yazı resim

Dostlar
Yoldaşlar
Bu bir veda şiiridir hepinize
Başlangıçların kahreden yalnızlığında

Sürgünde ki şairin atıp çıkınını omzuna
Gitme vakti gelmiştir artık kendi karanlığına

Sürgünde sevmek
Sürgünde yürümek
Sürgünde ağlamak
Ve üşümek sürgünde
Sürgünde sevilebilmek ihtimali
Pırıl pırıl gökyüzünde sımsıcak güneş belki de
Mayakovskinin sandalı çatladı burgaçların sonsuz derinliğinde
Bir yüzyıl önce

Bilinmez belki de o gün tükenmişti tüm sözler
Yaşamın çırılçıplak deliliğinde

Bir avuç Tahire gebe olsa da dünya
Ne Tahiri aldı içine
Ne de sevdi bir kere
Öyle ya
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Oysa
Karanlığa övgü düzmeye gerek yok
Korkmaya da
Quasimodoların cennetidir
Karanlığın göbeği

Nasıl sarılabilirsin yoksa
Sırtında kavuşmuyorsa kolları
Nasıl öpebilirsin coşkuyla
Dudakları değmiyorsa ruhuna
Ya güneşe nasıl selam verebilirsin
Alnını yakmıyorsa ufku
Yani Tahir
Yalnızca masallarda şairdir
Zühre ve elma
Terk ettiyse onu
Ne barikat kalır uğruna ölünecek
Ne mavzer sesi
Ne çocuk gülüşü

Karanlığa övgü düzmeye gerek yok
Korkmaya da
Nasıl olsa
Quasimodoların cennetidir
Karanlığın göbeği

Dostlar
Mayakovski değilim
Sandalım kırılmayacak hiçbir burgaçta
Ya da ele avuca sığmaz Zühre duymayacak
Tek bir yakarış
Ağıt da

Yani bu bir veda şiiriyken bile
Dik
Onurlu düşülecek yollara
Kalan son adımın izinde

Dostlar
Eğer mümkünse hani
Vasiyet de değil ya
Benden bir selam yollayın ülkeme
İçten
Samimi
Çocuklara bir öpücük kondurun yanaktan
Adı Rüzgâr olanlara sarılın mesela
Dalga olanları geçerken
Gülmeyi ihmal etmeden
Hani bir Sitera çıkarsa karşınıza
Olur ya birden
Sıkıca sarılın kollarınız ve bedeninizle
Bir babanın kaybettiği kızı
Sevgilinin sevdası
Yaşamın ısmarlanmamış tek bir tebessümüymüşçesine
Ve annesinin şaşkın bakışları arasında okşayıp başını
Şairdendi deyin usulca
Gülümsemeyi unutmadan
Hani olur da sorarsa biri
Şair kimdi?

Tahir deyin sessizce:
Bıraktı deliliği

Vuslat AKTEPE

default.Responses

Başa Dön