Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker |
|
||||||||||
|
Bu iki insanýn bir araya gelinceye kadar ki hayat süreçlerine baktýðýmýzda : Aziz Nesin (1915-1995) 1944 senesinde TSK’nde üsteðmen rütbesi ile görev yaparken, “görevi kötüye kullanmak” suçlamasýya askerlikten uzaklaþtýrýlýr. Hayatýný kazanmak için , bir süre bakkallýk, muhasiplik gibi iþler yaptýktan sonra , 1945 yýlýnda gazeteciliðe baþlar. Önce “Yedigün” dergisi; daha sonra da Karagöz gazetesinde redaktörlük ve yazarlýk yaptý. Ayný yýllarda tiyatro oyunlarý da yazýyordu. Daha sonra Tan gazetesinde köþe yazarlýðýna baþladý. 1946'da Sabahattin Ali’yle birlikte Marko Paþa mizah gazetesini çýkardý. Ayný yýl içinde Tan gazetesi’ nde yazmaktadýr. Bir grup üniversite öðrencisinin gazeteyi yakmasý üzerine, sekiz sayý süren “Cumartesi” adlý haftalýk magazin dergisini çýkarýr. Dergi ‘ den beklediði sonucu lmayýnca , “Vatan” gazetesinde çalýþmaya baþladý. Ayný yýl, ilk müstakil eserini "Parti Kurmak Parti Vurmak" adlý 16 sayfalýk küçük bir broþür halinde yayýmladý. “Nereye Gidiyoruz?” adlý yazýsý’ dan dolayý ; 12 Aðustos 1947’de on ay aðýr hapis ve üç ay on gün de Bursa’da “emniyet-i umumiye nezareti” altýnda bulundurulma cezasýna çarptýrýlýr. Ýkinci kitabý “Azizname “yi 1948’de çýkarýr. 1949 yýlýnda bir yazýsýnda Ýngiltere Prensesi Elizabeth, Ýran Þahý Rýza Pehlevi, Mýsýr Kralý Faruk’ u aþaðýladýðý gerekçesiyle, adý geçen devletlerin Büyükelçiliklerinin Dýþiþleri Bakanlýðý’mýza þikâyetleri üzerine, açýlan dava sonucu 6 ay hapse mahkum olur. 1952'de ve Oluþ Kitabevi'ni açar. Bu iþte pek baþarýlý olamayýnca 1953'de Beyoðlu'nda bir arkadaþýyla "Paradi Fotoðraf Stüdosu “ nu kurar. 1954'te Akbaba dergisinde müstear isimlerle mizah öyküleri yazmaya baþlar. 1955 senesine gelindiðinde, Halil Lütfü Dördüncü'nün "Yeni Gazetesi"nde köþe yazarlýðýna baþlar. Aziz Nesin artýk kýrk yaþýnda ve Türkiye’ nin sevilen bir güldürü yazarýdýr. Artýk Türkiye dýþýnda, uluslar arasý edebiyat arenasýnda da tanýnmak istemektedir. Ancak Ýtalya’ da katýlacaðý Altýn Palmiye yarýþmasýna gidecek “ Fil Hamdi” isimli kitabýný Ýtalyanca’ ya tercüme ettirmesi gerekmektedir. Bestekârýmýz Cinuçen Bey : “ …. 20 Þubat 1938’de Fatih – Mutaflar’da doðdu. Babasý Zaferþan Tanrýkorur, oðluna kendi isminin Kazan Türkçesindeki tam karþýlýðý olan ve “galib, muzaffer” anlamýna gelen “Cinuçen” ismini koydu. Müzik eðitimine, Ýstanbul Belediye Konservatuarý Türk Mûsikîsi Bölümünde Münir Nurettin Selçuk’un öðrencisi olan amcasý Mecdinevin Tanrýkorur’un, kendisine 2.5-3 yaþlarýndan itibaren meþk etmesiyle baþladý. Daha ilkokul çaðlarýnda, Sultan III. Selim’in Sûzidilârâ makamýndaki yürük semâîsini okuyor, Mehmet Akif’in “Çanakkale Þehitleri”ne isimli mersiyesi ile birlikte Yahya Kemal, Mehmet Emin Yurdakul ve Nihal Atsýz gibi þairlerin þiirlerini baþtan aþaðý ezbere okuyabiliyordu. Eyüp Mûsikî Cemiyeti baþkaný bestekâr ve kemanî Mustafa Sunar’ýn ud öðrencisi olan annesi sayesinde ud ile tanýþtý. Kendi kendine ud çalmasýný ve daha sonralarý beste yapmasýný öðrendi. Besteciliðe ise 14 yaþýnda Ferahnâk makamýnda oldukça parlak bir sazsemâîsi ile güftesi Fuzûlî’ye ait Þevkefzâ makamýnda bir þarký besteleyerek ….” baþlamýþtýr. ( 1 ) 1955 senesinde Tanrýkorur Ýtalyan Lisesi’ nde öðrencidir. Ýþte tam bu sýrada Aziz Nesin ile Cinuçen Tanrýkorur bir araya gelirler. Bundan sonrasýný Gazeteci-Yazar Soner Yalçýn’ ýn kaleminden okuyalým : “….Aziz Nesin yarýþmaya “Fil Hamdi” adlý öyküsüyle katýlmak istiyordu. Ýstiyordu ama bir engel vardý. Eserler Ýtalyanca’ya çevrilip gönderilmek zorundaydý. Aziz Nesin Türkçe-Ýtalyanca bilen birini aradý. Aklýna Kuleli Askeri Okulu’dan arkadaþý Zaferþan Tanrýkorur’un oðlu geldi. Ýtalyan Lisesi 12’inci sýnýf öðrencisi Cinuçen Tanrýkorur, çeviriyi yapmamak için epey direndi. Çünkü korkuyordu. Okuldan öðrendiði Ýtalyanca ile bir edebiyat eserinin çevrilemeyeceðini söyledi. Aziz Nesin, “istediðin kadar kötü çevirebilirsin, hiç merak etme benim eserim birinci olacak” diye moral verdi. Cinuçen Tanrýkorur çeviriyi yaptý. Ve “Fil Hamdi” dünya birincisi oldu. Aziz Nesin’e hikayeyi kimin çevirdiðini sorduklarýnda hep “bir Türk genci” yanýtýný verdi. Bu “Türk gencinin” kim olduðunu ben yýllar sonra, Cinuçen Tanrýkorur’un hatýralarýný kaleme aldýðý “Saz Ü Söz Arasýnda” adlý kitaptan öðrendim. Peki Aziz Nesin neden “Türk gencinin” adýný açýklamamýþtý? Aziz Nesin o yýllarda (ve hayatýnýn tabii sonuna kadar ) devlet tarafýndan fiþlendiðinden, genç Cinuçen Tanrýkorur’un baþýna bir þey gelmemesi için Cinuçen Tanrýkorur’un adýný saklamýþtý….” (2) Nesin, 1956'da Ýtalya' nýn Bordighera kasabasýnda 22 ülkenin katýlýmýyla yapýlan uluslararasý gülmece yarýþmasýnda birincilik ödülü olan Altýn Palmiye'yi "Kazan Töreni" adlý öyküsüyle kazanýr. Bir sonraki yýl “Altýn Palmiye” yi“Fil Hamdi” adlý kitabýyla yine Aziz Nesin alacaktýr.. Demek ki Tanrýkorur küçük yaþýna ve o gün için yetersiz olan Ýtalyancasýna raðmen, yaradýlýþtan gelen titizliðiyle çeviriryi oldukça iyi yapmýþtý. Aziz Nesin’ in yaptýðý olduça doðru bir davranýþtý. Çünkü o yýllarda Aziz Nesin Devlet’ in gözünde bir tescilli “ komünist” idi. Tercüme iþinde rahmetli Cinuçen Bey’ in ismini açýklamasý, onun da mutlak anlamda “mim “ lenmesi demekti. Eðer tercümeyi Cinuçen Tanrýkorur’ un yaptýðý açýklansaydý, belki de tahsil hayatý bitecek, hatta uzun yýlar gözetim altýnda veya hapiste geçirecekti. Ýþte böyle inançlarý, kültürleri, dünya görüþleri birbirinin zýddý olan iki sanatkârý, adlarý kimilerince kader , kimilerince de tesadüf olarak adlandýrýlan beraberlik geçici olarak da olsa bir araya getirir. Bu beraberliðin Aziz Nesin’ e getirdiði ödülün üzerinden uzun bir zaman geçtikten sonra bu iki insan kýsa süre için de olsa bir araya gelirler. O aný Cinuçen bey þöyle anlatýr : “Aziz Aðabey ile birkaç yýl sonra Caðaloðlu’nda çalýþtýðý yayýnevinde karþýlaþtýk. Merhaba der demez baþladý bana müzik konferansý vermeye (babam tarafýndan doldurulmuþ olduðu belliydi). Alaturka müzik, Arap- Acem- Bizans karmasý bir saray artýðýymýþ. Müzikle uðraþacaksam piyano filan çalmalýymýþým; ancak böyle dünyaya açýlabilirmiþim. Ud çalarak Türkiye’nin dýþýna çýkamazmýþým. Eðer bir daha karþýlaþtýðýmýzda da beni yine alaturkayla meþgul görürse, sadece merhaba der, çayýmý söyler, benimle konuþmaz, iþine devam edermiþ. Ayrýldýk ve bir daha hiç görüþmedik.”(3) Geçen seneler, müzikte Cinuçen Tanrýkorur’ a, Aziz Nesin’ in önerdiði çizgiye geçmemesine raðmen, en az onun kadar þöhret ve ödülü beraberinde getirecektir. Zira o gerek ud’ u ve gerekse besteleriyle Dünya müzik camiasýnca beðenilecek, sevilecek ve takdir edilecektir. Mesela, 1980 senesinde Konya Turizm Derneði'nin açtýðý beste yarýþmasýnda “Beyatîarabân Âyini” birinci seçilir. Ayný eser 1981 yýlnda Paris'te Akademi Enternasyonal Delutece tarafýndan da altýn madalya ile ödüllendirilir. Hayatý boyunca davetli olarak Tayland’dan ABD’ye, Ýsveç’ten S. Arabistan ve Fas’a kadar gittiði 22 ülkede solo ud , resital, konferans ve seminerler verir. Fransýz Devlet Radyosu’nca LP'si yapýlan ilk Türk sanatçýsý ünvânýný alýr. Maryland ve Princeton üniversitelerinde örnekli iki konferans vermiþ, yazdýðý iki büyük makale Turkish Music Quarterly dergisinde yayýnlanmýþtýr. (4) Mükemmel þekilde bildiði Ýngilizce, Fransýzca, Ýtalyanca, Latince ve az Arapça ile , Tanrýkorur’un yurt içinde ve dýþýnda verilmiþ pek çok teblið ve konferansý vardýr. Hayat gerçekten sürprizlerle doludur. Önemli olan da, bu sürpriz ve onun getirdiði þanslarýn iyi kullanýlmalarý halinde beraberinde baþarý ve ödüller getireceðidir…. K A Y N A K Ç A : (1) http://www.turkmusikisi.com/cinucen_tanrikorur/index.html (2) Soner YALÇIN, “Aziz Nesin'e ödül kazandýran saðcý sanatçý”, Hürriyet Gazetesi, 18.Ekim.2009 (3) Soner YALÇIN , “ a.g.e” (4) Beþir AYVAZOÐLU, “ Cinuçen Tanrýkoruru “, Aksiyon Dergisi, Sayý: 292 / Tarih : 08-07-2000
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |