Bir adam tanıdım, ilk bakışta sessiz ve sakin, ama gülünce gözleri ışıldayan. Nasıl ayın evreleri varsa, onun da evreleri olduğunu keşfettim. İlk tanıştığında Yeni Ay oluyordu. Karanlık bir gökyüzü, kendisi var ama görünmüyor. Seçebildiğin tek şey çevresindeki yıldızlar. Eğer o yıldızlar gökyüzünün zifiri karanlığında gözünü kamaştırır, seni peşine takarsa belki de hiç göremezsin onu.
     Ama ışıltıya aldanmaz, sabırlı olursan, fark edersin İlkdördün'ü. Bu evrede yüzü sana dönmüştür ve başlar güneşin, kalbinin ışığını yansıtmaya sana. Sessizlik yerini güzellikleri paylaşmaya bırakır. Yeni ay evresinde sen onu daha göremezken, uzaktan izlediği seni adım adım keşfetme dönemi başlar. Ağzından çıkan her lafı dinler, her hareketini kaydeder, çünkü bütün bunlar en önemli ipuçlarıdır senin kişiliğinin. Öğrenmek ister hangi tür müzik seni en çok etkiler, hangi çiçeği seversin, hangi yazarları okursun, hangi filmleri izlersin. Yağmurda yürüyüşü sever misin, sokak kedilerini besler misin, hangi ülkeye en çok gitmek istersin, kendini en rahat nerede hissedersin. Bütün bu sorular farkettirmeden sorulur, cevaplar özenle kaydedilir ve sana kendi beğenileri de derinden hissettirilir.
     Kalbinde bir şeyler yeşerdiğini duyumsarsın, güzel günler geçirirsin, mutlusundur ama daha fazla bir şeyler vardır, daha güçlü bir duygu, sen tam adını koyamamışken başlar Dolunay evresi. Bu evrede Ay'ın adamın sadece yüzü değil tüm bedeni sana döner. Anlarsın fark ettirmeden istila etmiştir tüm benliğini. Bir zamanlar en sevdiğin şeyler, sadece onunla yaşanınca güzeldir artık .Hayatının her alanına bir iz bırakmıştır ve sen o izleri coşkuyla takip edersin. Herşeye hazır olman gerekir bu evrede .Bir gün elinde kırmızı bir gülle romantik bir yemeğe çıkmaya da gecenin 11'inde şarapla dolunayı seyretmeye de. Başın omzunda en sevdiğin yönetmenin son filmini izlemeye de, Çaykovsky'i elleriniz kenetlenmiş bir şekilde iki beden tek ruhla dinlemeye de. Lavanta kokusu eşliğinde kalp meditasyonu yapmaya da, sağanak yağış altında tek şemsiyeyle elele gezmeye de. Bazen gizemli ve çok farklı bazen de saf ve senin tam anlamıyla kendini bulduğun, bütünleştiğin bir evredir, Dolunay evresi.
Ama hiç beklenmedik bir anda tam da alışmışken ona,almışken onu tüm hayatına başlar Son Dördün evresi.Bu evrede sana tamamen dönük olan bedeni yok olmaya başlar,görebildiğin sadece başıdır çünkü yüz çevirmiştir senden.Algılamak belki de kabullenmek zaman alır, mutluluk, yerini önce şaşkınlığa sonra da hüzne bırakır. Hayatını onsuz düşünemezken tek çaren malesef çabalamaktır tekrar yüzünü sana dönmesi için.
     Ama her çaba boşunadır artık çünkü döngü bitmiştir, o tekrar Yeniay' dır artık ve senin göğünde görünmez olmuştur. Hüzün derin bir acıya dönüşür. Bağlılığın azalmak yerine daha da artar, çünkü dolaştığın her sokakta, dinlediğin her müzikte, okuduğun her kitap da onu görmeye başlarsın. Bir bakarsın ki izlediğin filmlerdeki oyuncular bile ondan özellikler taşır.
     Tam da artık acının en derin yerindeyim dediğin, eski tüm zevklerinin seni bir nebze bile mutlu edemediği aksine onu hatırlatarak kalbini daha da acıttığı günlerin, uzun gecelerin sonunda bir şey olur. Evet ansızın bir ışık belirir, hem de tüm ruhunu aydınlatan bir ışık. Önceleri kaçmak istersin, Aysız kapkaranlık bir geceye dönüşen kalbine, bu yoğun ışığın en küçük bir ışınının bile sızmasını istemezsin. Karanlık gecelere alışmışsındır artık, küçük bir yıldıza bile tahammülün yoktur. İncindiğin yerden dağlanmak en büyük korkun olmuştur.
     Ama karanlık bir gece, tüm cesaretini toplayıp açınca gözlerini görürsün gerçeği.Senin tüm evrelerini yaşadığın Ay,senin gölgende kalmış, tutulmuş, görünmez olmuştur ama karşında senin Dünyandaki tüm enerjilerin kaynağı Güneş vardır ve gerçek hayatın şimdi başlayacaktır.