Kötü bir barýþ, iyi bir savaþtan daha iyidir. -Puþkin |
|
||||||||||
|
Birkaç þeyden bahsetmek istiyorum; biri taharet, biri namaz, biri adalet, biri vicdan, biri itibar, biri de israf. Bu kavramlardan kýsa kýsa söz edip, günümüz toplum ve yönetimiyle karþýlaþtýrýlmasýný istiyorum. Taharet; pisliklerden temizlenme demektir. Ýki türlü taharet vardýr; Araplar "hadesten taharet" ve "necasetten taharet" derler. hadesten taharet manevi ya da ruhsal temizlik demektir. Necasetten taharet bok, sidik, kan, irin, sümük ve salyalardan temizlenme. Taharet tam anlamýyla yapýlmamýþsa, aldýðýnýz abdest gerçekleþmemiþ demektir. Abdest gerçekleþmemiþse, kýlýnan namaz da abdestsiz namaz olur dolayýsýyla. Kiþi “namaz” diye boþ bir egzersizden baþka bir þey yapmamýþ demektir. Ben toplumsal bir yorum getirmek yerine, kiþilerin kendilerinin ne kadar namaz kýldýklarýný, peþinden koþtuklarý kiþilerin namazý ne kadar anladýklarýný ya da kullandýklarýný kendileri yorumlasýnlar istiyorum. Bu yorumlarý göze alamayanlara açýkça söylesek de, Lut kavmi gibi inanmamaya devam edecekler. Bunu kendi akrabalarýmdan biliyorum. Namaz; Cenab-ý Hakk’a yapýlan bir teþekkürdür. Tanrý, kutsal kitaplarýnda kendisine nasýl teþekkür edilmesini anlatýyor. Þimdi yapýlan bu teþekküre bakalým; secde Tanrý’yla bað kurmanýn en eski ve kestirme yolu dersek yalan olmaz. Nemrut secde etmiþ, Firavun secde etmiþ. Ebu Leheb ve Ebu Cahil de secde etmiþ. O zaman ne olmalý ki, yapýlan secde bu korkunç varlýklardan farklý olsun ve Tanrý tarafýndan kabul görsün. Secdeden önce, kiþilerin nasýl yaþamasý gerektiði anlatýlýyor. Hýrsýzlýk, gasp, zimmete para geçirme, Tanrý adýna yeryüzünü yönetmeye kalkma, taciz ve tecavüz, hak ihlali, liyakatsizlik, kibir (çevresindeki her þeyi küçük ve deðersiz görme) bu hastalýklardan uzaklaþýnca yapýlan secde adýný andýðýmýz zalimlerin secdelerinden farklýlýk gösterecektir. Ýþte o zaman hadesten taharet gerçekleþmiþ ve abdestli olarak, saðlýklý ve güven içinde bir toplum oluþturmamýn mutluluðuyla yaptýðýmýz teþekkür Cenab-ý Hak indinde kabul görür / görecektir. Aksi durumda, Maun Suresi’ndeki ayetler devreye girer. "Bismillahirrahmanirrahim. 1. Dini yalanlayaný gördün mü? 2. Ýþte o, yetimi itip kakar; 3. Yoksulu doyurmaya teþvik etmez; 4. Yazýklar olsun o namaz kýlanlara ki, 5. Onlar namazlarýný ciddiye almazlar. 6. Onlar gösteriþ yapanlardýr, 7. Ve hayra da mâni olurlar." Adalet; bir toplumu dirlik ve düzen içinde tutan tek olgu. Hz. Aliye "Devletin dini olur mu?" diye sormuþlar. Hz. Ali de "Evet, devletin dini olur. Devletin dini adalettir" diye cevap vermiþ. Bugün bakýldýðýnda adalet, sadece bir suçlunun yargýlandýðý bir binanýn adý. Ýçeride ise, yargý salonun duvarýnda yazýlan yazýda yer alýyor; "Adalet mülkün temelidir." mülk sömüren bir gücün elindeyse, adalette sadece ona iþler. Çin atasözü "Ýki zengin hâkim karþýsýna çýkarsa hâkim istifa eder. Biri zengin biri fakir ise zengin kazanýr. Her ikisi de fakir ise adalet yerini bulur" der. Kendisine Ömer arayanlar bilmeliler ki, Ömer iman gibidir. Ýman nasýl kirli gönüllerde bulunmazsa, Ömer de kirli zihniyet taþýyan kibirli varlýklarýn yanýnda bulunmaz. Siz hiç laðýmda bülbül yaþadýðýný gördünüz mü? Yanýnda Ömer isteyenin peygamber gibi yaþamasý lazým. Vicdan; insaný nefsinin baskýsýna karþý koruyan zýrh. Vicdan; merhametin anahtarý. Vicdan; zayýfý ezmemek ve ezdirmemek. Çevrenize bakar mýsýnýz, bu vasfa uygun kimse kaldý mý ya da siz bu kavramý bünyenizde taþýyor musunuz? Destek verdikleriniz bu kavramýn mümessilleri mi? Yapýlan bütün alçaklýklara destek olacak güce sahip bu adamlarýn yanýnda olduðunuz kanaatini taþýmalarýnda aktif rol oynayanlardan mýsýnýz? Kimsiniz ve ne durumdasýnýz? Bütün toplumsal bozukluklar yaþanýrken, rahat ve huzur içinde uyuyabilecek kadar kaþarlananlardan mýsýnýz, kaþarlananlara özgüven aþýlayanlardan mýsýnýz? Ýtibar; bu kavramýn sözlük anlamý, bir kiþinin sosyal bir kitle karþýsýnda saygý duyulan biri olmasý. Bunun iki yolu var; biri dürüst, namuslu, ahlaklý ve hak sahiplerinin haklarýna riayet edip, bu konuda yapabileceði her þeyi yapan kiþi demek. Ýkincisi ise, toplumu baský altýna alarak, ne söylenirse itiraz edemden kabul eden bir topluluða dönüþtürme, yani istem dýþý bir saygýnlýða sahip olma. Bizdeki itibar arayýþýný gözden geçirin. Tabii kendinizi de gözden geçirin. Ýsraf; elde olan her þeyi ihtiyaç dýþý kullanmak. Bir ekmek yetecekken, beþ ekmek alýp, onlarý küflenmeye býrakarak ziyan etmek gibi. Üç beþ kiþiden çok cemaati olmayan bir caminin yanýna bir cami daha yaptýrmak gibi. Oturulabilir bir konak varken, yöneticilik gücünü ve imkânlarýný kullanarak, birbirinden görkemli saraylar yaptýrmak gibi. Sürekli çöküp masraf çýkaracak inþaatlarýn yapýmýna devam etmek gibi. Bir ulaþým aracý yetecekken birden çok araç temin etmek ve her birkaç yýlda bir bu araçlarý deðiþtirmek gibi. Bir yerden bir yere bir araçla gidilebilecekken, ayný yere gidecek herkes için bir araç kaldýrmak gibi. Ýþte bütün bunlarýn kaynaðýna bakýldýðýnda tek huyda toplanýyor; doðu toplumlarýnýn kibir, batý toplumlarýnýn narsist dediði davranýþ biçimi karþýmýza çýkýyor. Yöneten ve yönetilenlerin durumunu muhakeme edin isterseniz. Peygamber Muhammed kendisine inanan kiþilere süt ve hurma ikramýnda bulunup, sohbet ediyormuþ. Dýþarýdan bir yabancý gelip, "Buranýn efendisi kim? Kendisiyle görüþmek isterim" demiþ. Peygamber Muhammed "Efendi hizmet edendir" demiþ. Peygamber döneminde herkes namaz kýlarken, acaba Mekke ve Medine de kaçar tane cami vardý? Peygamber hangi sarayda oturdu ve oturduðu sarayý beðenmeyerek yeni bir saray istedi? Acaba Birçok yönlerini eleþtirdiðimiz, birçok yönlerini takdir edip hayranlýk duyduðumuz dört halifenin hangisinin kaç sarayý vardý? Bizans gibi, Habeþistan gibi, Hindistan gibi, Mýsýr gibi ülkelerden ziyarete gelenleri peygamber ve halifeler sarayda deðil de bir ev, bir çadýrda misafir ettikleri için itibarlarýndan mý olmuþlardý. Ben diyorum ki, kiþi inandýklarýnda samimi olmazsa, inandýðý ya da inanýyor göründüðü her þey baþkalarý tarafýndan deðersizleþtirilecektir. Týpký þimdi batýlý birçok yöneticinin gerek peygamberi, gerek Kuran-ý Kerim’i deðersiz görüp rencide edici tavýr almalarýna yol açtýðý gibi… Bu tutum, ahlak ve zihniyeti bozuk kiþilerin dine verdikleri zararla açýklanabilir. Siz neyi gösterirseniz karþýnýzdaki kiþiler onu görür. Peygamberi öldürmeyi planlayanlar bile mallarýný peygambere emanet edebiliyorlardý. Oysa þimdi, emanet edilen devletin haline bir bakýn. Yalan ve sahtekârlýk üzerine kurulu yasa ve yasaklarla yönetiliyor. Hanginize, niye inansýn insanlar? Dýþ güçler ve muhaliflerin oyunu yüzünden devlet bu durumda deðil mi? Halbuki o dýþ güçlerle yöneticiler yýllarca birlikte çalýþmýþlardý. Muhaliflerin ise yeterli gücü ve desteði olmuþ olsaydý zaten yönetimi deðiþtirirlerdi. O zaman engel ne? Yapýlabildiði kadar yapýp, ihtiyaç kadar yýkmak mý? Muhammed Ýkbal'in dediði gibi, erkek deveyi diþi, beyaz deveyi siyah gösterebilen azgýn Müslümanlardan ben, Ýslam’a sýðýnýyorum. Siz de aynýný yapýn ey Ýnsanlar. 19 Ocak 21 Gölcük
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |