..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > osman tatlı




8 Mart 2009
İlişkilerde İklim Yapaylığı  
osman tatlı
Kadın erkek ilişkileri beklentilerin üzerine kurulu olmanın kurbanı olma yolunda gidiyor. İki farklı dünya, iki farklı yürek ve farklı coğrafyalardan gelip, yola çıkanların aralarındaki beklenti sınırlarını kaldırmalıdırlar. Çünkü coğrafyalarda iklimler farklı yaşanır.ve kendine özgü örtüsü vardır. Bu örtü her zaman başka örtüleri kuşatmayı amaçlar. Kendine benzetme, kendi istediği gibi olmaya zorlama, kendinden taviz vermeden kendini kabullendirme uğraşı verir. Kadın sessizce, erkek doğrudan saltanat peşinden koşar. Tahtı ortak paylaşmak iki tarafın akılına gelmez. Coğrafi iklimlerin uyumu da böyle sürekli bozulur.


:CAII:
İLİŞKİLERDE İKLİM YAPAYLIĞI

Kadın erkek ilişkileri beklentilerin üzerine kurulu olmanın kurbanı olma yolunda gidiyor. İki farklı dünya, iki farklı yürek ve farklı coğrafyalardan gelip, yola çıkanların aralarındaki beklenti sınırlarını kaldırmalıdırlar. Çünkü coğrafyalarda iklimler farklı yaşanır.ve kendine özgü örtüsü vardır. Bu örtü her zaman başka örtüleri kuşatmayı amaçlar. Kendine benzetme, kendi istediği gibi olmaya zorlama, kendinden taviz vermeden kendini kabullendirme uğraşı verir. Kadın sessizce, erkek doğrudan saltanat peşinden koşar. Tahtı ortak paylaşmak iki tarafın akılına gelmez. Coğrafi iklimlerin uyumu da böyle sürekli bozulur.

İlişkileri bekleyen en tehlikeli şey beklentilerdir. Beklentiler ilişkilerdeki saygıyı, hoşgörüyü ve erdemi öldürür. Ayrıca, beklenti tek taraflı bir sözcüktür. Kadının ya da erkeğin istediğini yaptırma isteğinin yüzeye çıkmasıdır. Beklenti, menfaat renginin koyulaşmasıdır. Beklenti, karşı tarafı önemsememedir. Beklenti, tek tarafın kendini merkeze almasıdır. Beklenti, paylaşımın, konuşmanın, hak vermenin, özür dilemenin, şeffaf olmanın önündeki engeldir. Beklenti, geçici heves ve arzuların öne çıkışı ve ona göre kısa vadeli anlamlar yüklenmesidir. Beklenti, karşı tarafı ciddiye almamaktır. Beklenti, ilişkiyi bitirmek için zemin hazırlamaktır. Beklenti, karşı tarafı istemediği halde kuşatma altına almaktır. Beklenti, karşı tarafı elde etmek için uğraşmamaktır. Beklenti, karşı tarafı kaybetmeyi göze almaktır. Beklenti, yolların ayrılışını göze almaktır. Son olarak beklenti, kendini haklı çıkarmak için savunma mekanizmasını egolarla iş birliği yapmaktır.

Dolaysıyla ilişkileri ayakta tutmanın öncelikli yolu beklentiyi ortadan kaldırmaktır. Ve karşı tarafı olduğu gibi kabullenip, eksileri ve artıları ile yola devam etmektir. Böylece kadın hayatında erkeğin, erkeğin hayatında kadının ne anlam ifade ettiği ortaya çıkar. Eğer iki tarafın birbiri için ne anlam ifade ettiği, birbirlerinin hayatını nasıl, ne kadar etkiledikleri bilinirse, ilişkinin önemi ve değeri ortaya çıkar.

İlişkilerin çözülme nedenlerden biri de duygularla hareket etmektir. İlişkiyi akılla değil, duygularla yönlendirmek tıkanmaya neden olur. Duygular çabuk karar verir. Karar verirken de çok yönlü bir değerlendirmenin içine girmezler. Duygular tepkisel davranır. Ve öç almayı severler. Duyguların kinci yapısı insanın çabuk harcanmasına yol açar. Böyle duygular egolarını tatmin eder. Böyle durumlarda kontrol mekanizmasını duyguların elinden almaktır. Duygusal anlarda karar vermemektir.

İlişkilerde hataların büyük bir kısmı başlangıçlarda yaşanmaktadır. İlişkiyi başlatırken yapılan tercihin rast gele olması, ilkelerin olmaması temelin yanlış atılmasıdır. Çoğu kere ilişkileri kontrolsüz başlatırız. Geçici ve yüzeysel nedenlerle başlar. Sonra deneme-yanılma tahtasına dönüştürülür. Zaman ilerledikçe ilişkiler sorgulanmaz. Kendi haline bırakılır. Ta ki ilişki tıkanana kadar devam eder. Tıkanınca da hemen işin içinden sıyrılıp, başa dönülür. Alınan yanlış kararlara, yapılanların yetersizliğine atıflarda bulunur. Daha temelin atılışında sağlamlılık aramayanların, ilişkilerin sonunda yakınmalarının hakkı da yoktur. Yakınmalar, pişmanlıklar, acılar, keşkeler, hayaller boşunadır. İlişkinin yeşertilmesi zor, korunması güç ama soldurması kolaydır. Çoğu insan ilişkinin yeşerme dönemini sever. İlişkiyi koruma döneminde umursamaz olunur. Kaybetme döneminde hüzünlü, cesur görünümlü zavallılığı oynar. Sonuçta ilişkilerde olup bitenler kendi ellerimizle yoğurduklarımızdır.

İlk günde farklı kimlikle başlatılan ilişkiler, sonrasında farklı bir kimlikle devam eder. Ve farklı bir kimlilikle korunmaya çalışılır. İşte bundan dolayı modern ilişkiler yok olmaya mahkûm hale gelmektedir.

İnsanların çıkmazlarından olan ilişki, sanatın bütün dallarına konu olmuştur. Sinema da bu önemli konuyu sürekli malzeme olarak kullanmaktadır. Sinema sektörü ilgi toplamak ve toplumun bir parçası olan ilişkileri yansıtma üzerine üstüne düşeni fazlasıyla yapmaktadır. Bu yansıtma kimi zaman yönetmenin, kimi zaman kitaplardan, kimi zaman da yaşanmış olaylardan esinlenerek şekillenmektedir. Bu yansımalardan biri de üç yıl önce “Uzak” filmi ile dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Altın Palmiye’de ikinci olarak “Jüri Büyük Ödülü’nü” ve “En İyi Aktör” ödülünü kazanan, Nuri Bilge Ceylan’ının Cannes film festivalinde Fipresci ödülü alan filmi “İklimler”dir.

İklimler, Nuri Bilge Ceylan’ın dördüncü filmi. Nuri Bilge Ceylan başrolünü eşi Ebru Ceylan’la paylaştığı filmde kadın erkek ilişkilerini anlatıyor.

Filmin konusu kısaca şöyle: “Film, akademisyen olan ve fotoğrafçılıkla uğraşan İsa ile artık aralarındaki ilişkilerin bitmeye yüz tuttuğu sevgisi Bahar’la ayrılmasıyla sonuçlanan tatille başlıyor. Sonrasında İsa İstanbul’a dönüyor. Bahar ise dizi çekimi için Ağrı’ya gidiyor. Bahar filmin final sahnesine kadar filmde görünmüyor. İsa ise zaman zaman birlikte olduğu Serap’la görüşür. Ve Serap’tan Bahar’ın Ağrı’da dizi çektiği bilgisini alır. İsa Ağrı’ya giderek, Bahar’la ilişkilerinin hesaplaşmasını yapar.”

Görüldüğü gibi film çok uzun ve karışık bir konusu yok. Kahramanlarımız film boyunca çok nadir konuşuyorlar. Yüz ifadeleriyle ekranda bir türlü gitmek bilmeyen donuk karelere anlam yüklemeye çalışılan ama film boyunca değişmeyen bakışlar üzerine kurulu film. Filmin görselliği fena sayılmazken, kahramanların nadir konuşmaları çok zorlama ve yapay kalmış. Bu yüzden olsa gerek konuşmalar çok itici gelmektedir. Konuşmalar hem filme hem oyunculara amatör havası vermiş. Gerçi Nazan Kırılmış dışında kalan oyuncular amatör.

Ceylan, filmin özellikle Türk toplumunu yansıtma gibi bir durumu olmadığını, bu filmin kendisinin kadın erkek ilişkisini nasıl değerlendirdiğini gösterdiğini söylüyor. Ceylan’a sormak lazım kadın erkek ilişkisi gibi önemli bir konu da toplumu yansıtmayan bir film çekmenin mantığı nedir? Peki Türk toplumunu yansıtmıyorsa hangi toplumu, hangi sınıfı ve hangi insanları yansıtmaktadır? Sorularının cevabını bulamıyoruz.

İklimler, başarısız bir ilişkiyi konu ediniyor. Görünürde İsa ile Bahar arasında sorun yok. Sadece İsa’nın başka bir kadınla beraber olduğunu öğreniyoruz. İsa durup dururken neden başka kadınlara gidiyor? Bahar’la ne alıp veremediği vardır. Neden ikili arasında paylaşım yok. Neden oturup, konuşmuyorlar? Hiçbir şeyin cevabı yok. Suskun bakışlarla ayrılık cümleleriyle konular geçiştirilmiş. Film boyunca ilişkinin neden bozulduğunu bilemiyoruz. Hoş bozulan ilişkiyi düzeltmeye çalışan kimse de yok. Sadece kendilerine zaman isteyerek, ilişkiyi gözden geçirmek için ilişkiye ara veriyorlar. Ama bu ayrılıkta bir sorgulama yok. İsa hemen diğer kadına gidiyor. Anlaşılan İsa’nın ilişkiyi önemsediği falan yok. İsa’nın hayatında kadın cinsel bir nesne. Canı istediği zaman kadınların peşinde koşuyor. Alacağını aldıktan sonra kayıplara karışıyor. Bir türlü bir akademisyenin çapkınlığı ve sevgilim var imajı çiziyor. Ceylan, ilişkilerdeki yabancılaşmaya değinse de bunu soyut karelerle gösterme uğraşı başaralı olamamış. Soyut inceleme filme durgunluk vermiş. Filmde batı tarzı bir ilişki dışında bir şey yok. Seyircinin kendisini bulması, bunu toplumun somutlaştırmak zordur. Seyirci filmin konusuna ve filmdeki yabancılaşmaya yabancı kalacaktır.

Filmin abartıldığı kadar iyi olmadığı ortada. Beyazperde de sizi sıkıcı, bunaltıcı dakikalar sizi bekliyor. Buyurun, karar sizin.

Künye:

Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan
Senaryo : Nuri Bilge Ceylan
Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki
Tür: Dram
Yapım: 2006, 101 Dakika



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
İklimler / Film Eleştirisi
120 / Film Eleştirisi
Üç Maymun / Film Eleştirisi
Neşeli Hayat
The İmam"ın Savaşı Kiminle
Doldurmanın Tadı Adından Değil, Malzemesinden Anlaşılır
Türkiye Sineması ve Sinemada Algı
Şiddetin Yükselen Yeni Adı: Testere
Suskun Sinema Yazıları
Duygusallık Ama Nereye Kadar?

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Edebiyat Fakültesinde Dergi Çıkarmak
Nişantaşı"nda Kitap Okumak Kedi, Köpeklere Kaldı
Batı Rüzgarı Doğu Rüzgarı
Kitabın Hayata Yansıması ve Yabancılaşma
Köşe Sultanları
Doğu Felsefesi ve Kişisel Gelişim
Sanal Sohbet
Facebook Dindarlığı
Dershaneler Ne İş Yapar?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnızlık Sözleri I [Öykü]
Hayalim Yazar Olmak [Roman]
Hayalim Yazarlık [Roman]
Okuyorum Ama Yazamıyorum? [Roman]
Yazar Kimliği [Deneme]
Aşk ve Cinsellik Ayrı Şeylerdir [Deneme]
Aşk Yolculuğu [Deneme]
Yazar Konuları Nereden Alır [Deneme]
İslamda Kadına Kırbaç [Deneme]
Yazarlık Yolunda Ara Söz [Deneme]


osman tatlı kimdir?

okuyucu ile beraber yolculuk yapmak


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.