Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Cesaret nedir cesaret korkularımızın gölgesinde kalmış her anfırsat bulupta dışarıya çıkmak için mücadele eden bir zavallı mıdır? Neden hayat bizlerden cesaretimizi aldı, küçük bir çocukken sürekli cesur değilmiydik yürümeyi nasıl öğrendik konuşmayı yüksek yerlere tırmanmayı düşeceğimizin bilincinde değildik belkide ama düşşsekde emekledik önce, sonra yürüdük ve koşmayı öğrendik. sonra ne oldu bizleri çevreleyen bizi seven iyiliğimizi düşünen kişler dostlar akrabalar anne ve babalar yapma cıss uzak dur düşersin diyerek mi cesaretimizi kırdılar. Merak ettiğimiz bizim için yeni olana korkarakmı bakmaya başladık. Ne oldu içimizdeki o kaşif ruha..Hangimiz kendimize bir yön tayin ettikten sonra o yolda gitmek istemeyiz ki? Ama cesaretimizi bıraktığımız çocukluk günlerimiz gülümseyen gözlerle düştükten sonra bile biraz ağlayıp yeniden vazgeçmeden, pes etmeden, yürümek için harcadığımız emek ve yürüdüğümüzde başarmanın mutluluğu hangi parayla satın alınabilir ki? Ya vicdanlarımız onları kime esir ettik bizim dışımızda bizi çevreleyen sözde bize iyilik yapma adına çabalayan toplumsal kuralları kendilerine yön tayin etmiş kişileremi? Hani nerede vicdanı hür, yüreği hür olmak onuda mı çocukluğumuzda ki ışıldayan gözlerimizin gölgesinde bıraktık. Ağlayan birini gördüğümüzde ağlayan minik gözlerde, birinin canı yansa eliyle yarayı iyileştirmeye çalışan minik ellerde yada daha Allah`ı(cc) daha tanımadan ona dua eden dillerdemi? Soruyorum temiz yürek nasıl kirlendi? Kimler kirletti de o tertemiz yürekler, saf yürekler hangi toplumsal etkiler altında güneş gibi parlarken karanlığa gömülp karardı. Kimler ışıl ışıl parlayan gözleri matemin puslu rengine boyadı. Küçükken büyümeyi bekleyen yürekler, büyüdüklerinde toplumun öğretileriyle büyüdüklerine pişman olmadılarmı? Bakın çocukların gözlerine nasılda hayat dolu, nasılda sevgi dolu, yürekleri karşılık beklemeden sizi severken büyüdüğüklerinde ne oldu da değişti? Neden beklentilerle sevmeye başladı yürekler. Annesi onu kucağında öpüp koklarken hangi karartılmış yürek o anneyi huzur evinde ölüme terketti yada yalnız bıraktı. Birine yardım etmek için can atarken yürek, nasıl olduda o yürek sustu yada susturuldu? Suçlu kimler sadece o kararan yürektemi, yoksa tertemiz yürek sevgi doluyken o yüreği karanlığa gömmeye çalışan toplumsal düzensizlikler ve çevresel faktörlerde mi? Hülya Akyıldız « Önceki Yazı Sonraki Yazı »
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hülya Akyıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |