Yazar Tanýtýmý | Ýþ insanýn aynasýdýr. |
Yazýsýnýn Özellikleri | Yazý türlerim: Roman, öykü, deneme |
Edebi Etkiler | Heinrich Böll, Charles Dickens, Viktor Hugo |
Benzer Yazarlar | Daha nesnel bir yanýt için bu soru okurlara, eleþtirmenlere yönetilmeli! |
Özgeçmiþ | ERTUNÇ BARIN
Biyografisi:
Ertunç Barýn, 1951 'de Aydýn'da doðdu. Ýlk- ve ortaöðrenimini Aydýn'da, iþletme Ekonomisi Fakültesini, Federal Almanya'nýn Mannheim Üniversitesi’nde tamamladý.
Almanya'da Uluslararasý Sosyal Çalýþma Kurumunda öðretmen ve çevirmen olarak çalýþtý (1980 – 2006).
Ertunç Barýn’ýn Almanca yazdýðý öykü ve denemeleri birçok antoloji ve dergilerde yayýmlandý, radyo programlarýnda (WDR -Schulfunk) okundu. Bu arada öyküleri okuma parçasý olarak çok sayýda okul kitaplarýna girdi. Barýn 1982 yýlýnda Batý Almanya Radyosu'nun röportaj, 1983'te Münih Üniversitesi’nin öykü dalýndaki ödüllerini aldý. 1986 yýlýnda ise Adelbert von Chamisso Özendirme Ödülü birincisi oldu.
1989'da Uzun Bekleyiþ adlý ilk öykü kitabýný, 1994 yýlýnda da Þansölye'nin Yitik Piyonlarý adlý ilk Türkçe romanýný yayýmladý.
Kosswigs Vogel kommen immer noch (Kosswig'in Kuþlarý Hâlâ Geliyor) adlý Almanca romanýnda (1999), Atatürk’ ün ülkemizi çaðdaþ uygarlýk düzeyine ulaþtýrmak için gerçekleþtirdiði en önemli reformlarýndan biri olan Ýstanbul Üniversitesi reformunu ve bu reforma Hitler rejiminden kaçýp ülkemize sýðýnan birçok Alman profesörünün unutulmaz katkýlarýný anlattý.
Son romanlarý:
Yorumcu, Bilge Kültür Sanat, Ýstanbul, Ekim 2004
Tavla – Sarayda Ölümcül Oyun, Bilge Kültür Sanat, Ýstanbul, Eylül 2005
Devþirme Koca Solak, Bilge Kültür Sanat, Ýstanbul, Ekim 2006
|
Bulunduðu Yer | Ýzmir |
|
DEVÞÝRME KOCA SOLAK:
Bir Sýrp çocuðuyla deðiþtirilip devþirme verilen Ýshak, sonraki adýyla Aybar:
Sakýn Türkçe konuþma, Müslümaným deme!" diye tembihleyen pürüzlü sesi hâlâ kulaklarýndaydý. Öyle ki, o anda meydandaki þaþkýn bakýþlarýn "Ama bu Ýshak!" diyen seslerini duymadý bile.
Hayretini gizleyemeyenlerden biri de Papaz Vojislav'dý. Tepkiyle öne çýktý, tam söze baþlayacaktý ki, bir elin kolunu sýkýca kavradýðýný duydu. Dönüp baktýðýnda Milosav Petrovic ile burun buruna geldi.
Kaþlarýný çatarak,
"Sus!" dedi Petrovic. "Tanrý'nýn yazdýðýný bozma! Devþirme Aðasý her þeyi biliyor."
Kendini giderek saray entrikalarýnýn içinde bulan Danilo, yeni adýyla Üzeyir:
Eski koðuþ arkadaþlarýný yabana atma, siz birbirlerinizin derdi, ama melhemiydiniz de ayný zamanda, iþe Önce onlarla baþla, çekirdek oluþtur! Kerim, Asým, Nurettin... hiçbiriniz hizmetten kaçamazsýnýz, haþa! Hünkârýmýza layýk kullar olmak için öðrendiðiniz o bilgileri günü geldiðinde en doðru þekilde kullanacaksýnýz..."
"Beni dinlemezler ki..."
"Sen dinlemeyeni bana gönder!"
Üzeyir, bu konuda arkadaþlarýyla hiç konuþmadý. Aklý tehlikenin boyutlarýný görebiliyordu henüz. Duygularýnaysa, kimse bilmese de, yasak ve tehlikeli alanlarda gezmenin verdiði gizemli bir heyecan karýþmýþtý.
Bunu ancak Aybar 'la konuþabileceðini düþünüyordu.
Ve yalnýzca eþi Safîye Sultan'ýn bildiði bir nedenle ordusunun baþýna geçemeyen, özel muhafýzýna, "Sen hiç rüyalarýnda bir sabah uyandýklarýnda sokaklarýný kafalarý kýlýçtan geçirilmiþ köpek ölüleriyle dolu bulan Ýstanbul halkýnýn feryadýný duydun mu?" diye soran III. Murat...
Ayný dönemde, ayný küçük Sýrp köyünden iki devþirme... Ýstanbul'da baþlayan, farklý geliþen iki yaþam çizgisi... ve ürpertici, bir o kadar da düþündürücü bir SON...
Devþirme Koca Solak, yazarýn önceki kitaplarýndan tanýdýðýmýz gibi, aþýrý övgüyle yanlýþ bilgi, haksýz yergi arasýnda sýkýþan Osmanlý tarihinde yine insaný arayan, onu yaþadýðý dönemsel koþullarý içinde gerçek boyutlarýyla yakalayan sürükleyici bir roman, bir solukta okuyacaksýnýz.
|
|