"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
hayattı akıp giden parmaklarımızın arasından, kısacık bir ırmaktı, biz sonsuz sandık, umursamadık... farzetmekten ibaretti herşey herşey ertelemekle geçti kocaman ve dipsiz bir torbaydı yarın, içine geleceğe dair ne varsa tıka basa doldurduğumuz, çöpe attığımız sonra... son baharımızda dalımıza takılı kalan son yaprağımıza umut bağladık henüz sarıya tam dönmeden daha... hangimiz yaprak, hangimiz son güneş? ... ne güzel seyrederiz kızıla çalan yaprakların soğuk yangınlarını / öykülerini bilmeden... bizide öylemi severler; uzaktan kızarmış son rengine bakarak ömrümüzün, sevip sevip giderlermi önümüzdeki kışla başbaşa bırakarak? herkes çekilince başlayan rüzgar, her sabahında ömrümüzün parmaklarını sızlatan kırağı küsmelerimiz ve bir sabah bizi terkeden dal sonra kızıl kanımızda başlayan çürük; hiç kimsenin hiç bir şeyi olmamak, umursanmamak, unutulmak, sadece akılların bodrum katında küflenmiş bir hikaye olmak ve bir ilkindide hiç tanımadığımız bir imamın inanmadığımız dilde okuduğu sal'a ve herkesin riyakarlığı bir daha ;"iyi bilirdik" aslında iyi bilen bizdik ve kötü yanılan! /hangi anne gelip yıkar yüreğimizin kanayan dizlerini bu son düşüşte, uyuduğu uykudan?/ ... oysa ne kelebekler konup konup geçmişti üzerimize, ne güzel şarkılar söylemişti aşkın binbir dilinde yaz böcekleri... biz her güneşte daha rengarenk her geçen gün dahada güzel... ne güzel inanmıştık kendimizi kandırmıştık yada... ... kelebeklerin, böceklerin, günlerin, güneşin,ayın, yıldızların ve hatta yağmurların bile sadece an'lık heveslerinin kasıklarındaki edepsiz sancı dinene kadarmıydı sevildiğimiz? ya bizi hiç bırakmamasına köklerimize sarılan, yalvaran,ağlayan toprağa ne demeli? ... birden farkederiz ki çekip gitmiştir rüzgarlar, uçurtmalarımızın en son gayreti asılı kalmıştır havada son bir umutla ve yaşam kurşun gibi ağır... ... sevme demidir şimdi son yaprağın dalına dalın gövdesine gövdenin köküne kökün toprağına sımsıkı sarılma demi ve hiç bırakmamak tuttuğumuz elleri... ... o ağaçlarını hatırlıyorum benim yanlış okuduğum... nede güzel paylaşmışlar yaşamı nede güzel karşı durmuşlar ne güzel bir isyandır bu? ... son yola çıkışımızdır farkındamısın? tüm limanlar başkalarına, başka bekleyişlere satılmış, artık hiç bir gemiyi bekleyemeyeceğiz ve içinde bulunduğumuz tufan... ben yüzme bilmem kulaçların kulaçlarım olsun nefesin nefesim kurtar bizi bu karanlık sulardan... ... a&m
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |