Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Onu bir çay ocaðýnda otururken gördüm. Utangaç ve çekingen bir ruh haliyle (çünkü kendisini soramamýþtým/ardýndan bir þeyler yapamamýþtým…) selam verdim. Selamýmý -her zaman olduðu gibi- büyük bir sevinçle ayaða kalkarak aldý. Birbirimize sarýlýrken/musafaha ederken sanki bir þey koptu benden… Bir taraftan, “Geçmiþ olsun, Allah günahlarýna kefaret etsin” diye dualar ederken… Diðer taraftan “Âmin cümlemizin…” þeklinde, cevaplar aldým. Öyle bir þey ki, o samimi havayla günahlarýmýn/günahlarýmýzýn döküldüðünü hissettim… O musafaha ve samimi havayla günahlarýmýn/günahlarýmýzýn döküldüðünü hissettim… Kendisine karþý bir kusur iþlemiþ falan deðildim. Ama onlar Medrese-i Yusufiye alýnýrken, ben bir þeyler yapamamanýn çaresizliðini yaþýyordum. Fazla bir þeyler yapamazdým ama birkaç satýr yazý yazabilirdim. Ve belki de birkaç satýr yazý yazamaman suçluluðunu yaþýyordum þimdi. Ayakta ne kadar kaldýk bilmiyorum… Ben mi ona, o mu bana hatýrlattý oturmamýzý/oturmamýz gerektiðini, onu da bilmiyorum. Oturduk. Havdan –sudan konuþtuk…(Havadan-sudan mý konuþtuk?) Kaç gün içerde kaldýðýný sordum. Yetmiþ (rakamla 70) gün kaldýðýný söyledi. “Eee… günleriniz nasýl geçti…insan orada dünyayý nasýl görüyor” gibisinden bir þeyler sordum…(Sanki oralarý hiç görmemiþ/yaþamamýþým gibi.) Onu gerçekten nurlanmýþ ve günahlarýndan temizlenmiþ gördüm. Yüzündeki nurdan da anlaþýlýyordu ki günahlarýnýn bir kýsmýný dökmüþ orada… Þahsen ben orada öyle yapmýþtým. Daha doðrusu kendiliðinden öyle olmuþtum. Zira niyet Yusufi olunca zindan, zindan olmaktan çýkýp Medrese-i Yusufiye’ye dönüþüyor… Bir ara –nerden icap ettiyse- orada zindan hatýralarýmý okuduðunu falan söyledi. Ve sanki tekrar o günlere gittim… Geçmiþ günlerim bir film þeridi gibi gözlerimin önünden gelip-geçti… O saflýk. O temizlik. O adanmýþlýk. O maneviyat havasý buram buram koktu adeta. Çünkü… Çünkü; Dünyadan ahrete götüreceðim tek hazinem… Çilekeþ ve ceht içinde geçen günlerim zindan hatýralarýmda saklý... Ahirette bana þahitlik edebilecek tek sermayem… Dünya’ya kapalý ama Ahirete açýk huzurlu, mutlu günlerimdi Medrese-i Yusufiye… Lakin bir þey var ki insanoðlu çabuk unutuyor. Çabuk unutuyor ve kirleniyor. Kirlendik be kardeþim… Bilmemem bir melek saflýðýyla geçirdiðim o günleri yad etsem günahlarýma kefaret olabilir mi? Ve o günler bana þahitlik edebilir mi bunca kirlenmeden sonra? Allah; hesabýný kolay verebilen, kirlenmemiþ, tertemiz kullarýndan eylesin bizi…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þevket Baþýbüyük, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |