Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
Yaşayamadıklarını üst üste konunca yaşamak ne kadarda zordu. O denizlerin en büyük, en güzel, en güçlü balığı olduğunda denizden çıkıp karada da yaşayabileceğini sanıyordu. İste hayattan öğrenemediği buydu. Nerede yaşamasını, hayatta kalmasını öğrendiysen orada yaşayabilirdin ve başka hayatlar göründüğü gibi değildi, her yaşamın bir zorluğu, bir alışkanlığı vardı ve ne kadar çok hayat yaşamışsan o kadar çok tat almışsın demekti. Elif düşündü hadi okulu kırmanın tadını al bakalım, bir sevgili ile çay bahçesinde kimselere görünmeden oturmanın verdiği heyecanı yaşa bakalım. Sonra yine hayır dedi olması gereken benim ve ben doğruyum yaptıklarımla ve yapmadıklarımla kendinden emin bir şekilde. Fakat yine unuttu onun için dünyanın varolmadığını, onun için değildi dünya, her kes içindi, küçük bir çocuktan, binlerce yıl önce yaşamış bir ihtiyara kadar herkes içindi ve herkesin gideceği bir tek yer vardı, yaklaşık iki metrekare. Birde ruhun geldiği yere gitmesi. Bütün gerçek buydu aslında götürebildiğimiz tekşey yaşadıklarımızla birlikte tecrübelerimizdi ve bunu bile görmeden, bilmeden, doğruluğuna emin olmadan bilinmeyene inandığımız için düşünüyorduk. Elif hayatı aslında üniversite yıllarında kavramaya başlamıştı ve kendisiyle olan çelişkileride bu yıllarda başlamıştı. Çünkü kazandığı okulda yeni insanlarla tanıştıkça lisede boşu boşuna saatlerce ders çalıştığının farkına varıyordu. Diploma notları Elif’inkinin yarısı kadarla olanlarla aynı sınıftaydı ve diplomasını aldığında da onlarada Elif’e dedikleri gibi hitap ediyorlardı. İşin en kötüsü çalışmaya başladığında onlarda aynı ücreti alıyor, onlarda aynı işi yapıyordu. o zaman anladı hayattan kaybettiklerini, o zaman anladı boşuna olan çabasının ona kazandırdıklarının yanında çok şey kaybettirdiğini. O zaman anladı ki sistem onun bir parçası değil aksine o sistemin bir parçası ve kaybettiklerini kazanmak, hayattan alamadıklarını alabilmek için çaba harcamaya, hiçbir çaba sonuçsuz kalmaz ama her yaşın tadı bir başka ve her şey zamanında bir başka tat bırakır damaklarda. O yüzden kardeşinin yüzündeki gülümseme Elif’inkilerden hep daha farklı ve daha tatlı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sinan Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |