Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Geçenlerde bir grup arkadaşla otururken tiyatrodan bahsetmiştik. Bir arkadaş, “Hayat bir tiyatrodur.” demişti. Ötekisi, “Hayır, hayat tiyatro olamaz” diyerek itiraz etmişi. İçimizde en saygı duyduğumuz arkadaşa; “Siz bu konuda ne diyorsun” diye sorduğumuzda; “İkisi de doğru söylüyor” diyerek şöyle meseleyi şöyle izah etmişti: “Hayatın kendisi bir tiyatroya benzetilebilir ancak, tiyatrodan farkı, tiyatronun rolü önceden belirlenmişken, hayatsa, rolü önceden belirlenmeyen bir tiyatrodur, diye düşünüyorum..” İnsan yaşaya geldiği süreçte her zaman sanat ile iç içe olmuş, hayatı(nı), yaşamayı, korkularını, sevinçlerini, hayallerini, hezeyanlarını, savaşlarını, düşüncelerini sanat ile anlatmak yoluna gitmiş, sanatı sürekli kullanarak, onu bir rahatlama, bir terapi ve bir sosyal dışavurum olarak yorumlamıştır. Modern Türk tiyatrosunun kurucusu, tiyatro adamı Muhsin Ertuğrul;"... Edebiyat ve tiyatro, insanlığın anlayış kabiliyetini gösteren bir aynadır. Felsefenin en büyük tecellileri orada başlar, orada biter. Tarih, tiyatrosuz yükselmiş bir millet gösteremez!..". der. Ben, ilk kez tiyatroyu; Mersin/Tarsus ilçesinde izlemiştim. İlk gittiğim tiyatro; Ulvi Alacakaptan’ın başrolünü paylaştığı “Birlik Sahnesi” ekibinin oynadığı “Başkasının Ölümü” olmuştu. Geçen gün de, Malatya /Bahçebaşı Lisesi öğrencilerinin, Elif Şireli İlköğretim’de sahneye koyduğu bir tiyatroya gittim. Okul Aile Birliği Başkanı olmakla gurur duyduğum Bahçebaşı Lisesi, tiyatro etkinlikleri çerçevesinde, “Acil Servis”, ve “Ah Şu Gençler” adlı iki oyunu büyük bir beğeni ile izledim. ( Bu arada, bu güzel oyunun sahnelenmesinde emeği geçen, M. Hanifi Kızıl ile Mukaddes Yavşil Hocalarımıza teşekkür ediyorum.) İki sahnelik bu oyunda yer alan 22 öğrencinin içinde benim oğlum da vardı. “Ah Şu Gençler” adlı oyunda çocuk rolünü oynuyordu Enes Başıbüyük. Oğlum olduğu için değil ama 22 oyuncunun içinde en iyi rol alanlardan biriydi. İzlerken zaman zaman gözlerimin yaşarmasına engel olamadım. Enes’in diğer oyunculardan farkı, kendince de ekstra muziplikler yaparak rolüne değer katması ve oynarken rolü ile kişilik bulmasıydı. Ancak Kemal Sunal’dan etkilendiğini ve zaman zaman aynı tipi taklit etmesini pek tasvip etmedim zira başarının sırrı taklitten değil üretkenlikten geçer, diye düşünüyorum.. Enes’i bir kez daha tebrik ettim içinden. Enes’in (benim gibi) içine kapanık biri olmadığına sevindim. Öyle olmaması için de gayret gösterdim. Zira ben, baskılar altında büyümüştüm. Baskılar altında büyüyen insanlar ürkek ve çekingen olurlar. Yıllardır bu halimi değiştirmeye çalışmama rağmen hâlâ bir güvercin ürkekliği ile yaşıyorum… Enes Başıbüyük’ün benden etkilendiği tek taraf çok kitap okumasıdır. Ama onun edebiyatçı olmasını istemiyorum. Serbest bırakıyorum lakin onun matematik dalında başarılı olmasını bekliyorum. Ve okumasını istiyorum. Zira okumayanlar hep okuyanların kölesi olmuşken, okuyanlar da hep efendi olmuşlardır. Allah (c.c), “ikra/oku” dedi, Peygamber efendimiz okudu; dünyanın efendisi oldu. Tekrar başa dönecek olursak; hayat bir tiyatrodur, bizlerse oyuncu…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |