..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeğin dili çok yalın. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Güven ve Güvensizlik > M.Nazım Güler




28 Mayıs 2011
Sadece Yazmak, Yazarlık Mıdır?  
M.Nazım Güler
Kişi, okuyabiliyorsa, okur; yazabiliyorsa, yazar; ikisini gerçekleştirebilene de, okur-yazar, diyoruz. Yazarlık ise, ayrı bir şey, kavramlaşmış bir sıfat olmuştur. Her yazabilene “yazar” diyemeyiz. Yazarlık, yazma işlemiyle başlasa da sadece onunla sınırlı değildir; neyi yazmak, niçin yazmak, nasıl yazmak ve kimler için yazmak da çok önemlidir.


:BIIB:
SADECE YAZMAK, YAZARLIK MIDIR?

Kişi, okuyabiliyorsa, okur; yazabiliyorsa, yazar; ikisini gerçekleştirebilene de, okur-yazar, diyoruz. Yazarlık ise, ayrı bir şey, kavramlaşmış bir sıfat olmuştur. Her yazabilene “yazar” diyemeyiz. Yazarlık, yazma işlemiyle başlasa da sadece onunla sınırlı değildir; neyi yazmak, niçin yazmak, nasıl yazmak ve kimler için yazmak da çok önemlidir.

Yazar, biçim ve usul olarak; öncelikle yazım kurallarına uymalı; yazdıkları yazılar, anlaşılır ifadelerden oluşmalı; bunun için noktalama işaretlerine dikkat etmeli ve onları yerli yerinde kullanmasını bilmelidir. Bazen yanlış yere konmuş bir virgül, amaçlanan anlamı, tersyüz edebilir. Basit bir cümle düşüklüğü, ifadeyi anlamsızlaştırabilir, hatta yazarı gülünç duruma düşürebilir. Yanlış bir sözcük, anlam bozukluklarına meydan vererek ifade etmek istediğimiz şeyi, anlaşılmaz bir duruma düşürebilir.

Yazar, yazı ve söylemlerinde, içerik ve özü itibariyle bir “aydın” olabilmelidir; yani olgulara ve olaylara farklı bakabilen, onları farklı yorumlayabilen, onlardan doğru dersler çıkarabilen kişidir ve çıkardığı dersler, kitleleri eğitebilecek içeriğe sahip olmalıdır. Yazar, kitlelerin önünü aydınlatabilecek bir donanıma sahip olmayı şiar edinmeli ve bunu amaçlamalıdır. Kitleler, onların sayesinde önlerini daha objektif ve daha net bir şekilde görebilmelidir. Bunun için, yazar, yeterince kültürlü biri olarak, olgu ve olaylar üzerinde sağlıklı düşünebilen; onları, doğru gözlemleyebilen ve isabetli yorumlayabilen biri olmalı; konu üzerindeki değerlendirmelerinde, duygu ve düşüncelerini net olarak ifade edebilecek biçimde yazıya dökebilmeli ya da böyle bir kişi olmayı kendisine amaç edinmelidir.

Yazarlık, kişiye aydın olabilmeyi dayatır. Yazarlık ciddi bir iştir; her konuda kendisini geliştirecek beyinsel bir yoğun emeği gerektiren bu iş, asla hafife alınamaz ve küçümsenemez. Yazar, tüm gelişmeleri elinden geldiğince takip etmeli ve somut veriler üzerinden hareket etmelidir. Yazar, okuyucularını doğru yönlendirmek gibi ciddi bir sorumluğu üstlendiğini veya tersine onları, yanlış yönlendirmek gibi ciddi bir vebalin altına girebileceğini asla unutmamalıdır.

Okuyucular olarak, biz de; konulara ve yazılanlara objektif bakmayı öğrenebilirsek, varsa, kendi alternatif düşüncemize uygun farklı yaklaşımlarımızı da, yorumlayıp okuyucularla paylaşırken objektif olabileceğiz.

Farklı düşünmek kötü bir şey değildir; düşüncemize zenginlik kazandırabilecek bir nimet olarak bakmak ve görmek lazımdır bu farklılığı. Sorun, zaten farklı düşünmekte değildir; sorun, farklı düşüncelerimizi paylaşmasını bilememektedir. Farklı düşündüğümüz kişi ve yazarlara, varsa eleştirilerimizi yöneltmek yerine, hakaret etmekle, onlara çamur atmakla, onları kötülemekle, kıskançlık sergileyip aşağılamaya çalışmakla hiç bir şey kazanmayız, kendi kişiliğimize artı bir şey de katmayız. Aksine, kişiliğimizde ve bilinçaltımızda saklı duran kötülükleri, aşağılık komplekslerimizi dışa vurarak, kendimizi, sadece küçük düşürmüş oluruz. Sonrasında etkili olayım derken, itici oluveririz.

Aslında telaşa gerek bir durum yoktur; fikirlerimize karşıt veya aykırı düşen yazılar, tek doğru var saydığımız kendi fikir ve görüşlerimizi hemen bizden alıp götürmeyecektir. Fikirlerimizi yok sayıp, imha etmeyecektir. Tahammül gösterip sabırlı olmasını bilmeliyiz. Önce, aykırı sandığımız görüş üzerinde sağlıklı olarak düşünmeliyiz; sonra o görüşü, kendi görüşümüzle karşılaştırmalıyız. Eğer karşı görüşten alınacak yeni bilgi veya dersler varsa onları almaktan korkmamalıyız; ya da aksine, kendi görüşlerimiz daha doğru ve isabetli ise, ağırbaşlı bir tarzda, karşı tarafı ikna amaçlı ve mantıklı veriler desteğiyle, doğru var saydığımız kendi görüş ve düşüncelerimizi, alternatif olarak sunabilmeliyiz, sunmasını öğrenmeliyiz. Ancak gelişmek veya birbirimizi geliştirmek böyle mümkün olabilecektir.

Amacımız, birbirimizi kazanmak ise, görüş ve fikirlerimizi paylaşırken, karşılıklı saygı ve sevgi dairesinde daha dikkatli davranmalıyız. Sonuçta uzlaşma çıkmayınca, panik atak davranmamalıyız ve birbirimizi dışlamamalıyız. Unutmayalım ki, zaman da, bilgi de sonsuzdur; ne zaman kaybolur ve ne bilgi tükenir. Belki zaman, ömrümüzden yer; ama süreci doğru kullanabilirsek, araştırma, inceleme ve doğru paylaşımlarımızla zamanın değerini ve kazanılacak doğru bilgilenme yeteneğimizi, yeni nesillere, en verimli bir şekilde aktarmış oluruz. Bunun için, biz, kendimizden önceki nesilden daha ilerilere geçebilmeyi başarmak zorundayız; gelen nesil de bizi geçmelidir ki, gelişmeler, ileriye doğru yol almaya devam edebilsin. İnsanlık, mükemmeliyete doğru, ancak böyle yürüyebilir ve gelişebilir.

Okuyucularımız, yazdıklarımızı araştıran, inceleyen, ilgili konular üzerinde kendilerini geliştirebilen; alternatif bakışlar doğurabilecek şekilde fikir üretebilen; ürettiklerini de, isabetli yorumlarla bizimle paylaşabilir duruma gelebilmelidirler. Okuyucularımızın, bizimle paylaşacakları kendi açılımları, bize de yeni bakış açıları kazandırabilir. Okuyucularımız, bizlerden ilham alıp kendilerini geliştirebileceği gibi; geliştikten sonra, bize katkı sunabilecek doğru yorumlarıyla, bize, bir geri dönüşüm sağlayıp, bu kez onların, bize ilham kaynağı olabilmeleri pek ala mümkündür ve farkında olmadan onlar da bizi geliştirmiş olacaklardır. Böyle bir başarıda, karşılıklı olarak, ancak sevinç duyabiliriz, duymalıyız.

Kimse, bizim yazdıklarımıza körü körüne inanmak veya fikirlerimize katılmak zorunda değildir; zaten yazmadaki amacımız da bu değildir. Biz, istiyoruz ki, yazdıklarımızla, her düşünceden okuyucularımıza, bir eleştirel bakış tarzı, olaylara ve olgulara bakarken, onlara, sorgulayıcı farklı yaklaşım tarzları kazandırabilelim. Kendi düşüncemize ters düşen yazılar görünce, telaşlanıp saldırganlaşmamıza gerek yoktur. Aksine, o düşünce ile kendi düşüncemiz arasındaki farkın nedenlerini araştırıp, bilinçli bir şekilde üzerinde düşünüp, ortaklaşabilecek verilerin olup olmadığını sorgulamalıyız. Bu tez ve antitezden bir sentez çıkarabilir miyiz, diye bakmalıyız.

Değişik düşüncelerdeki okuyucularımız, kendi alternatif bakış tarzlarını, iyi yorumlayıp, bizimle burada güzel bir dille paylaşırlarsa, hem diğer okuyucularımızın bakış açılarına zenginlik katacaklar, hem de bizim bir eksiğimiz, yanlışımız varsa, bizi de düşünmeğe iteceğinden, kendimizi, yenilemeğe veya geliştirmeğe katkıları olabilecektir. Böylece okuyucularımız, aynı zamanda gurur ve moral kaynağımız da olabileceklerdir.

Çünkü biliyoruz ki, bilgi, sonsuz bir hazinedir; onun için sürekli öğrenmek, araştırmak ve kendimizi geliştirmek zorundayız. İşte bu aşamada, birbirlerimizi karşılıklı desteklemeyi, yeni bilgilerle birbirimizi beslemeği öğrenebilirsek gelişmemiz daha kolay, daha hızlı olur ve bakışlarımız daha geniş perspektifli olabilecektir. Daha derin düşünebilen, daha geniş açıdan bakabilen, en uzak varsayımları, daha yakından ve objektif bir şekilde öngörebilen insanlar olabileceğiz hep birlikte.

Daha bilinçli, daha yapıcı, geliştirici ve gelişmeci bir toplum olabilmemiz, bizim, bu yöndeki çabalarımızla doğru orantılı olarak yürüyecektir. Gelecek, bizim olacaksa; güzel olmalı, yaşanabilir olmalıdır. Her görüş ve düşünce buna hizmet etmelidir. Sonucunda, kimse zararlı çıkmayacak; tüm kazanımlar, herkese ve hepimiz için olabilecektir. Hep birlikte daha güzel yarınlara; eşit ve özgür ufuklara doğru yürümek dileğiyle…
Selam ve sevgiyle kalın.

M.Nazım Güler
info@mnazim.com

http://www.mnazim.com/konu-sadece-yazmak-yazarlik-midir-892.html

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Genelleme Yapmamak Gerek
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
14 Haziran 2011
Her yazının öğretici ve düşündürücü olması gerektiğine katılmıyorum. Yazılar, okunurken illa eleştiri malzemesi yaratması da gerekmiyor. Ayrı, ters veya farklı düşünmek te güzel bir yazı anlamına gelmiyor. Yazarlar tarafından yaratılan yazıların büyük bir oranı insanları sadece dinlendirip hoşnut tutar. Her meslekte olduğu gibi burada da başarının sadece tecrübede yattığını sanıyorum. Okumak, okumak... sonra bir nisbet yazmak; tekrar okumak ve tekrar yazmak. Yazmanın öğrenebilirliğine inanırım. Sağlıcakla kalın.

:: Teşekkür
Gönderen: M.Nazım Güler / , Türkiye
31 Mayıs 2011
Teşekkür ederim Vildan Hanım; yazımı okuyup yorumladığınız için.. Ellerinize, gözlerinize ve yüreğinize sağlık. Selam ve sevgiyle kalın.

:: ::
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
28 Mayıs 2011
Derli toplu, sağlıklı bir yaklaşım. Dostlukla..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın güven ve güvensizlik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tahammülsüzlük, Gelecek Korkusundandır!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bu Ülkede Barışı İsteyen Var Mıdır?
Hatip Dicle Olayı, Açılıma ve Çözüme Çomak Sokmak Mıdır?
Demokratik - Kürt Açılımı Nereye Kadar?
Kendi İrademiz Varsa Özgür Olabiliriz.
Kocaman Bir Asır Heba Edildi; Neden veya Kimler İçin?
Seçim Sürecinde "Demokratik" Yalanlar Yarışı Başlayacaktır!..
Kürtleri Temsil Sorunu ve Çözüm Sürecine Dair
Bilge Köyü Vahşetinin Gerçek Sorumluları Kimlerdir?
Seçimin Sonucu, Halklar Arası Barış ve Diyaloğu Dayatıyor
Yeni Anayasa, Son Anayasamız Olmayacaktır.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yüreğime Lehimliyorum Seni [Şiir]
Veda Edemem! [Şiir]
Uyan Ey Zergan Deresi! [Şiir]
Seni Arıyor Gözlerim [Şiir]
Dağlar Yüreğimi, Bu Dağlar! [Şiir]
Esirin Olmuşum [Şiir]
Tu Her Bijî Yilmaz Guney [Şiir]
Sende Buharlaşmaktayım [Şiir]
Ben, Kendim Olmak İstiyorum. [Şiir]
Zor Kabulleniriz [Şiir]


M.Nazım Güler kimdir?

www. mnazim. com ------- M. Nazim Güler Kitap okumak, Şiir yazmak, Resim yapmak özel zevklerim arasındadır. Vücudumu zinde tutacak ve koruyacak kadar spor yaparım. .

Etkilendiği Yazarlar:
Yoktur, kimsenin günahını almayayım.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.Nazım Güler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.