..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Modern Þiir > Hulusi Geçgel




24 Nisan 2009
Þiir ve Musiki  
Hulusi Geçgel
Þiir, çoðu zaman dilin anlam yapýsý yanýnda ses yapýsýndan da en geniþ biçimde yararlanmaya çalýþan bir tür olarak, etkileme gücünü daha çok “ses” yapýsýndan almaktadýr. Þiirdeki müzikalite, kelimelerin iþitilmelerini saðlayan ses yapýlarýnýn armonize edilmesiyle oluþturulmaktadýr.


:FBDC:

Þiir, çoðu zaman dilin anlam yapýsý yanýnda ses yapýsýndan da en geniþ biçimde yararlanmaya çalýþan bir tür olarak, etkileme gücünü daha çok “ses” yapýsýndan almaktadýr. Þiirdeki müzikalite, kelimelerin iþitilmelerini saðlayan ses yapýlarýnýn armonize edilmesiyle oluþturulmaktadýr. Her kelimenin kendi ses deðeri yanýnda, mýsradaki diðer kelimelerle temasa geçmesinden kaynaklanan bir armoni deðeri de vardýr. Þiirdeki musiki, armoni ve ritim unsurlarýyla temin edilmektedir.
Þiirdeki armoni, bir veya birkaç mýsradaki seslerin birbirine uymasý, birbirleriyle veya bir anlama göre armonize edilmesidir. Ýki vasýta ile temin edilir: Aliterasyon, assonans. Aliterasyon ünsüzlerin; assonans ünlülerin bir veya birkaç mýsrada tekrarýndan ibarettir (Kaplan, 1987: 201).
Þiirde ritim, vezin ve kafiyeyle temin edilir. Hecelerin, sayýlarýna ya da uzunluk kýsalýklarýna göre düzenli bir þekilde sýralanmalarý, duraklarýn belirli aralýklarla tekrar edilmesi ve mýsra sonlarýnda ses benzerliklerine yer verilmesi söyleyiþe bir ahenk katmaktadýr. Kelimelerin seslerinden doðan armoniye, ölçü ve kafiyeye baðlý olarak elde edilen düzenli ses oluþumlarý da eklendiðinde, ifadeyi daha etkili kýlan þiire has bir musiki ortaya çýkmaktadýr.
     Ölçü, mýsralardaki hece sayýlarýnýn eþitliðine ya da hecelerin uzunluk-kýsalýk gibi ses deðerlerine dayalý olarak bir ahenk meydana getirir. Her ulus, þiir geleneðinde dilin bu ahenk imkânýndan kendi dilinin fonetik yapýsýna baðlý olarak yararlanmaktadýr.
     Türkçenin fonetik yapýsýna uygun olarak, sözlü geleneðimizin en eski dönemlerinden beri kullanýlan ölçü; mýsralarýndaki hecelerin sayý ve bloklanma bakýmýndan eþitliðine dayanan “hece vezni”dir. Ancak, ulusumuzun geçirdiði tarih seyrine paralel olarak kültür ve uygarlýk alanýnda gerçekleþen deðiþiklikler, millet hayatýnýn ayrýlmaz bir parçasý olan dili de etkilemiþ, “aruz”un da millî bir hüviyet kazanmasýna yol açmýþtýr.
     Veznin, þiirde ahenk temin eden bir vasýta olduðu göz ardý edilerek zaman zaman, daha “estetik” ya da daha “millî” olduklarý iddialarýyla, hece veya aruzun üstün tutulduðu, bunlardan birini hâkim kýlma kaygýsýnýn öne çýktýðý tartýþmalar yapýlmýþtýr. Özellikle Birinci Yeni’den sonraki süreçte ise, þiirin aruzla da, heceyle de; hatta þairin þahsî tasarrufunun eseri olan “serbest vezin”le de yazýlabileceði kabul edilmiþtir.
Þiirde musiki temin eden önemli ses unsurlarýndan birisi de kafiyedir. Mýsra sonlarýnda tekrar edilen sesler, þiire özel bir ahenk kazandýrmaktadýr. Yahya Kemal’in, “Þiirin uzviyetinde kafiye kuþta kanat gibidir” sözleri de kafiyenin önemine iþaret etmektedir.
Þiir ve musiki konusunu, yerimizin sýnýrlý olmasý nedeniyle, Cumhuriyet döneminden “Birinci Yeni” ve “Ýkinci Yeni” gibi iki önemli þiir hareketinin önde gelen temsilcilerinin görüþ ve düþünceleriyle örneklendirmeye çalýþacaðýz. Garip þiir hareketinin þiir ve musiki hakkýndaki görüþ ve düþüncelerini Orhan Veli Kanýk “Garip” önsözünde insicamlý bir þekilde dile getirmiþtir. Ýkinci Yeni þiir hareketinin önemli temsilcilerinden biri olan Ece Ayhan da, ayný konudaki görüþ ve düþüncelerini çeþitli gazete ve dergilerdeki yazýlarýyla açýklamýþtýr.
Þiirde Musikiye “Garip” Ýtirazý
Ahmet Haþim, kendisine gelinceye kadarki þiir dili anlayýþýný ve kullanýmýný veciz bir ifadeyle tanýmlamýþtýr: “Þiir sesle musiki arasýnda, sesten ziyade musikiye yakýn ortalama bir dildir.”
Mehmet Kaplan, “Kompozisyon” baþlýklý yazýsýnda, Yahya Kemal’in þiiri bir "kelimeler istifi" olarak tarif ettiðini belirtir ve “güzel bir mýsrada, kelimelerin yerlerinin deðiþtirildiðinde, derhal büyüsünün kaybolacaðý” uyarýsýnda bulunur.
Tanpýnar, Baudelaire'in etkisiyle Batý musikisine yönelmiþ; böylece Türk musikisini de tanýmaya baþlamýþtýr. Eserlerinin kompozisyonunda musikiyi örnek alýr. Dili, bir sesin kendisi veya kendi sesi yapma uðraþýsýndan mýsraya ulaþýr. Þairin kulaðýyla iþbirliði yapmasý gerektiðini, mýsranýn ancak bu þekilde naðme olacaðýný düþünür. Bir cümlenin musikisinin kendisinden doðduðuna ve o cümlenin sýnýrlarý içinde yaþadýðýna; bunun bölünmesi ya da herhangi bir deðiþikliðe uðratýlmasý durumunda musikinin kaybolacaðýna inanýr.
     Orhan Veli ise, 1941’de yayýmladýðý Garip Önsözü’nde “sanatlarda tedahüle” taraftar olmadýðýný açýklar ve þiiri þiir, resmi resim, musikiyi musiki olarak kabul etmek gerektiðini savunur. Ona göre, “her sanatýn kendine ait hususiyetleri, kendine ait ifade vasýtalarý vardýr ve meramý bu vasýtalarla anlatýp bu hususiyetlerin içinde kapalý kalmak hem sanatýn hakikî kýymetlerine hürmetkar olmak, hem de bir cehde, bir emeðe yer vermektir. Güzel olaný temin edecek güçlük herhalde bu olmalýdýr.”
Orhan Veli’ye göre, “þiirde musiki, musikide resim, resimde edebiyat”, bu güçlüðü yenemeyen insanlarýn baþvurduklarý birer hileden baþka bir þey deðildir. Ayrýca bu sanatlar, öteki sanatlarýn içine girince gerçek deðerlerinden de çok þey kaybetmektedirler. Þiir bütün hususiyeti edasýnda olan bir söz sanatýdýr. Yani tamamýyla mânâdan ibarettir. Mânâ insanýn beþ duygusuna deðil, kafasýna hitap eder. Binaenaleyh doðrudan doðruya insan ruhiyatýna hitabeden ve bütün kýymeti mânâsýnda olan hakiki þiir unsurunun “musiki gibi, bilmem ne gibi tâli hokkabazlýklar yüzünden dikkatimizden kaçacaðýný” da hatýrdan çýkarmamak gerekir.
Orhan Veli, Garip Önsözü’nde dile getirdiði þiirin diðer sanatlarla iliþkisi konusundaki düþüncelerini Fransýz þairi Paul Eluard'ýn "bir gün gelecek, o; sadece kafa ile okunacak, edebiyat da böylece yeni bir hayata kavuþacak" sözleriyle tamamlar.
Cumhuriyet dönemi Türk þiirinin Beþ Hececilerle baþlayýp Yedi Meþaleciler, Toplumcu Gerçekçiler, Hisarcýlar, Ýkinci Yenicilerle devam eden yenilik arayýþlarýnda Garipçiler, modern þiirin kuruluþuna yaptýklarý katkýlardan dolayý, birçok edebiyat tarihçisi ve eleþtirmeni tarafýndan ilk sýraya yerleþtirilmektedirler.
Þairaneliði kovma adýna edebî sanatlara, imgeye ve duyguya boþ vererek sokaktaki insaný hayatýyla ve diliyle þiire sokan Garipçiler, daha önceki yenilik arayýþlarýnda da görülen kendine yer açma amaçlý aþýrýlýklarýný giderek törpülemiþler, kamuoyunun ve sanat dünyasýnýn ilgisini yeterince çektikten sonra, zamanla ilkelerinde yumuþamaya gitmiþlerdir. Hareketin öncü þairleri, 1945’ten itibaren giderek Garip’ten uzaklaþmýþlar ve þiir çalýþmalarýna, farklý estetik anlayýþlarla ayrý kanallardan devam etmiþlerdir.
Garip’in 1945’te yapýlan ikinci baskýsýna yazdýðý önsözde, “ Onlarý beþ sene önce yazmýþtým. Beþ sene sonra da ayný þeyleri söyleyecek olduktan sonra ne diye yaþadým” diyen Orhan Veli’nin þiirdeki yenilik arayýþýný sürdürdüðü görülmektedir. Sanatçý bu dönem þiirlerinde kafiyeye, teþbih ve istiare gibi edebî sanatlara; mizahtan çok duyguya ve þiir dilinde musikiye yer vermiþ, halk þiiri geleneðini de göz ardý etmeyen yeni bir yapýya yönelmiþtir.
Türk þiir diline ve yapýsýna geniþ açýlýmlar getiren ve yeni bir bakýþ açýsý kazandýran Garip akýmý, kendisinden önceki yenilik arayýþlarýnda þiirin iki ayrý unsuru gibi görülen “biçim”in ve “öz”ün beraber ele alýnmasý gerektiðini göstermiþ ve sonraki kuþaklara saðlam bir þiir zemini hazýrlamýþtýr.
Ece Ayhan’ýn Bakýþýyla Ýkinci Yeni Þiirinde Musiki
Ýkinci Yeni þairleri, þiir diline bir açýlým getirebilmek amacýyla, diðer sanat dallarýnýn da ifade özelliklerinden yararlanmaya çalýþmýþlar ve özellikle sinema, müzik ve resim sanatlarýyla yakýndan ilgilenmiþlerdir.
Ece Ayhan, þiirle müziðin yan yana olmasý gerektiðini ve þiir sanatýyla birinci derecede ilgilenen kiþilerin mutlaka asgarî düzeyde müzik bilgilerinin olmasý gerektiðini düþünmektedir:
Gariptir. Bugün 1989’da dahi, yaþý 50’nin altýnda bulunan genç þairlerin yani ‘sanat þahsî ve muhteremdir’ diye düþünen oðuz þairlerin büyük çoðunluðu, çalgýlarý tanýma düzeyinde bile müzik bilgileri edinmeye yüz vermezler (1995: 67).
Ece Ayhan’ýn beslenme kaynaklarýný ve etkilendiði sanatçýlarý tespit ederken, þiir ekolleri ve þair isimleri kadar, sinema ve müzik dünyasýndan da ekoller ve sanatçý adlarý sayma zorunluluðu doðmaktadýr. “Ben þiirden deðil, müzikten geliyorum” (1993: 166) diyen sanatçýnýn, sinema ve müzik türlerinde yayýmlamýþ olduðu çok sayýdaki eleþtiri yazýsý da bu sözlerini desteklemektedir. Atonal müzik tekniðinin Türk ve dünya müziðindeki geliþimini büyük bir yetkinlikle ele alan bu yazýlar, Ece Ayhan’ýn müzik bilgisinin ve kültürünün ne kadar derin olduðunu göstermesi bakýmýndan da önemlidir.
Ece Ayhan, yüksek öðrenim görmek üzere Ankara’ya gitmeden önce, Beethoven’i, Wagner’i, Richard Strauss’u, Bartok’u, Hindemith’i, Stravinsky’i çok iyi öðrendiðini; 1953’te Ankara’ya gittikten sonra ise, arkadaþý müzik eleþtirmeni Üner Birkan’la da birlikte hemen Mahler, Schönberg, Alban Berg, Webern, Eric Satie, Ravel, Edgar Varese, Charles Ives gibi atonal müziðin önemli temsilcilerini tanýmaya çalýþtýklarýný belirtmektedir:
Schönberg, A. Berg ve Webern gerçekten de müziðe bir devrim, yeni bir sözdizimi, yeni bir dilbilgisi getirmiþlerdir. Mobil yontularý gibi, 12 ton müziði de (rastlantýsal) bir ‘sýçrama’ idi, ‘mutation’. Belki de Türkçede ilk sýçrama’dýr (1993: 135).
Ece Ayhan (1996: 78), þiirlerinde yapý olarak önceleri müzikten yararlandýðýný, daha sonra “örgensel” olarak “sezilir sezilmez” bir biçimde müziðin olanaklarýný kullandýðýný belirtmekte ve þiirde müzikten vazgeçilemeyeceðini savunmaktadýr.
O, “yeni bir istif ve iþleyen bir dilbilgisi” isteðinden hareketle Ýkinci Yeni þiirinde görülen kelime ve sözdizimi deformasyonlarýný ve dilde bulunmayan yeni kelime ve anlatým biçimlerini kullanma eðilimlerini müzik türünde ortaya çýkan “12 Ton Müziði” tekniðinin etkisine baðlamaktadýr:
1954-55’lerde Atonal müzik ve 12 ton müziði (Arnold Schönberg, Alban Berg, Anton von Webern...) benim deyiþimle ‘Sýký Þiir’i, 1956’da Muzaffer Erdost’un taktýðý adla Ýkinci Yeni akýmýný da çok etkilemiþtir. Kýsacasý yepyeni bir sözdizimi ve yepyeni bir dilbilgisi; yani âdeta bir devrim! (1993: 265)
1950 yýllarýnda Almanya, Avusturya ve Fransa gibi çeþitli Batý ülkelerinde ve ABD’de uygulanmaya baþlayan “Rastlantýsal Müzik” ya da “12 Ton Müziði (Zwölftontechnik)” bir müzik besteleme ve seslendirme tekniðidir. Bu müzik tekniðinin öncüsü olarak Charles Ives’ý kabul eden Ece Ayhan, kuramcýlarý olarak da J. M. Haur’un ve Schönberg’in adlarýný saymaktadýr.

Kaynakça
Ece Ayhan (1993): Þiirin Bir Altýn Çaðý, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1. Baský.
-------. (1995): Aynalý Denemeler, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1. Baský.
-------. (1996): Dipyazýlar, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1. Baský.
Kaplan, M. (1987): Türk Edebiyatý Üzerinde Araþtýrmalar II, Ýstanbul: Dergâh Yayýnlarý.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern þiir kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiirde Modern ve Modernizm Üzerine
Bir Görüntü (Ýmgeler) Sanatý Olarak Þiir
Þiirimizde Ýçki ve Ýþret Üzerine
Modern Türk Þiirinde Ece Ayhan
Þiir ve Eleþtiri
Þiirde ve Þairde Kendilik Sorunsalý
Ses Mimarlarýmýzdan Kitabý Üzerine

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Drama ve Eðitici Drama
Modern Türk Þiirinde Ýkinci Yeni
Denemekten Korkmayan Bir Yazý Ýnsaný: Enis Batur


Hulusi Geçgel kimdir?

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eðitim Fakültesi Türkçe Öðretmenliði Bölümü Öðretim Üyesi


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulusi Geçgel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.