"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Mağaranın Kamburu romanını kendi imkanlarımla yayımladıktan sonra, çeşitli sitelerde bu kitaptan 100 tanesini posta masrafı da bana ait olmak üzere ücretsiz göndereceğimi yazdım. Aradan günler geçmesine rağmen bırakın 100 kitabın tükenmesini 30 tane bile isteyen çıkmadı. Bunun üzerine bu duyarsızlıktan yakınan bir yazı yazdım. Yazım Vatan Gazetesi yazarı sayın Mustafa Mutlu’nun dikatini çekti ve köşesinde buna yer verdi. Mustafa beyin konuyu işlemesi ses getirdi ve adeta talep patlaması oldu. 100 derken 250 kitabı çeşitli okurların adreslerine ücretsiz gönderdim. 250 kitaptan sonrası için isteyenlerden ise sadece maliyetini talep ettim. Kısa sürede elimdeki kitaplar eridi ve yaklaşık 550-600 tane kitap okur ile buluştu. Bu açıklamayı vermemin nedeni, kitap yazıp da bastıramayan arkadaşlara bir mesaj iletmektir. Bıkmadan, usanmadan çabalamaları gerekiyor. Bir gün, bir yerden, bir şeyler olabileceğine dair umutlarını yitirmesinler. Yazmaya,yayımlamaya çalışmaya devam etsinler… ** Bu romana gelen yorum/eleştiri/değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak istedim. İlk yorumu yazan arkadaşın ad-soyadını verceğim, çünkü kendisinden izin aldım. Diğerlerinin kimliklerini ise saklı tutmak zorundayım. ** Sayın Serkan Suphi Teker’in yorumu: Merhabalar Ömer Bey. Kitabınız elime ulaşalı 2 gün oldu. Açıkçası geldiği gün okuyup bitirmeyi hedeflemiştim ama evde, annemin ve ablamın kitabı benden önce "gasp" etmelerine karşı koyamadım:) Onlardan arta kalan zamanda da ben okuyup bitirebildim. Beni ilk okuduğumda rahatlıkla içine çeken kitap sayısı oldukça azdır. Ancak sizin kitabınız gerçekten rahatlıkla bir insanı içine çekebilecek akıcılık ve merakı içinde barındırıyor. Onca kişinin nasıl olurda bu kitabı keşvetmemiş olması gerçekten çok acı... Kitabın iyi yanlarının yanında nacizane bir iki eliştirim de olacak. Öncelikle diyologlar gerçekten akıcı ve merak uyandırıcı ama kafama takılan kamburun, adama her cevabını iyi de olsa kötüde olsa öğüt şekilnde vermesi. Bu birazcık ağır kaçmış gibi. Bunun dışında kitapta betimlemelerden neredeyse hiç yararlanmamışsınız. Yani 130 sayfalık bu roman rahatlıkla 400 sayfalık bir roman olabilirdi. Okurken olaylar o kadar kısa sürede ceryan edip bitiyor ki ne olduğunu hazmetmesi biraz zor oluyor. Mağranın, yada katlara inerken yaşadıklarını adamın ağzından anlatmak yerine hikayeci gözüyle betimlenseydi mükemmel olabilirdi. Size akıl vermek asla haddim değil. Elbette ki yılların verdiği birikim ve bilgiyle yazım tarzınızın bu şekilde olabileceğini sorgulamıyorum. Umarım beni yanlış anlamazsınız. Ben sadece bir okur olarak okurken yaşadıklarımı anlatmaya çalıştım o kadar. Kitap sonuçta sizin eviniz gibidir. Sizde beni bu evde ağırladınız. Benim yapmaya çalıştığım evde gördüğüm bazı aksaklıklara akılcı çözümler sunmak o kadar:) Üniversite yıllarımda Fantastik Krugu üzerine kitaplar okudum. Daha doğrusu seriler. Bunlardan da hayli etkilendim. Bilirsiniz fantastik serilerde genelde betimlemeler çok sık yapılır. Kitabı okurken karekteri sahiplenmek ve olayları yaşamak için. Aynı yıllarda FRP (Fantastic Role Playing) Oynamaya başladım. Bu oyunların en büyük özelliği oyuncularla oyunu yönetenlerin arasında gelişen diyologlarla beli bir kurguyu şekillendirmeleri. Arkadaşlarımla bunu çok uzun zaman oynadık. Ama ben bununla yetinmeyip bir de kendi senaryomu yazdım. İlk denememdi ve Fantastik Kurgu anlamında ülkemizde yapılması çok kolay olmayacak bir denemeydi. Aylarca yazım çalışmalarım sürdü. Ama bitirdim. Sonra da bunu film haline getirme çalışmaları başladı. Amatör bir ekip oluşturup 8 ay boyunca filmin çekimini yaptık. Sakarya'da okuduğum için heryerini kullandım diyebilirim. Sonuçta 130 dakikalık Türkiye'nin amatör ilk uzun metraj filmini çektik. Bunları neden mi anlatıyorum, inanın kitabınızın ilk bölümlerini okuduğum anda senaryomla benzerlik kurduğum bir çok yer farkttim ve eski günlerime geri döndüm. Ama acı bişey var ki, bende o filmi büyük bir gururla bitirip insalara aynı sizin dağıttım. Kimseden bana dönen olmadı. Sakarya'da başvurmadığım gazete, dergi, tv kalmadı. Hiç kimsenin umrunda olmadım. Bir gazetenin muhabirine "bakın ilk amatör uzun metraj filmi hemde fantastik kurgu anlamında biz çektik" dediğimde bana, "eee ne var bunda haber değeri taşımıyo ki bu, eğer filmi uyuşturucu bağımlısı üniversiteliler olarak çekseydiniz sizi haber yapardık" dedi. O an eserimi(!) göstermek için yaptığım tüm çırpınışlarım yerini mağlubiyet hissine bıraktı. Tek yaptığım yazmayı bırakmamak oldu. Şimdi mi... Şimdi mesleğim olan tasarım üzerine dekorasyon firması açtım ve edebiyat yada sinemadan çok uzaktayım. Hayallerim yıkılsada içimde bitmeyen bir umut ve senaryolar var. Bazı şeyler para olmadan olmuyor ne yazık ki. Bizimde arkamızda cemaaat liderleri yada örgütler olmadığı için finans kaynaklarımızla be film çekebilecek konumdayız nede kitap yazacak. O yüzden bekliyorum bir gün fırsatını bulmayı. Hayat ertelemelere deymeyecek kadar kısa da olsa, imkansızlıklar elimizi ayağımızı kırıyor. Elinize sağlık Ömer bey. Kitap içinde ki öğütleri hayatım da da çokça dinlemeye çalışıcam. Sizin gibiler oldukça umut hep var olacaktır. Sağlıcakla kalın... ** Yorumlar: (Elleri hürmetle öpülesi 75 yaşında bir hanımefendi. Yorum değil, kitap isteğinde bulunuyor, ama çok duygulandığım için sizlerle paylaşmak istedim. Virgülüne bile dokunmadan, yazdığı gibi ekliyorum…) *AYIN ÖMER FARUKHÜSMÜLLÜ BEY OĞLUM LÜTFEN BANA KİTABINIZI YOLLARMISINIZ.BEN 75 YAŞINDAYIM BU GÜNE KADAR YAPTIĞIM EN İYİ ŞEY OKUMAK OLDU.YEMEK YEMEK GİBİ BİR İHTİYAÇTIR BENİM İÇİN. ARTIK ESKİSİ GİBİ ELİME ALDIĞIM KİTABI BİR GÜN YARİNE 2 İLA 3 GÜNDE OKUSAMDA BAĞIMLILIGIMI BIRAKAMIYORUM. AYAKKABI ALMAYI DÜŞÜNÜRKEN KİTAP GÖRDÜMÜ TEREDDÜTSÜZ DÖRT BEŞ TANE ALMADAN DURAMIYORUM.SİZE BUNLarı yazmamın sebebi kitabınızın mutlaka okunacağına inanmanız için .Belki sonra düşüncemide bildiririm size. Lütfen yazmaya devam edin sevgilerimle hoşça kalın. Diğerleri: *Sayın Hüsmüllü! Kitabınızı bitirdim.Çok arı bir dil, akıcı ve sürükleyici bir üslup ile yazılmış. Sözün özü; bitirmeden elimden bırakamadım. Elimden geldiğince kitap dostu bildiklerime ulaştırmaya çalışacağım. Nice mutlu, sağlıklı ve başarılarla dolu bir yaşam dileği ile. *"İlk iki sayfada biraz sıkıldım, ama daha sonra elimden bırakamadım" *"Bugün sizin kitabı tekrar okudum çok sevdim sanırım daha da okuyacagım sagolunuz" *Mağara'nın Kamburu bugün elime geçti. O kadar sabırsızlanıyordum ki okumaya otobüste başladım. İlk defa bugün okulla ev arasındaki mesafe hiç bitmesin istedim..Teşekkürler Ömer Faruk HÜSMÜLLÜ. Yüreğiniz dert görmesin... *Ömer Amca çok teşekkür ederiz bizim için imzalamış olduğun kitaba.Gökhan okuyor şu anda sıradayım ben :) * "SAYIN ÖMER FARUK HÜSMÜLLÜ, KİTABINIZI BUGÜN ÖĞLE VAKTİ ALDIM. İNSANI İNSAN YAPAN DEĞERLERİ BEYİNLERE KAZIYAN SATIRLARINIZI KESİNTİSİZ OKUDUM. SAAT 16.30 VE KITABINIZ BİTTİ. TEŞEKKÜRLERİMİ, SELAM VE SAYGILARIMI SUNUYORUM." *"İlginç bir kişilk seçilmiş. Özellikle 20-28 sayfalar arası, Hayyam dan da dörtlük bulunann , kendinize özgü yaşam tecrübeleri içeren öğütvari, filozafça fikirleri çok beğenerek okuyorum. Tebrik ederim. Dil ve ifade olarak çok akıcı bulmadığımı söylemeliyim. Biraz zorlanıyorum okumakta ve bazı cümleleri tekrar okumak zorunluluğunu hissediyorum.Tabii bunlar benim amatörce algılamalarım. Başarılar diliyor, selam ve saygılarımı yolluyorum.” *"Saygıdeğer öğretmenim kitabınız için yürekten kutluyorum çalışmalarınızın devamını diliyorum,kitabınız bugün elime geçti, öylesine yürekten yazılmış her satırında büyük emekler sarfedilmiş bu eseri zevkle okuyacağımdan emin olabilirsiniz . İnanıyorumki her satırına sevginizi,umudunuzu ,dünyaya güzel bakan yüreğinizi koymuşsunuzdur yazarlara helekide eğitmense bu yazar saygım bir kat daha fazladır yürekleri güzel insanlara selam olsun " * Yorumlar için teşekkür ediyorum. İkinci baskıda bu uyarıları dikkate almaya çalışacağım. Mağaranın Kamburu hakkında bu sitede yer alan yazılar: http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=97762 http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=98192 ve facebook sayfası: http://www.facebook.com/pages/Ma%C4%9Faran%C4%B1n-Kamburu/154922504571531
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |