"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Üstâd, 62 yýllýk ömrünün büyük bir kýsmýnda hayatýný kazanmak için mimarlýk, yönetecilik gibi görevler yanýnda, bir de genç yaþýndan itibaren yakalandýðý hastalýklarla da didiþmek zorunda kalýr. Bütün bu olumsuzluklara raðmen , geride býraktýðý bestelerinin nitelik ve nicelik yönünden zenginliði ise, müzikle ilgilenen herkesi þaþýrtacak ve hayran býrakacak bir olgudur. Beste üretirken öylesine fedakar ve hýzlý bir mesai içindedir ki, hayatýnýn son yýllarýnda , “… tedavi olmak için gittiði ABD’den dönüþünde; kendisini karþýlayan o dönemin Kültür Bakaný Ýstemihan Talay’ a, ‘ Devlet’e olan þükran borcumu ödemek için 73 besteyle dönüyorum ‘ dediðinde, Kültür Bakaný Talay’ ýn kendisine; ‘ Öyle þey olur mu? Bir sanatçý devletine borçlu olur mu hiç. Asýl devlet, sanatçýsýna þükran borçludur ve borçlu olmalýdýr. Yaptýðý hizmetlerden dolayý’ þeklinde …” (1) cevap verme gereði duyar. Bir baþka kaynakta ise : “…Böbrek nakil ameliyatý için Kültür Bakanlýðýnca gönderildiði ABD’de 2 yýl içinde bestelediði 117 eser arasýnda Þehnaz ve Çargah makamlarýnda iki Klâsik takým…” bulunduðu belirtilmektedir. (2) .Bir ud virtüözü olup, ud icrasýnda adeta bu sazý klâsik bir tambur tavrý ile , en az mýzrap vuruþuyla çalarak daha çok melodi elde etmeyi baþarmasý ile yetinmeyip, besteciliðini de geçmiþteki yerleþik anlayýþ yerine kendine özgü bir anlayýþla sürdürdü. Bu gün repertuvar arþivlerimizde onun zengin bir makam sayýsý içinde toplam 505 bestesi bulunmaktadýr. Bu bestelerin her biri, melodi, seyir, geçki ve kompozisyon özellikleri bakýmýndan adeta ders nitelikli örneklerdir. Bu özelliði en çok bilinen Kürdilihicazkâr þarkýsý “ Günaydýným, nar çiçeðim” de olduðu gibi, Hüseyni “ Köyde Sabah” isimli saz eserinde ve sözleri Aziz Mahmud Hüdai’ ye ait Çargah beste “ Âþýkýn ol mahbûb-i bî hemtâ imiþ” inde ve de özellikle deYahya Kemal’in ‘Itrî’ baþlýklý þiirine yaptýðý ‘Rast Destan ’ ýnda rahatlýkla farkedebiliriz. Belki de Tanrýkorur’ un en çok tanýnan eseri diyebileceðimiz “ Nar çiçeði” bestesinin sözleri þair Feyzi Halýcý tarafýndan yazýlmýþtýr. Halktan bir gence âþýk olan Hint prensesi Anarkali’nin, sevgilisi ile birlikte olduðu bir yerde , babasýnýn askerlerince yakalanýrlar. Kral’ ýn emriyle askerler Anarkali’yi, diri diri duvara gömerler. Prensesin gömüldüðü yerde, her bahar nar çiçekleri açtýðýna dair bir efsaneden yola çýkan Halýcý bundan yola çýkarak; “ Þavkýmasý, sana doðru yollarýn Sana doðru, denizlerin çaðrýsý Çýrýl çýrýl ötelerde bir güzel Günaydýným, nar çiçeðim, sevdiðim. Çýkmaz sokaklarda bu minyatür kim? Bu göðüs kim, ya bu gözler, bu saçlar? Uzak bir özlemde ayak seslerin Günaydýným, nar çiçeðim, sevdiðim. Kýrk odanýn kýrkýnda da kýrk güzel Kýrk aynada çengi çengi bir güzel Çaðlar ötesinde bir avuç nota Günaydýným, nar çiçeðim, sevdiðim Bu yýldýzlar doðan günü çaðrýþýr Bu gündüzler gözlerini çaðrýþýr Ya kimlere verdin avuçlarýný Günaydýným, nar çiçeðim, sevdiðim. Vurdum tellerine seni, sazýmýn Sende anahtarý, alýn yazýmýn Yaðmur yaðmur serpil yalnýzlýðýma Günaydýným, nar çiçeðim, sevdiðim. “ sözlerini taþýyan þiiri yazar. “Anarkali “ de zaten Hint dilinde nar çiçeði anlamýna gelmektedir. Bu þiir de Cinuçen Tanrýkorur tarafýndan Kürdilihicazkâr makamýnda bestelenir ve yýllardýr hiç bitmeyen bir zevk ve heyecanla dinlenilmektedir. Sözleri Fahri Tüzün’ e ait olan : “Ettiðin cevri bile kendime nimet bilirim/ Küsemem bahtýma ben, sevmeyi kýsmet bilirim/ Eremem vaslýna,lâkin erebilsem de yine/ Doyamam vuslatýna, kendimi hasret bilirim.” güfte,Cinuçen Bey tarafýnda bestelenir ve ciddi konserlerin vazgeçilmez “ Hüzzam” larýndan biri olur. Yine Güngör Fahri Tüzün’ ün sözleri “ Ýndirip yerlere benden kaçýrýp gözlerini” sözleriyle baþlayan þiirini yine Hüzzam makamý ile besteler. Bu þarký da gerek sözleri ve gerekse müziðiyle adeta bir Cinuçen Tanrýkorur imzasýdýr. “ Yakut, mine,zümrüt bana birdir kayalarla” hicaz repertuvarýmýzda ayrýcalýklý yerini alýr. Bu bestenin sözleri ise ünlü þairimiz Þükûfe Nihal Baþar’ a aittir. Tanrýkorur özgün bestekârlýk özelliðini yýllar içinde edindiði bilgiler içinde kazanmýþsa da, bunun temel taþýnýn, yaradýlýþýndan ona baðýþlanan bir yetenek olduðu da inkâr edilemez. Zira henüz 14 yaþýnda iken bestekârlýða baþlayýþýný kendi dilinden þöyle anlatýr: “…. Efendim, l952 yýlý bestelerimi fiilen saklamaya baþladýðým, yani ’1 numara ‘ verdiðim bestemi yaptýðým yýldýr. Bu ilk bestem, bir Ferahnak Sazsemâîsi idi. l4 yaþýmda idim. Ayný yýl içinde güftesi Fuzûlî’ye ait Devrihindî usûlünde bir Þevkefzâ þarký da besteledim. Çocuk denecek yaþta biri için, Ferahnak Sazsemâîsi ve Þevkefzâ makamýnda bir þarký bestelemek önemli birþey olsa gerek. Bu yaþýmda Ferahnak, Þevkefzâ gibi makamlarý biliyor ve beste yapabiliyorsam, tabii olarak daha küçük yaþlardan itibaren bunlarýn hazýrlýðý içinde olduðum söylenebilir….” (3) Musýkimizin zengin makam çeþitleri ile de yetinmeyip, “Gülbûse”, “Þeddisabâ”, ve ”Zavil-aþîran” isimleriyle yeni makamlar geliþtirip, bu makamlardan eserler de besteleyerek, teorik bilgi ve yaratýcýlýðýnýn da ne kadar zengin olduðunu ortaya koymuþtur. Cinuçen Hoca bütün yaþantýsýnda son derecede titiz, ince eleyip, sýk dokuyan ve oldukça seçici bir kiþiliktir. Bu özelliði onun güfte seçiminde çok belirgin görülür. Bütün eserleri içinde, bir tane bile zevksiz ve niteliksiz güfteye rastlayamazsýnýz. Zaten güftelerini aldýðý þair isimlerine bakarsanýz, onlardan kötü bir þiir bulmanýn imkânsýzlýðý ortaya çýkar. Üstâd bir mülâkatýnda þiirin besteciliðindeki önemini þu cümle ile açýklar : “… Benim ilerideki ud mûsikîmi ve besteciliðimi hazýrlayan iki temel unsur klasik edebiyat? Yani þiir? ve ses eðitimidir….” (4) Tanrýkorur’ un besteciliðinde , dini musýki önemli bir yer tutar. Çünkü o son derecede inaçlý ve mütedeyyin bir insandýr. Bu yönünü ömrü boyunca büyük bir coþku ile yaþamýþtýr. Öyle ki : “ Yalçýn Çetinkaya’nýn dilinden vefat anýyla ilgili kýsmý aktaralým: “Vefatýndan iki gün önce tedavi gördüðü hastane odasýnda kendisini son kez görmek nasip oldu. Ellerinden öptüm. Helâlleþtik. Tam o sýrada öðle ezaný baþladý. Merhum Cinuçen Bey ezan bitene kadar ‘Lâ ilâhe illâllah Muhammedun Rasulullah’ zikriyle ezana eþlik etti….”(5) Tasavvufi bestelerinin çoðunun güftelerini ona özel bir muhabbet beslediði Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri’ nden almýþtýr. “ Bað-ý aþkýn andelîbi Hazret-i Üftâde’dir” sözleriyle baþlayan þiirinden yaptýðý Bayati Tevþih’ i örnek bir eserdir. Ayrýca Hz. Mevlanâ,Yunus Emre þiirlerine de ilgisiz kalamaz. Dindýþý eserlerinde ise Fuzulî, Bakî,Nedim Nef’i gibi divan þairlerinden ve Mehmed Akif, Yahya Kemal, Faruk Nafiz Çamlýbel ve Mustafa Nafiz Irmak gibi 20. yüzyýl þairlerinden aldýðý görülecektir. Bunlarýn yanýnda herhalde en çok güftelerini bestelediði þair Mehmet Turan Yarar’ dýr. Onun ,takriben elli taneden fazla þiirini bestelemiþtir. Ayrýca, Neyzen Tevfik , Mehmet Çýnarlý, Turhan Oðuzbaþ gibi isimler de bestecimizin tercih ettiði isimlerdir. Elbette bu þairleri seçmesi bir rastlantý deðildi. Kendi melodilerini yaratýrken, o melodilerle örtüþen bir söz kümesini arar ve bulduðunda da adeta kuyumcu titizliðiyle yoðun bir mesai verirdi. Çünkü ; “…Cinuçen Tanrýkorur, Türk musýkisinin geleneksel konumuna baðlýlýðý bir dünya görüþü olarak temellük etmiþbir besteci olarak anýlacaktýr. Bir dünya görüþü, evet, -çünkü, klâsik musýkimizi, sadece bir melodi daðarýnýn formel anlamda yeniden üretiminden ibaret bir teknik mesele olarak ele alan bestecilerimizden deðildir Cinuçen Tanrýkorur…” (6) Fuzûlî’nin 54 mýsralý Müseddes þiirinden muhteþem bir kâr besteler. Neþati’ nin “ Gitdin amma ki kodun hasret ile caný bile/ Ýstemem sensiz olan sohbet-i yaraný bile/ Sîneden derd ile bir ah edeyim kim dönsün/ Aksine çerh-i felek mihr-i dýrahþaný bile “ sözlerinden oluþan gazelini Mâhur makamýnda , “ beste” formunda Devr-I kebîr usulü ile melodileþtirir. Yahya Kemal’ in 18 þiirini bestelemiþtir. Bunlarýn içinden“Itrî” ,“Süleymaniye’de Bayram Sabahý”, , “Sonbahar” ve “Mehlika Sultan” baþlýklý þiirlerinden ortaya koyduðu yepyeni formlarda besteler meydana getirir. Bu bestelerde O kadar baþarýlý olmuþtur ki, bilindiði gibi Yahya Kemal’ in yaþadýðý dönemde “..þiirlerini, sesini ve tavrýný çok sevdiði,meclisinde bulundurmaktan zevk aldýðý Mümir Nureddin tarafýndan bestelenmesini aslýnda pek istemez, yaptýklarýný beðenmezmiþ. Ancak bana öyle geliyor ki, eðer Cinuçen Tanrýkorur’un bestelerini dinleseydi, ’Tamam, derdi, benim de aradýðým ses bu’…Çünkü on sekiz besteden hiç biri, varlýðýný borçlu olduðu þiire ihanet etmedi; aksine derinden kavrayýp kucakladý,sarýp sarmaladý…” (7) Musýkî formu seçiminde polifonik müziðin, majör minör gamlarýný kullanarak beste ürettiði gibi, , günümüzde artýk hiç üretilmeyen formlardan Mevlevî Âyinini, yeni bir anlayýþla Bayatî-Araban, Evcara, Zâvil-Aþýran ve Niþâburek makamlarýndan ve bunun yanýnda içinde 63 makam barýndýran Kâr da bestelemiþtir. O’ nun bestelediði eserlerin bütününe baktýðýmýzda , toplam 65 deðiþik makamý kullandýðý anlaþýlýyor. Yaptýðý bütün bestelerde 41 eserle en çok tercih ettiði makamýn Hicaz olduðunu görüyoruz. Ýkinci olarak kullandýðý makam Kürdilihicazkâr’ dýr. Bilindiði gibi þarký formumuzu geliþtiren Hacý Arif Bey tarafýndan bulunmuþ ve en güzel eserlerini bu makamla meydana getirilmiþtir. Türk musýkisinin Mâhur ve Nihavent ile birlikte týný olarak en parlak makamlarýndan biridir. Klasik repertuvarýmýzda 24.000’ e yakýn eserin takriben 1000 kadarý bu makamdan bestelenmiþ eserlerden oluþur.Bu da 350’ den fazla çeþidi bulunan makamlarýn 1/20’ si kadar bir orana karþýlýk olarak büyük bir rakamdýr. Daha sonraki sýralamalara baktýðýmýzda, 27 eserde Niþâburek, 25 makamla Nihavent, ayný sayýyla Bûselik,18 eserle Rast,ayný sayýda Segâh, 17 eserle Hüzzâm,16 eserde Dügâh, 15 eserde Evcâra, ayný sayýda Hüseynî, 14 eserde Uþþâk, ayný sayýda Hicazkâr,13 eserde Þehnâz,12 eserdeZâvilaþirân,11 eserde Beyâtiarabân, 10 eserde Þevkefzâ ve ayný sayýda Neveser, 9 eserde Sultaniyegâh, ayný sayýda Bestenigâr,, 8 eserde Nikriz, ayný sayýda Çargâh, ayný sayýda Muhayyerkürdî,ayný sayýda Mâhur, ayný sayýda Karcýðar makamýný kullandýðýný görüyoruz. Bunlardan baþka 41 deðiþik makamda daha beste üretmiþtir. TRT’ nin 2005 yýlýndaki kayýtlarýna göre , baþlangýcýndan günümüze Türk Musýkisi repertuvar arþivimizde, 286 farklý makamdan bestelenmiþ toplam 23.592 saz ve söz eseri bulunmaktadýr. Bunlarýn makamlara göre daðýlýmlarýný gösteren tabloya göre, en fazla eser bulunan ilk 20 makam : . 1. Hicâz 2. Nihâvend 3. Hüzzâm 4. Rast 5. Kürdîli-Hicâzkâr 6. Uþþak 7. Hüseynî 8. Mâhûr 9. Muhayyer-Kürdî 10. Hicâzkâr 11. Segâh 12. Karcýðar 13. Sûznâk 14. Sabâ 15. Acem-Aþîran 16. Acem-Kürdî 17. Muhayyer 18. Bûselik 19. Evc 20. Bayâtî • 2359 • 2273 • 1408 • 1344 • 1275 • 1242 • 987 • 664 • 614 • 605 • 601 • 588 • 505 • 431 • 401 • 361 • 359 • 346 • 315 • 309 Toplam 16.987 Þeklinde belirlenmiþtir. (8) Bu tablodan hareketle üstâdýn bestelerini deðerlendirdiðimizde, onun 41 makamla en çok eser verdiði Hicaz makamý, ayný zamada musýkî repertuvarýmýzda da toplam 2359 eserle en çok beste yapýlan makamýdýr. Repertuvarýmýzda sayýsal olarak ikinci makam olan Nihavent’ ten üstâd 25 eser yapmýþtýr.Ayrýca, bu listede bulunan Kürdilihicazkâr, Rast ve Hüzzam , Hüseynî,Uþþak ve Hicazkâr’ dan da oldukça eser besteleyen Tanrýkorur’ un diðer bestelerine baktýðýmýzda popüler makamlardan ziyade, klâsik ekolümüzün kullandýðý ve bestecilerimice daha az tercih edilen makamlara raðbet ettiðini görürüyoruz. Mesela , Niþâburek, Dügâh, Evcâra, Þehnaz, Zâvilaþîran, Beyatîarabân, Þevkefza, Neveser, Sultaniyegah, Nikriz ve az kullaýlan diðer bir çok makamdan deðiþik formda sözlü ve saz eserleri bestelemiþtir. Kýymetli üstâdýmýzýn kullandýðý formlara gelince, sözlü bestelerinin büyük çoðunluðunu þarký formunda yapmýþtýr. Bunun yanýnda,klâsik musýkimizin Kâr, Beste, Aðýr ve Yürük Semai ile, Kâr-ý Nâtýk, Mersiye, Gazel, Mevlevî Ayini, Ýlâhi gibi formlarýný da oldukça fazla eser üretmiþtir. Hatta bestelerinde türkü formunu dahi kullanmýþ ve bunlarda da çoðunlukla Hüseyni makamýný kullanmýþtýr. Söz musýkisi dýþýnda , oldukça fazla sayýda saz eser bestelemiþtir. Bunlarýn içinde 30’ dan fazla bestelediði saz semaisi en ön sýrada yer alýr. Saz semaileri içinde de nihavent “Mehtapta yakamozlar” ýn ayrý bir yeri vardýr. Ayrýca, Peþrev, longa, medhal ve oyun havalarý da bestekârýmýzýn tercih ettiði formlardýr. Sadece klâsik musýki formlarýmýzla da yetinmez ve çok sesli müzik formlarýný da oldukça kullanýr. Majör ve minör gamlarla marþ, destan, etüdler besteler. Hatta yine Mehmet Akif’ in þiirinden yeni bir milli marþ dahi yapar. Bu eserler her halde önümüzdeki on yýllar sonrasýndaki kuþaklar tarafýndan bütün detaylarý ile etüd edilecektir. Cinuçen Tanrýkorur da týpký Hacý Arif Bey ve Sadettin Kaynak’ da olduðu gibi, yaþadýðý dönemden ziyade, sonraki dönemlerde daha bir beðeni ile dinlenecektir. K A Y N A K Ç A : (1) Mustafa BALKAN, “ En büyük vasfý, talebe yetiþtirmekti” , Memleket e-gazete, 30 Haziran 2005 2005-06-30 (2) Yalçýn ÇETÝNKAYA, “ Ben Sadece Bir Kâibim”, Aksiyon Dergisi, 02 Kasým 1996, sayý: 100 (3) Yalçýn ÇETÝNKAYA, “ Ben Sadece Bir Kâtibim”, Aksiyon Dergisi, 02 Kasým 1996, sayý: 100 (4) Yalçýn ÇETÝNKAYA, “a.g.e” (5) Ali OKTAY , “Vefatýnýn 9. yýlýnda bir müzik duayenini rahmetle anýyoruz “, Yeni Asya Gazetesi, 23. Haziran2009 (6) Hilmi YAVUZ,”Ýkinci Ölüm Yýldönümünde Cinuçen Tanrýkorur”,Zaman Gazetesi,28 Haziran 2002 (7) Beþir AYVAZOÐLU,”Þairler ve Bestekârlar”,Zaman Gazetesi,8 Kasým 1996 (8) http://www.neyforum.net/viewtopic.php?f=90&t=4425 http://ferahnak.wordpress.com/2009/11/30/cinucen-tanrikorur%e2%80%99-un-bestelerindeki-kullandigi-form-makam-usuller-gufte-ve-gufte-sairlerine-dair-bir-inceleme/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |