..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Ruhbilim > Hulki Can




15 Eylül 2009
Lacrymania (Sak) Sendromu  
Hulki Can
Özellikle halkın karşısındayken "euphoria" ile "phobia"nın çatışmasından doğan psikolojik çelişki ve anksiyete kendine acıma, ani sinir boşalması ve dolayısıyla ağlama krizi olarak kendini gösterecektir. Lakrimanik, aslında en çok korktuğu şeyin karşısındadır: Halk ! Kendisinin de içinden çıktığı o saf, masum fakat aynı zamanda aç gözlü ve asla doymak bilmeyen fakir halk!


:CDDF:

EUPHORIA VE PHOBIA
Lacrymania, lakrimani (lacria: gözyaşı, mania: ruhsal bozukluk) ya da "Sinirsel Ağlama Krizi" (SAK) sendromu emekle elde edilmeyen kazanç, hak edilmeyen büyük servet, para, görev, mevki, pozisyon, ün, şan, şöhret sonucu kişilik yapısında aşırı doyum ve mutluluğun yarattığı "euphoria" ile bunların yitirilmesi korkusu, yani, "phobia"nın çatışmasının neden olduğu dolu dolu ağlama, gözyaşı dökme veya cinnete varan coşku hali olarak tanımlanabilir.

Psikanalizde "phobia" terimiyle çok derin ve önlemeyen büyük korku, "euphoria" terimiyle de aşırı doyum, heyecan ve mutluluk hali anlaşılır. Bilinçaltına atılan o korkunç korkunun nedeni, haksızlıkla kazanılan maddi gücü veya pozisyonu yitirme ve halka hesap verme endişesinden kaynaklanır. Kişi tıpkı Pavlof'un elips komutu alan deney köpeği gibi doyum ile korku arasında "sevinse mi, kaçsa mı?" ikilemindedir. O halde lakrimanik kendisine acıdığı için ağlamaktadır, çevresindekiler umurunda değildir.

Özellikle halkın karşısındayken "euphoria" ile "phobia"nın çatışmasından doğan psikolojik çelişki ve anksiyete kendine acıma, ani sinir boşalması ve dolayısıyla ağlama krizi olarak kendini gösterecektir. Lakrimanik, aslında en çok korktuğu şeyin karşısındadır: Halk ! Kendisinin de içinden çıktığı o saf, masum fakat aynı zamanda aç gözlü ve asla doymak bilmeyen fakir halk! Piyango, Loto, At Yarışları gibi talih oyunlarıyla halka bir gün zengin olma umudu verilse de o hala halkın gözünün ve dikkatinin kendi servetinde olduğuna inanır ve bundan korkar. Ancak, kişi sıkı dostlar arasındayken kriz bu kez -halkın bu inanılmaz saflığından- gözlerden yaş gelinceye kadar katıla katıla gülmeye dönüşebilir.

Bu naif bünyenin kalabalıklar önünde bir çocuk gibi kendini gizlemeden gözyaşlarına boğulmasından içi parçalanan topluluk da bir "Ağlama Krizi Paranoyası"na (AKP) kapılarak katıla katıla ağlama, üstünü başını paralama, kendini yerden yere atma, çığlık çığlığa haykırma, o kutlu kişinin elini ayağını delice bir tutkuyla öpme, onun kulu kölesi, hatta köpeği olmak için iştiyakla yanıp tutuşur. Cemaat derin bir huşu içinde vecd haline geçerek halvet de olabilir, ilahi alemin katmanlarında sayıklama ve titremelerle sado-mazo bir uhrevi orgazma ulaşabilir.

TEŞHİS
Lakrimani bir türlü "muasır medeniyet" seviyesine ulaşamamış, gelişememiş, bağnaz toplumların doyumsuz siyasetçilerinde, açgözlü din ve tarikat liderlerinde, siyasal veya dinsel kılıf giydirilmiş nitelikli yolsuzluk, hırsızlık ve dolandırıcılıkla muazzam servet sahibi olanlarda görülür. Siyasal dokunulmazlık kalkanlarıyla korunan kişi yapmış olduklarından dolayı asla bir pişmanlık ve suçluluk duymaz; çünkü "ben zengini severim" söylemiyle dünya mülkünün Allah'tan geldiğine ve rüyasında tebliğ aldığına içtenlikle inanır: "Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin." (Kuranı Kerim, Yusuf Suresi: 101, Elmalılı)

Birçok dürüst ve onurlu kişi açlık, sıkıntı ve sefalet içinde yüzerken o kendisine ihsan edilen bu "hesapsız rızk" ve serveti inancı gereği takdiri ilahi olarak kabullenir: "De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kâdirsin. (...) Dilediğine de hesapsız rızk verirsin." (Kuranı Kerim, Ali İmran Suresi: 26 -27, Elmalılı)

Özellikle TV kameraları önünde bu yürek burkan ağlama nöbetleriyle kendini ferahlamış, suçlarından, günahlarından tamamen arınmış, temizlenmiş, pirüpak bir ermiş, bir Mesih, hatta Mehdi gibi hisseder; bu nedenle yüzü -çok hırslı ve yoğun baskı altında olanları hariç- sanki namazdan yeni kalkmış, aptesi hiç bozulmamış, ilahi alemlere çıkıp da inmiş bir ermişin yüzü gibi parlar, yanakları maddi zevk ve parasal doygunluktan pembe pembe, elleri tombul tombul olur.

Kolay paranın kendisine verdiği ekonomik güç, rahat, huzur ve güvenceden herkes ona büyük saygı göstermekte, kalabalıklar hayranlıkla kendisini alkışlamakta, medya övgüyle söz etmekte, müdürler, yetkililer önünde kırılıp dökülmekte, neredeyse yerlere kapanmakta, böyle bir lider ve yöneticiye sahip oldukları için iftihar etmektedirler. Mısır Firavununu soyup soğana çeviren Musa'nın yüzü de Sina dağında Allahla görüştükten sonra nur gibi parlamış, cemaatin gözleri kamaştığından bir peçeyle örtünmek zorunda kalmıştır. (Kitabı Mukaddes, Tevrat, Çıkış 34: 29-33)

Lakrimanikler Musa gibi peçe takamadıklarından, yüzlerine, gözlerine ve davranışlarına ister istemez yansıyan coşkulu doyumu kamufle etmek için toplantılarda, törenlerde, cenazelerde kara gözlük takar, çevrelerine karşı ciddi, üzüntülü, ağlamaklı bir ifade takınırlar.

NARSİZM VE AKUSTİK TRAVMA
Lakrimani zaman içinde narsizme neden olursa, bu durumda kişi kendi önemi, gücü ve yeteneği hakkında abartılı duygulara kapılır, çalakalem ondan bundan aşırma kitaplar yazdığı olur, "herkes benim yaptığım gibi yapsın, benim olduğum gibi olsun" diye hayal eder, ahlakçılığa soyunur; hayır kurumlarına ve vakıflara medyatik bağışlarda bulunur, kendi adına okul, çeşme, mescit, pisuvarsız tuvalet yaptıranlar bile olmuştur

Ezan, davul, top sesi duyduğunda hemen gözleri dolu dolu olsa da "gıy gıy" dediği klasik müzikten tiksinme derecesinde nefret etmesi ve hatta korkmasını açıklamak zordur. Klinik tetkiklerde deneklerin dış kulak kanalındaki yeşil-sarı kir birikintisinin armonik seslere karşı akustik bir travma oluşturduğu sanılmaktadır. Akustik travmada kulak sadece en tiz, en cırlak ve çirkin sesleri duyabilmekte, senfonik orkestra sesi bir homurtu, uğultu veya fokurtu olarak algılanmaktadır. Bu uğultu cehennemin kaynarken çıkardığı sese benzetildiğinden senfonik müzik sinir bozukluğuna yol açabilmektedir: "cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler.(...) Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler." (Kuranı Kerim, Furkan Suresi: 12; Mülk Suresi: 7, Elmalılı)
     
SAĞALTIM
Diğer sinir hastalıklarına oranla lakrimani için henüz bilinen metodik bir sağaltım yolu yoktur. Ağlama ve gülme krizleri tekrarlansa bile insan bu durumdan hoşnut şekilde hayatını pekala sürdürebilir. Akut durumlarda Afyon Kocatepe, Anıtkabir, şehitlik ziyaretleri faydalı olabilir. Ancak bu tür uygulamaların havale, sürçü lisan, takdim tehir, küfürlü konuşma, idrar kaçırma, ishal gibi yan etkileri olduğu unutulmamalıdır. Bu durumda çekiçle elektro-şok, tasmalı ağızlık, sonda takmak, ped bağlamak gerekebilecektir. Son olarak, alternatif tıp uzmanlarınca, bir takım yerel gazetelerde iddia edildiği gibi, "Potamya Macunu" ile hamamda yapılacak hijyenik masajla krizlerin düzelebileceği yolundaki görüşlerin de ciddiye alınmaması gerektiğini belirtelim.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Deneme denebilir
Gönderen: Hulki Can Duru / , Türkiye
25 Temmuz 2014
İnal Bey, bu yazıyı başkaları kopyalayabilir, değişik isimlerle yayınlayabilirler. Bunlardan haberim var ve benim için önemli değil. Belki de onlar benim ruh ikizlerim... Sonuçta fikir ve düşüncelerin yayılmasına katkıda bulunmuş oluyorlar. Esenlik

:: Bu yazı (makale) telif mi, bilimsel dayanağı ne?
Gönderen: İnal Karagözoğlu / , Türkiye
22 Nisan 2014
‘Lacrymania’ konusundaki bu bilgiler (makale), genelağda birkaç yerde ve ancak bir ya da birkaç bölümü aynen verilmiş olarak yer almaktadır. Bunların, kopyala-yapıştır yöntemiyle ve kaynak belirtilmeksizin birbirlerinden alındığını sanıyorum. Hangisinin telif olduğu belli değil. Şu bölümdeki noktalama yanlışları bile aynen aktarılmış: “Lakrimanik, aslında en çok korktuğu şeyin karşısındadır: Kalabalıklar, yığınlar, halk ! Kendisinin de içinden çıktığı o saf, masum fakat aynı zamanda aç gözlü ve asla doymak bilmeyen fakir halk! Piyango, Loto, At Yarışları, televizyon yarışma programları gibi talih oyunlarıyla avutulan halk !” Bu alıntıdaki noktalama yanlışları, ‘halk’ sözcüğünden sonraki ünlem imlerinden ikisinin bir boşluktan sonra gelmesi, ‘at yarışı’ sözünde büyük harf kullanılmış olması, 'masum' sözcüğünden sonra virgül konmamış olması,’ bileşik sözcüğünün ‘aç gözlü’ biçiminde yazılmış olmasıdır. Ve en önemlisi, bu yazı (makale) telif mi ve bu bilgilerin tıp literatüründeki dayanağı nedir?

:: not düşmeden geçemedim..
Gönderen: Nihan Çalışkan / , Türkiye
24 Temmuz 2010
şahane tespitler..

:: ilginç analiz yöntemleri..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
14 Ekim 2009
toplumsal olayların psikolojik evrelerini ,kişilerini,yüzlerini,ruhsal bozukluk evrelerini okudum kaleminizden ustam .zevkti saygılar / lacivertiğnedenlik




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ruhbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Omega Melancholia (Omo) Sendromu
Modern Çağın Cinleri: Uzaylılar (1. Bölüm)
Modern Çağın Cinleri: Uzaylılar (2. Bölüm)

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çağdaş Gagavuz Şiiri
Mevlana'nın Tesettür ve Kadınların Örtünmesine Bakışı
Yahudi, Hristiyan ve İslam Teolojisinde Şeytan ve Şeytanlar (1. Ci Bölüm)
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (2. Bölüm)
Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlıkta Kutsal Savaş ve Ganimetler
Yahudi - Hristiyan ve İslam Teolojisinde Cincilik ve Cinlere İnanış
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (1. Bölüm)
Yeni (!) Anayasayı Kimler İstiyor?
Yahudi Soykırımı Gerçek mi, Abartı mı? (3. Bölüm)
İslamlıktaki Cinselliğin Psikopatolojisi (3. Bölüm)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.