Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
Ne kadar güzel söylemiş atalar. Gerçekten sakınan göze bir şekilde batıyor çöp. Sonra sorgulamaya başlıyoruz: ‘Ben nerede hata yaptım?’ Bu kadar dikkat ederken kimsenin kalbini kırmamaya, kimseyi incitmemeye neden üzülür birileri? Neden?…Neden?…Neden?... Şimdi sorguluyorum; hiçbir neden yokken, hiç kimse art niyetli değilken neler üzer, incitir insanları? Göreceli bu sorunun cevabı. Hepimiz o kadar farklıyız ki birbirimizden. Tepkilerimiz farklı, eleştirilerimiz farklı, yorumlarımız farklı. Ancak bir ölçü olmalı. Mutlaka ortak, değişmeyen bir doğrumuz olmalı. Önce ‘Boğazın kırk düğümü var’ sözünden yola çıkabiliriz örneğin. Ya da empati kurup:’ Aynı davranış bana yapılsa neler hissederim?’ sorusunun cevabı bizi doğru bir karara götürebilir. Fevri davranışlarımız çoğu zaman zarar verir bize ve çevremizdekilere. Çoğu düşünülmeden ‘pat!’ diye yapıverdiğimiz davranışlardır. Ancak bazen de zamana bıraktığımız pek çok tepki, zamanında yapılmadığı için anlamını yitirir. Elbette ‘İnsan beşer , bir gün şaşar.’ Şaşar şaşmasına da hatasını telafi eder. Ya da etme yolları arar. Bu davranışın bir özrü vardır, bir alttan alması vardır -ne bileyim- bir şekilde bir telafi yolu vardır. En azından bir açıklaması vardır. Hiçbir neden yokken yani size zarar vermemişken bir insanın ayağına basar mısınız? Bastığınızı düşünelim en azından özür dilemeniz gerektiğini düşünmez misiniz? Önce basmamanız gerekir elbet, sonra da haydi yaptınız bir hata diyelim özür dilemeniz gerekir. Değilse nasıl sağlanacak hak ve adalet? Bir yanlış anlaşılma bile kahrederken insanı bu kadarı da artık lades… ‘Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır’ Sivri dil de onulmaz yaralar açar. ‘ Ben haklıyım’ noktasında ne kadar ısrar edersek edelim, incitmişsek, kırmışsak anlamsız olur haklılığımız; duvarlar örülmüştür bir kere, geriye dönüşü yoktur. ‘ Ben her şeyi senden daha iyi bilirim!’, tavrı gerçekten biliyor olsanız bile hiçbir şey bilmediğinizi ifade eder. Yani tek bir yanlış tüm doğrularınızı siler süpürür gider. Özgürlük bir başkasının haklarının başladığı yerde biterken doğrularımız hala göreceli ve nalıncı keseri. Bir insana daha yakınız diye daha uzak olan insanın haklılığına gölge düşürmekse doğru olamaz. Doğru nesnel olmak zorundadır. O zaman doğru, doğru olmaktan uzaklaşır, yanlışın kardeşi olur. Doğrusuz yaşanır yaşanmasına ama huzur olmaz. Sitemle öfkeyi karıştırmamak gerekir. Haklı sitemkârdır, ya içine kapanır ya tartışır ya da isyan eder. Gülüp geçmekse herkese göre değil. Kargaşa doğar, birlik ve beraberlik bozulur, güven ve itibar olmaz… Hep derim:’ İnsan ilişkileri zor.’ Narsist yanımız peşimizi bırakmadığı sürece belli ki daha çok üzüleceğiz. Soğukkanlı, sağ duyulu, sabırlı, hoşgörülü olmak işin en can alıcı noktası. Ölümcül olmayan her şeyin çözümü var. Yeter ki çözmek isteyelim. Ah! hep diyorum: ‘ Sakınan göze çöp batar!’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |