Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
ÖNCE FİLİSTİN Tankların önünde minicik gövdeleri kocaman yürekleriyle duran Gazzeli çocuklar, puşileriyle fırtınaları molotoflayan gençler, elleri namazsız Allah’a duaya kalkmış anneler, bir başka köşede birkaç İsrailli askerin alnının çatısına nişan alınmış bir ihtiyar, sokakta yürürken gökyüzünden düşecek güllelere aldırış etmeyen bir militan… Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere, onlar zulmü yenmenin tarihi olacaklardır. Kenan ilinde bin yıllar öncesinde aç kalan bir kadın, İsa’dan yardım dilediğinde Tanrı vardı ve İsa’nın şefaatiyle çocuklarına, köpeklerine bulduğu kadar ekmek bulabildi, hasta çocuğu imanından ötürü iyileşti. Bu olay üzerine Celile gölünün çevresine giden İsa’yı yüzlerce kör, sağır, dilsiz, hasta, aç, sefil takip etti. İsa’nın şefaati üzerine körün gözleri açıldı, sağır duymaya başladı, dilsiz derdini anlatmayı başardı; aç, doymayı; sefil giyinmeyi bildi. Ve Tanrı çok daha büyüdü Kenanlıların gözünde. İsa, Magadan’a geçmeden önce yedi ekmek ve birkaç balıkla binlerce acı doyurmayı başardığında Tanrı giderek büyüyordu insanlık nezdinde… Filistinlilerin böyle hikayeleri yok, onların Allah’ı kudreti tartışılmayacak derecede büyük olsa da ne doyuyorlar, ne iyileşiyorlar ne de giyiniyorlar. Ve sanırım bekledikleri Allah değil, Godot’u bekleyen Vladmir ve Estragon misali belki ağacın gölgesinde değil ama bomba yüklü bulutların gölgesinde acılarını büyütüyorlar. Estragon --- Ayrılalım mı? Bizim için daha iyi olabilir. Vladimir --- Yarın kendimizi asacağız. Bir an. Tabi Godot gelmezse - Peki ya gelirse? Vladimir --- Kurtuluruz. Vladimir Filistinlilerin de bekleyişi bu sanırım. Oysa onlar için Godot, artık bir dilim ekmek, bir adet merhem ,bir miktar tuz, bir parça vijdan olmalı. SONRA HIRANT DİNK İnsan, haklarıyla insandır. 19 Ocak 2009 akşamında İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Merkezinde Hırant’ın Türk’ten, Kürt’ten Rum’dan ve daha nice halklardan arkadaşlarını görünce SESSİZLİĞİN SESİ korosuyla bir ağıt yankılandı. Derin bir vadide mahsur kalmış da çığlık çığlığa duyulan gür bir ses misali yankılandı Ermeni türküleri. İtiraf etmeliyim, bu kadar Ermeni’yi ilk defa bir arada görmüşlüğümle oradaydım. İlk defa Ermeni şarkılarını canlı izleme fırsatı bulmuştum. Sahne uzaktı, ezgiler net duyuluyordu ama ben başka bir şey arıyordum, sanırım Ermeni birileriyle sohbet etmek istiyordum, on dakikada onlarca defa hazırlandım biriyle sohbet etmek için bunun gereksiz olabileceğini düşünüp sadece izledim, hiçbir yüzü, hiçbir gülüşü, hiçbir sesi Ermeni, Türk, Kürt diye ayırt edemedim. Rakel, nasıl ağladıysa sahnede Sezen Aksu da öyle ağladı. Rakel , nasıl ağladıysa Metin Göktepe’nin annesi de öyle ağlıyordu. Ağlayışlarından da ayırt edilmiyorlardı Ermeniler… Dayanamayıp yan tarafımda oturan adama Ermeni olup olmadığını sordum. Ermeniymiş. Ben gibi hüzünleniyordu, ben gibi alkışlıyordu, ben gibi gülüyordu. Hiç ummadığım haber sunucuları, sanatçılar” Hırant için adalet “diye haykırıyordu, Ümit Kıvanç’ın filminde. Kardeş Türküler, “Rakel’in 23 Nisan’ı dünya çocuklarına armağan eden Türk aklına övgüsünü 24 Nisan da aynı kardeşlik günü olsun çağrısını “ seslendirdi. Ve ben, o gece sırdaşına çocuk devreden yüzlerce Türk, Kürt, Ermeninin arasında olmaktan mutluluk duydum. Güzel ülkemin güzel insanlarına güvenim bir kez daha tazelendi. Faşist çoğunluğa karşı derin bir vadide mahsur kalmış insanların kardeşlik çığlıkları yankılanıyordu o gece Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde… Rakel Dink, senin güvercin yüreğinin derinliklerinden titreyerek çıkan sesine kulak veriyorum, o sesi bir başkasına naklediyorum, o başkası yok mu, bir diğerine derken sesin dilden dile… CENGİZ MAÇOĞLU, 20 Ocak 2009
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © CENGİZ MAÇOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |