra rahat bir uykuya yatan biriniz, var mı aranızda? Varsa, o kişi zalimdir zaten…
Oysa ki, karşılık beklemeden bir iyilik yapmışsanız, aciz bir insanın elinden tutmuşsanız yattığınızda huzur duyuyorsanız, işte siz, o mutluluğu bulmuş kişilerdensiniz demektir.


Hülya Akyıldız