"Leyla'nýn iþi naz ve iþve; Mecnun'un gözü yaþý çeþme çeþme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
EUPHORIA VE PHOBIA Lacrymania, lakrimani (lacria: gözyaþý, mania: ruhsal bozukluk) ya da "Sinirsel Aðlama Krizi" (SAK) sendromu emekle elde edilmeyen kazanç, hak edilmeyen büyük servet, para, görev, mevki, pozisyon, ün, þan, þöhret sonucu kiþilik yapýsýnda aþýrý doyum ve mutluluðun yarattýðý "euphoria" ile bunlarýn yitirilmesi korkusu, yani, "phobia"nýn çatýþmasýnýn neden olduðu dolu dolu aðlama, gözyaþý dökme veya cinnete varan coþku hali olarak tanýmlanabilir. Psikanalizde "phobia" terimiyle çok derin ve önlemeyen büyük korku, "euphoria" terimiyle de aþýrý doyum, heyecan ve mutluluk hali anlaþýlýr. Bilinçaltýna atýlan o korkunç korkunun nedeni, haksýzlýkla kazanýlan maddi gücü veya pozisyonu yitirme ve halka hesap verme endiþesinden kaynaklanýr. Kiþi týpký Pavlof'un elips komutu alan deney köpeði gibi doyum ile korku arasýnda "sevinse mi, kaçsa mý?" ikilemindedir. O halde lakrimanik kendisine acýdýðý için aðlamaktadýr, çevresindekiler umurunda deðildir. Özellikle halkýn karþýsýndayken "euphoria" ile "phobia"nýn çatýþmasýndan doðan psikolojik çeliþki ve anksiyete kendine acýma, ani sinir boþalmasý ve dolayýsýyla aðlama krizi olarak kendini gösterecektir. Lakrimanik, aslýnda en çok korktuðu þeyin karþýsýndadýr: Halk ! Kendisinin de içinden çýktýðý o saf, masum fakat ayný zamanda aç gözlü ve asla doymak bilmeyen fakir halk! Piyango, Loto, At Yarýþlarý gibi talih oyunlarýyla halka bir gün zengin olma umudu verilse de o hala halkýn gözünün ve dikkatinin kendi servetinde olduðuna inanýr ve bundan korkar. Ancak, kiþi sýký dostlar arasýndayken kriz bu kez -halkýn bu inanýlmaz saflýðýndan- gözlerden yaþ gelinceye kadar katýla katýla gülmeye dönüþebilir. Bu naif bünyenin kalabalýklar önünde bir çocuk gibi kendini gizlemeden gözyaþlarýna boðulmasýndan içi parçalanan topluluk da bir "Aðlama Krizi Paranoyasý"na (AKP) kapýlarak katýla katýla aðlama, üstünü baþýný paralama, kendini yerden yere atma, çýðlýk çýðlýða haykýrma, o kutlu kiþinin elini ayaðýný delice bir tutkuyla öpme, onun kulu kölesi, hatta köpeði olmak için iþtiyakla yanýp tutuþur. Cemaat derin bir huþu içinde vecd haline geçerek halvet de olabilir, ilahi alemin katmanlarýnda sayýklama ve titremelerle sado-mazo bir uhrevi orgazma ulaþabilir. TEÞHÝS Lakrimani bir türlü "muasýr medeniyet" seviyesine ulaþamamýþ, geliþememiþ, baðnaz toplumlarýn doyumsuz siyasetçilerinde, açgözlü din ve tarikat liderlerinde, siyasal veya dinsel kýlýf giydirilmiþ nitelikli yolsuzluk, hýrsýzlýk ve dolandýrýcýlýkla muazzam servet sahibi olanlarda görülür. Siyasal dokunulmazlýk kalkanlarýyla korunan kiþi yapmýþ olduklarýndan dolayý asla bir piþmanlýk ve suçluluk duymaz; çünkü "ben zengini severim" söylemiyle dünya mülkünün Allah'tan geldiðine ve rüyasýnda teblið aldýðýna içtenlikle inanýr: "Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyalarýn tabirinden bir ilim öðrettin." (Kuraný Kerim, Yusuf Suresi: 101, Elmalýlý) Birçok dürüst ve onurlu kiþi açlýk, sýkýntý ve sefalet içinde yüzerken o kendisine ihsan edilen bu "hesapsýz rýzk" ve serveti inancý gereði takdiri ilahi olarak kabullenir: "De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ým! Sen mülkü dilediðine verirsin, dilediðinden de onu çeker alýrsýn, dilediðini aziz edersin, dilediðini zelil edersin. Hayýr Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her þeye kâdirsin. (...) Dilediðine de hesapsýz rýzk verirsin." (Kuraný Kerim, Ali Ýmran Suresi: 26 -27, Elmalýlý) Özellikle TV kameralarý önünde bu yürek burkan aðlama nöbetleriyle kendini ferahlamýþ, suçlarýndan, günahlarýndan tamamen arýnmýþ, temizlenmiþ, pirüpak bir ermiþ, bir Mesih, hatta Mehdi gibi hisseder; bu nedenle yüzü -çok hýrslý ve yoðun baský altýnda olanlarý hariç- sanki namazdan yeni kalkmýþ, aptesi hiç bozulmamýþ, ilahi alemlere çýkýp da inmiþ bir ermiþin yüzü gibi parlar, yanaklarý maddi zevk ve parasal doygunluktan pembe pembe, elleri tombul tombul olur. Kolay paranýn kendisine verdiði ekonomik güç, rahat, huzur ve güvenceden herkes ona büyük saygý göstermekte, kalabalýklar hayranlýkla kendisini alkýþlamakta, medya övgüyle söz etmekte, müdürler, yetkililer önünde kýrýlýp dökülmekte, neredeyse yerlere kapanmakta, böyle bir lider ve yöneticiye sahip olduklarý için iftihar etmektedirler. Mýsýr Firavununu soyup soðana çeviren Musa'nýn yüzü de Sina daðýnda Allahla görüþtükten sonra nur gibi parlamýþ, cemaatin gözleri kamaþtýðýndan bir peçeyle örtünmek zorunda kalmýþtýr. (Kitabý Mukaddes, Tevrat, Çýkýþ 34: 29-33) Lakrimanikler Musa gibi peçe takamadýklarýndan, yüzlerine, gözlerine ve davranýþlarýna ister istemez yansýyan coþkulu doyumu kamufle etmek için toplantýlarda, törenlerde, cenazelerde kara gözlük takar, çevrelerine karþý ciddi, üzüntülü, aðlamaklý bir ifade takýnýrlar. NARSÝZM VE AKUSTÝK TRAVMA Lakrimani zaman içinde narsizme neden olursa, bu durumda kiþi kendi önemi, gücü ve yeteneði hakkýnda abartýlý duygulara kapýlýr, çalakalem ondan bundan aþýrma kitaplar yazdýðý olur, "herkes benim yaptýðým gibi yapsýn, benim olduðum gibi olsun" diye hayal eder, ahlakçýlýða soyunur; hayýr kurumlarýna ve vakýflara medyatik baðýþlarda bulunur, kendi adýna okul, çeþme, mescit, pisuvarsýz tuvalet yaptýranlar bile olmuþtur Ezan, davul, top sesi duyduðunda hemen gözleri dolu dolu olsa da "gýy gýy" dediði klasik müzikten tiksinme derecesinde nefret etmesi ve hatta korkmasýný açýklamak zordur. Klinik tetkiklerde deneklerin dýþ kulak kanalýndaki yeþil-sarý kir birikintisinin armonik seslere karþý akustik bir travma oluþturduðu sanýlmaktadýr. Akustik travmada kulak sadece en tiz, en cýrlak ve çirkin sesleri duyabilmekte, senfonik orkestra sesi bir homurtu, uðultu veya fokurtu olarak algýlanmaktadýr. Bu uðultu cehennemin kaynarken çýkardýðý sese benzetildiðinden senfonik müzik sinir bozukluðuna yol açabilmektedir: "cehennem ateþi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hýþýmlanmasýný (kaynamasýný) ve uðultusunu iþitirler.(...) Oraya atýldýklarýnda, onun kaynarken çýkardýðý uðultuyu iþitirler." (Kuraný Kerim, Furkan Suresi: 12; Mülk Suresi: 7, Elmalýlý) SAÐALTIM Diðer sinir hastalýklarýna oranla lakrimani için henüz bilinen metodik bir saðaltým yolu yoktur. Aðlama ve gülme krizleri tekrarlansa bile insan bu durumdan hoþnut þekilde hayatýný pekala sürdürebilir. Akut durumlarda Afyon Kocatepe, Anýtkabir, þehitlik ziyaretleri faydalý olabilir. Ancak bu tür uygulamalarýn havale, sürçü lisan, takdim tehir, küfürlü konuþma, idrar kaçýrma, ishal gibi yan etkileri olduðu unutulmamalýdýr. Bu durumda çekiçle elektro-þok, tasmalý aðýzlýk, sonda takmak, ped baðlamak gerekebilecektir. Son olarak, alternatif týp uzmanlarýnca, bir takým yerel gazetelerde iddia edildiði gibi, "Potamya Macunu" ile hamamda yapýlacak hijyenik masajla krizlerin düzelebileceði yolundaki görüþlerin de ciddiye alýnmamasý gerektiðini belirtelim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |