..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > osman tatlý




3 Nisan 2010
Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý  
osman tatlý
Batý huzuru arama arayýþý içindeyken; Doðu elindekilerin deðerini bilememenin ve koruyamamanýn sýkýntýsýný yaþamaktadýr. Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý’nda olduðu gibi genç nesil kendi kültürüne yabancýdýr.


:BEAB:
Doðu ve Batý arasýnda kültürel üstünlük kurma savaþý var. Batý, Doðu’nun geçmiþini, þu andaki toplumsal dokusunu bulandýrma, yýkma ve ona kendi kültürünü empoze etme uðraþý içinde. Bunu yaparken elindeki malzemeyi çok iyi kanalize etmektedir. Doðu ise bir çocuk gibi elindekini koruma savaþý vermekte, batý karþýsýnda savunmaya geçerek yavaþ yavaþ geri çekilmek zorunda kalmaktadýr. Doðu, Batý karþýsýnda kendini aciz ve çaresiz görüp, kendi kabuðundan çýkýp, Batý’nýn kabuðunu üzerine geçirmeye çalýþmakta. Bütün fýrtýna da bu kabuk deðiþtirme esnasýnda yaþanmaktadýr. Ýki kültür arasýna sýkýþan birey ne tamamen kendi deðerlerini yaþayabiliyor ne de tamamen Batýlý olabiliyor. Doðu insaný biraz duygusal... Aslýnda günlük hayatta kültürel yaþayýþýný savunmasýna raðmen, farkýnda olmadan birçok yönüyle de batýlý gibi düþünüyor ve batýlý gibi yaþamaya çalýþýyor. Doðulu birey ne Batý’yý tanýyor ne de kendi deðerlerini tanýyor. Neyi, neden yaþadýðýnýn bilincinden yoksun. Bu durum gerçekte Doðu in-sanýn kendi kültürüne düþmanlýk yapmasýna yol açmaktadýr... Peki, bir insan nasýl olurda kendisine ve toplumsal motiflerine yabancýlaþýr. Ve yine farkýnda olmadan baþka bir toplumun bireyi haline gelir. Ýþte bu soruya en güzel cevabý, “Doðu Rüzgârý Batý Rüzgârý” vermekte.
Kýsaca, Doðu Rüzgârý Batý Rüzgârý: Çinli bir kadýnýn kendi örf ve geleneklerine sýký sýkýya baðlý olarak nasýl yetiþtirildiði, sonrada Batý’da okuyan, batýlýlaþan doktor kocanýn etkisine girip, Çinli kadýnýn yavaþ yavaþ Çin geleneklerini nasýl terk edip nasýl Batýlý bir kadýn olduðunun serüvenini konu edinmektedir. Ayrýca Çinli kadýnýn yaþadýðý deðiþim sýrasýnda ailesiyle, çevresi ile yaþadýðý çatýþmalarý da görmek mümkündür. Bu çatýþmalarýn en önemli vurgusu Çinli bir erkeðin (kadýnýn kardeþi) Amerikalý bir kadýnla iliþkisi, sonra evliliðinin Çin’de uyandýrdýðý etki ve nasýl sorunlarla karþýlaþtýðý bahsi dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.
     Modernleþmeye çalýþan Çin’in yaþadýðý sýkýntýnýn bir nedeni, Amerika ve Batý’ya okumak için giden gençlerin, ülkelerine geri döndüklerinde toplumlarýna yabancýlaþmýþ olmalarýdýr. Gençlerin Batý’da aldýklarý eðitimin yaný sýra orda kaldýklarý sürede aldýklarý Batý kültürü nedeniyle deðiþime uðramýþlardýr. Okumak için gidenler, geri geldiklerinde kendi insanlarýný anlamakta zorluk çekmeye baþlamalarýnýn yanýnda halka tepeden bakan, halký küçümseyen, onlardan utanan tipler olmuþlardýr. Gittikleri gibi geri dönmemiþlerdir. Bu deðiþimi aileleri tarafýndan da anlaþýlmamýþtýr. Aileler gençleri anlamakta zorlanmýþlardýr. Batýlýlaþan gençler Çin’in kapalý yapýsýný yýkmaya, deðiþtir meye baþlarlar. Buna benzer bir örneði Osmanlý Devleti de yaþamýþtýr. 17. yy’dan sonra Osmanlý’yý içinde bulunduðu durumdan kurtarmak, kalkýndýrmak ve Batý’daki geliþmeleri izlemek için Avrupa’ya gençler gönderilmiþtir. Tabii sonuç istenilen þekilde olmamýþtýr. Çünkü Avrupa’ya gidip gelen gençler tamamen Batý hayraný, Os-manlý’yý reddeden anlayýþla dönmüþlerdir. Batý’dan istedikleri verimi alamayan bu sözde aydýnlar birçok yönüyle Osmanlý’ya zarar vermiþlerdir. Osmanlý’nýn umudu olan gençler herkesi hayal kýrýklýðýna uðratmýþlardýr. Yakup Kadri’nin ‘Yaban’ romanýnýn kahramaný rastladýðý cola kutusuna vururken söylediði, sen de ben de bu memlekete yabancýyýz, buraya ait deðiliz ibaresi Doðu’dan Batý’ya giden gençlerin durumlarýný çok güzel özetlemiþtir. Bu yabancýlaþma aydýnla halký karþý karþýya getirmiþtir. Halk hiçbir zaman aydýnlarý benimsememiþtir. Aydýnlarýn söylemi ile halkýn beklentileri birbirinden farklý olmuþtur...
     Batý’nýn Doðu’ya bakýþýný anlamanýn bir boyutu da sinemaya yansýyan perspektiftir. Sinemanýn en basit konularla insaný etkileyip yönlendirme amacý güttüðü düþünülürse, sinema üzerinde önemle durulmasý gereken bir kültür taþýyýcýsýdýr. Politik, ekonomik ve dini kaygýlarla beyaz perdeye yansýyan Batý’nýn kültürünü ve diðer kültüre bakýþýný uzak doðu ile ilgili örneklerde arayalým:
     Batý’nýn Doðu’yu kendi perspektifinde deðerlendirip bulandýrmaya çalýþtýðý ilk örnek Babiller’den bugüne gelen, Hýristiyanlýkta kutsallýðýný devam ettiren yedi* sayýsýndan yola çýkarak Brad Pitt’in baþrolünü oynadýðý “Tibet’te Yedi Yýl” filmi Doðu ve Batý kültürünü karþýlaþtýrma açýsýndan önemlidir. Pitt’, Heinrich Harrer adlý Avusturyalý bir daðcýyý canlandýrýyor. Harrer, bencil, kendinden baþka kimseyi umursamayan biridir. Aþýrý kibirli, gururlu, gösteriþli bir tiptir. Bu karakteri ile Batý’nýn modern tipini temsil etmektedir. Harrer’ýn Tibet’te geçirdiði süre içerisinde, Tibetlilerin kibirden, gururdan, bencilikten arýnmýþ kiþilikleri; Tibetlilerin kendileri ve doðayla barýþýk olmalarý, dünyadan maddi beklentileri olmayan, huzurlu insanlarýn karþýsýnda yaþadýðý þokun etkisiyle yaþanan bir deðiþim konu edilmektedir. Bunu takip eden Doðu’nun baþka bir yanýný ele alan gösterime yeni giren, baþrollerini Tom Cruise’un oynadýðý “Son Samuray”da gelenekleri ile modernleþme arasýn-da gidip gelen 1870’lerin Japonya’sýný konu edinmektedir. Film hýzla modernleþmeye çalýþan Japonlara geçmiþlerinden nasýl onur duymalarý gerektiðini anlatmaktadýr. Film Batýlýlarýn Japon kültürüne dair yanlýþ algýlamalarýnýn düzeldiði yönünde iyimser yorumlar yapýlmaktadýr. Çünkü Hollywood geçmiþte II. Dünya Savaþý sýrasýnda ve hemen sonrasýnda “Back to Bataan/Bataan’a Dönüþ” ve “Sayanora” gibi filmler Japonlarý kötü, vahþi, tehlikeli, hayvani özelliklere sahip, Japon kadýnlarýný ise sessiz ve boyun eðen karakterler olarak betimlerdi. 1980’ler ve 90’larda ise Japonya’nýn elektronik ve otomotiv endüstrisindeki önlenemez yükseliþi filmlerde soðuk, insani özelliklerden uzaklaþmýþ, para tutkunu Japon iþadamlarý betimlemesine yol açmýþtýr. Görüldüðü gibi Hollywood iki ülke arasýndaki politik ve ekonomik dinamikleri göz önünde tutarak film politikasýný belirlemektedir. 11 Eylül saldýrýsýndan hemen sonra savaþ filmlerine aðýrlýk vermesi gibi kendi çýkarlarýna göre dünyaya mesajlar verip kamuoyu oluþturmaya çalýþmaktadýrlar. Popüler kültürün etkisiyle Batý giderek Doðu’yu daha iyi tanýyor. Buna göre kurgularýný belirlemektedir. Kendisine benzetme güdüsü dýþýnda, doðunun kültürünü istediði gibi dünyaya tanýtmasý ve kabullendirmesi gücünü gösterir. Hatta ülke aydýnlarýnýn ve eleþtirmenlerin bu filmlerden yola çýkarak, tartýþma platformlarý oluþturmakta. Gündemi belirlemektedir. Doðu ülkelerinde dýþardan gelen bir film haftalarca tartýþmalar yaratmasý ilginçtir. Sanki aydýnlar kendi kültürlerinden habersizlerdir, birinin bunlara neyi konu edip eleþtirmeleri gerektiðini hatýrlatmasý ve yön göstermesi gerekiyor. Adeta bunun öncesinde aydýnlar ne yazmalarý ne konuþmalarý gerektiðini bilmiyor, konu sorunu sýkýntýsý yaþýyorlar.
     Tibet’te Yedi Yýl, Son Samuray filmlerin-de iyimser bir tablo çizilse de, Batý Rüzgârý Doðu Rüzgârý’nda o kadar iyimser rüzgârlar esmediði gerçektir. Her iki filmin kahramaný maddeci (arzulu) kiþiliklerden arýnýp(?) huzurlu yaþama kavuþabilirler. Bu sadece politik bir yaklaþýmdýr. Belki de Batý’nýn yitirilen deðerlerine, bireylerine kiþilik kazandýrmaya çalýþmasýdýr. Çünkü batý toplum sistemi çatýrdamaya baþladýðýndan; Batý toplumsal olarak bir arayýþ içine girmiþtir. Batý’nýn yüzyýllar önceden doðaya ve manevi deðerlere savaþ açýp, onlarý tahrip etmesi, insanlarýný manevi boþluklara sürüklemiþtir. Þimdi de Doðu’nun felsefi dinleri vurgusunu yapmasýný tuhaf karþýlamamak elde deðil... Ýþte filmlerin aksine gele-neklerine sýký sýkýya baðlý olan, yýllarca Çin kültürüne baðlý olarak yetiþtirilen Çinli bir kadýnýn, Batýlý kadýnlara benzeme serüveni dile getirilmektedir. Kafasý karýþan, sorularýna cevap bulamayan, Batý’nýn bilimi karþýsýnda bilgisizliðinden dolayý þaþkýna dönen bir kadýn tipi karþýmýza çýkýyor. Batý Rüzgârý Doðu Rüzgarý’nda Japon filmlerinde olduðu gibi kadýn pasiftir. Aile içi kararlarda söz hakký yoktur. Son söz erkeðindir. Ama annenin evlatlar arasýnda aðýrlýðý vardýr. Onun onayýný alma zorunluluðu vardýr. Onun onaylanmadýðý zaman tartýþmalar aileyi ikiye bölebilmektedir. Anne evladýný reddetmekle tehdit ede biliyor. Her ne kadar son karar erkeðin olsa da kadýnýn aile içi gücünü hafife almamak gerekiyor. Kadýn geleneksel deðerlere daha fazla baðlýdýr. Hatta geleneklerin koruyucusu görevini taþýmaktadýr. Kadýn için mahremiyet ve saygý önemli bir yere sahiptir. Bunlara raðmen kadýn, erkeðin etkisinden kendini kurtaramadýðý için zamanla deðiþime karþý fazla direnememektedir. Bu deðiþim daha çok genç kýzlar ve kadýnlar için söz konusudur. Çeliþki arasýnda kalan gençlerdir. Batý
Rüzgarý köklü bir geçmiþe sahip Çin ailelerini ikiye bölmekte. Ýnsanlarýný kendisine benzetmektedir. Görüldüðü gibi Batý Rüzgârý Doðu Rüzgârý, filmlerle zýt bir görüntü çizmekte.
     Batý huzuru arama arayýþý içindeyken; Doðu elindekilerin deðerini bilememenin ve koruyamamanýn sýkýntýsýný yaþamaktadýr. Batý Rüzgarý Doðu Rüzgarý’nda olduðu gibi genç nesil kendi kültürüne yabancýdýr. Geleneklerinin taþýdýðý mesajlarý ve baðlayýcý unsurlarýný bilememektedir. Bu deðerlerine olan yabancýlýk Batý’nýn pozitif mantýðý karþýsýnda çözülmektedir. Ve genç nesil kendinden önceki kuþakla çatýþma haline girmektedir. Aileler ikiye bölünmüþtür. Baba oðlunu; anne kýzýný anlamýyor. Anne ve babalarýn duygusal yaklaþýmý nedeniyle gençler serbest býrakýlmaktadýr. Bu serbest býrakýlmýþlýk birazda çaresizliktendir. Çünkü kültürün bilinçsiz aktarýmý ilk kuþaðý da bilinçli bir anlayýþtan mahrum býrakmýþtýr. Böylece Doðu, Batý karþýsýnda hýzla kan kaybetmeye devam etmektedir. Doðu’nun duygu, erdem gibi manevi öðeler içeren kozmopolit yapýsý, Batý’nýn ahlaktan, erdemden uzak anlayýþý karþýsýnda direnebilmenin yollarýný bulmasý gerekiyor. Doðu kendi kültürüne ve insanýna sahip çýk-malýdýr. 

*yedi: Kutsal sayý... Yaratýcý ilkelerin bir üçlüsü (faal akýl, pasif bilinçaltý ve iþ birliðinin düzenleyici gücü) ile beraber maddenin dört unsur ve bunlara eþ denilebilecek nitelikteki duygusal güçlerle (Hava: Us, Ateþ: Ýrade, Su: Duygu, Toprak: Ahlak) çevrili bir dörtlüden oluþur. Ve tüm bunlarýn toplamýndan, Kutsal Yedi sayýsý doðmuþ olur.
Bu sayýnýn kutsallýðý genel bir inançtýr. Sümer, Babil, Mýsýr, Yunan, Roma v.b. gibi çeþitli toplumlarda inanýldýðý gibi, dini otoritelerde de (Hýristiyanlýk, Müslümanlýk, Tasavvuf ve Þeriat) geçerli kutsal gerçekliðini sürdürmüþtür. Yedi sayýsýnýn kutsallýðýnýn, eski Babil’ lilerin gökte saptadýklarý yedi yýldýzdan doðduðu sanýlýr. Yedi kat gök, Yedi kat yer, haftanýn Yedi güne bölünmesi, Dünyanýn 7 ülkeden meydana geldiðine inanýlýyordu. Gökte 7 gezegen biliniyordu, takýmyýldýzlarýnýn 7 yýldýzý vardý, haftanýn 7 günü, göðün 7 katý, Gökkuþaðýnýn 7 rengi...


Osman Tatlý

osmantatli@gmail.com
www.suskunsinemayazilari.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kitabýn Hayata Yansýmasý ve Yabancýlaþma
Köþe Sultanlarý

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Edebiyat Fakültesinde Dergi Çýkarmak
Ýklimler / Film Eleþtirisi
120 / Film Eleþtirisi
Üç Maymun / Film Eleþtirisi
Neþeli Hayat
The Ýmam"ýn Savaþý Kiminle
Doldurmanýn Tadý Adýndan Deðil, Malzemesinden Anlaþýlýr
Türkiye Sinemasý ve Sinemada Algý
Þiddetin Yükselen Yeni Adý: Testere
Suskun Sinema Yazýlarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalnýzlýk Sözleri I [Öykü]
Hayalim Yazar Olmak [Roman]
Hayalim Yazarlýk [Roman]
Okuyorum Ama Yazamýyorum? [Roman]
Yazar Kimliði [Deneme]
Aþk ve Cinsellik Ayrý Þeylerdir [Deneme]
Aþk Yolculuðu [Deneme]
Yazar Konularý Nereden Alýr [Deneme]
Ýslamda Kadýna Kýrbaç [Deneme]
Aþkýn Kölesi Olmak [Deneme]


osman tatlý kimdir?

okuyucu ile beraber yolculuk yapmak


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © osman tatlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.