Minik kus
Goklerde ozgurce ucan, maviyi delice seven bir kustu.
O gun de mavi denizin uzerinde, goklerde, beyaz bulutlar arasında kanat cirparak dolasıyordu....
O da ne? Yureginde birden bir sızı duydu, sicacik bir seyler minicik yureginden akıyordu...Alcaldı indi yere, nefes nefeseydi. Evet kanıyordu yuregi, bir şeyler olmustu minik kusa....
Ucmak istedi, kanatları tutmuyordu...
"Kimdi yaralayan?"anlayamadı minik kus.
Habersizceydi....
Kımıldamayamadan durdu oylece...
Gunler, aylar gecti, yureginin kanaması durdu,
yarası kabuk bagladı...Sonra o kabuklar da iyilesti,
yok oldu.Yok oldu da, bir bosluk kalmıstı....
Yarasını zaman iyilestirmisti de izler silinmiyor, boslugu duruyordu...
Özledigi maviliklere ucmak istedi.
Yerden biraz yukseldi, kanatları tutmadı, dustu.
Tekrar denedi, cok az yükselebildi ancak...
Olmuyordu eskisi gibi...
Kimdi O'nu yaralayan, nedeni neydi?
Anlayamamiş, bilememisti....
Bekleyecekti minik kus sabırla,
umutluydu,
boslugunu dolduracak,
izlerini silecek,
O'nu ozledigi maviliklerin
enginligine tasıyacak
birisi olacakti yasamda.
Mart 2002
Nesrin Gocmen